(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2019/3975 E. , 2020/8567 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ...sliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin kararın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonucunda; esas yönünden istinaf isteminin kısmen kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davalı .... Vekili ve Davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş. Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... Hanak Şubesi ile davacıların murisi ...arasında 14/11/2014 tarihinde 57.000,00-TL"lik tarımsal kredi sözleşmesi akdedildiğini, ..."in 16/04/2015 tarihinde mide kanseri sebebiyle vefat ettiğini, bu sebeple davacıların davalı bankaya müracaat ederek kredi borcunun davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesini talep ettiklerini, hastalık tanısının 14/11/2014 tarihinde konulduğu gerekçesiyle davalı banka tarafından bu hususun reddedildiğini, ancak belirtilen tarihte müteveffaya mide kanseri teşhisinin değil ülser teşhisinin konulduğunu, mide kanseri teşhisinin 05/12/2014 tarihinde konulduğunu, yapılan tetkiklerle geçen bu süre zarfında müteveffanın mide kanseri olduğunu bilmesinin mümkün olamayacağını ve bu nedenle krediden vazgeçmesinin beklenilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek davacı müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile sigorta bedelinin (65.550,00-TL) dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne karar verilmiş; Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’nce, tüm dosya kapsamına göre, davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ...Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Hanak Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi"nce verilen 19/09/2017 tarih ve 2015/57 Esas 2017/629 Karar sayılı hükmün, HMK"nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, kaldırılmasına, Davacılar tarafından davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Davacılar tarafından davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş."ye karşı açılan davanın kabulü ile; sigorta edilen 65.550,00-TL"nin dava tarihi olan 22/07/2015"den itibaren işleyecek ticari faizi ile Ziraat Hayat Emeklilik A.Ş"den tahsili ile miras hisseleri oranında 16.387,50 TL"sinin davacı ..."e, 16.387,50 TL"sinin davacı ..."e, 16.387,50 TL"sini davacı ... Taşdemir"e, 16.387,50 TL"sinin davacı ..."e verilmesine, diğer davacılar ..., ... ve ... açısından davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. Vekili ve Davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ...Ş. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisi Asım Taşdemir ile davalı sigorta şirketi arasında 14.11.2014 tarihinde hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 16.04.2015 tarihinde sigortalı vefat etmiştir.
Davalı taraf, kanser hastalığının poliçe teminatı dışında olduğunu ve davacılar murisinin poliçe tanzim tarihinde kanser hastası olduğunu bildiğini ve müteveffa sigortalının bu durumu müvekkilinden saklaması nedeniyle sigorta teminatı kapsamı dışında kaldığı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, müteveffaya 02/12/2014-05/12/2014 tarihleri arasında kesin tanı konulduğunu, dolayısıyla poliçe tanzim tarihinden sonra hastalığın kesin tanısının konulduğu, bu sebeple davalı sigorta şirketinin sigortada mevcut bulunan teminat kapsamında sigorta bedelini sigorta mevzuatı çerçevesinde ödemekle sorumlu olduğu şeklinde yorumlanan bilirkişi raporları benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi ile, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesinde sigorta ettirenin, sözleşmenin kurulması sırasındaki doğru beyan yükümlülüğünün kapsamı düzenlenmiştir. Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, aynı kanunun 1439/2. maddesinde belirlenmiştir.
Dosya kapsamına göre, 14.11.2014 tarihli tarımsal kredi grup hayat sigorta sözleşmesinde, davacılar murisine ayrıca bilgi formu verilmediği, herhangi bir hastalığının olup olmadığının sorulmadığı, bu hususta beyanının alınmadığı anlaşılmaktadır. Ancak sigorta sözleşmesinin 10. maddesinde kanser hastalığının teminat dışı olduğu, sigorta sözleşmesi öncesinden bu hastalığı bulunanlar ya da kanser şüphesi ile herhangi bir tetkik yaptıranlar veya bir tetkik sonrası kanser şüphesi bulgusu olan kişilerin sigorta kapsamına alınmayacağının belirtildiği, sözleşmenin ""okudum, anladım ve teslim aldım"" denilerek davacılar murisi tarafından imzalandığı görülmüştür.
Somut olayda; davacılar murisi Asım Taşdemir"e Ardahan Devlet Hastanesi"nde çekilen 12.11.2014 tarihli USG raporunda, mide duvarında kalınlık bulunduğu ve endoskopi önerildiği belirtilmiş; ancak raporda herhangi bir kanser şüphesi bulgusu yada kanser şüphesine yer verilmemiştir. Aynı hastahanede 14.11.2014 tarihinde saat 10.00"da, Asım Taşdemir"e endoskopi yapılmış, ülsevejetan kitleye rastlanmış, malignite (kanser) şüphesi olduğu belirtilmiş; kesin tanı ise İstanbul Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastahanesi"nde 02.12.2014 tarihinde konulmuştur. Kredi sözleşmesi ve hayat sigorta sözleşmesinin imzalandığı tarihte davacılar murisine kesin tanı konulmadığı gibi, kanser şüphesinin tanımlandığı tarih ile sigorta sözleşmesinin tarihi aynı olup; her ne kadar kanser şüphesinin oluştuğu saatin 10.00 olduğu anlaşılmakta ise de, sigorta sözleşmesinde saat belirtilmemiştir. Poliçe aksi kararlaştırılmadıkça sigortanın poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, sigorta teminatının öğleyin saat 12"de başlayacağı ve öğleyin saat 12"de sona ereceği kabul edilmiştir. Bu itibarla; poliçe tanziminden 2 saat önce konulan tanı ile ölüme etki edecek nitelik taşıyan önceki kronik hastalıkların, riskin kapsamı konusunda değerlendirme yapma hakkı bulunan sigortacıya bildirilmesi gerektiği açıktır.
TTK"nun 1439/2. maddesinde, sigortalının kasten ya da ihmali ile beyan yükümlülüğüne uymaması hallerinin, sigortacının tazminat sorumluluğunun son bulması, tazminattan indirim yapılması, proporsiyon hesabı ile tazminatın belirlenmesi şeklinde üç ayrı sonucu olduğu kabul edilmiştir. Sigortalının poliçeden önceki rahatsızlıklarını bildirmediği ve bu bildirmeme halinin kast derecesinde olduğu; bildirilmeyen hastalıkların sadece ölüme etki eden faktör olup doğrudan ölüm nedeni olmadığı (bağlantının bulunmadığı) durumda, ödenen prim ile ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre (proporsiyon hesabıyla) tazminatın belirlenmesi, TTK"nun 1439/2. maddesi gereğidir.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacı murisinin, sigortacı için önemli sayılabilecek bir hususu bildirme yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, TTK"nun 1439/2. maddesinin son cümlesindeki proporsiyon hesabıyla tazminatın belirlenmesi şartları da dikkate alınarak bu
hususun hükümde tartışılması, gerekli araştırmanın yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazının reddine, davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...Ş"den ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Hayat Emeklilik A.Ş"ye geri verilmesine, 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.