
Esas No: 2020/1453
Karar No: 2021/10213
Karar Tarihi: 28.09.2021
Danıştay 6. Daire 2020/1453 Esas 2021/10213 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1453
Karar No : 2021/10213
DAVACI : … Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı/…
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının, Mersin İli, Akdeniz İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fabrikada uzun süredir sanayi faaliyetinin sürdürüldüğü, taşınmaza ilişkin olarak çevre düzeni planı değişikliğini gerektirir bir neden olmadığı halde yapılan değişikliğin mevzuata aykırı olduğu, taşınmazın fonksiyonunun sanayi alanı olarak korunması gerektiği, serbest bölge alanı ve enerji depolama alanı kullanımının uygun olmadığı, taşınmaz üzerindeki fabrika ve idari binaların yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerinin alındığı, davacı bakımından kazanılmış hakların söz konusu olduğu ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI : Dava konusu çevre düzeni planı değişikliğin Ekonomi Bakanlığı'nın talebi doğrultusunda Mersin serbest bölgesinin genişleme alanı olması amacıyla yapıldığı, işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :
Uyuşmazlıkta, 16/09/2013 onay tarihli Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında sanayi alanı kullanımında kalan dava konusu taşınmazlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 03/04/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile sertbest bölge alanı olarak planlanmış, Bakanlığın 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Çevre Düzeni Planı Değişikliğinde ise taşınmazlarda sertbest bölge alanı ve enerji depolama alanı kullanım kararı getirilmiştir.
Görülmekte olan davanın konusunu oluşturan çevre düzeni planı değişikliği öncesinde bu davanın da konusu olan taşınmazların serbest bölge alanı olarak belirlenmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 03/04/2017 tarihinde onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada, Dairemizin 28/09/2021 tarih ve E:2017/7318, K:2021/10212 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İnceleme konusu uyuşmazlık ise anılan davanın konusunu oluşturan taşınmazların serbest bölge alanı ve enerji depolama alanı olarak belirlenmesine ilişkin olduğundan davanın, Dairemizin 28/09/2021 tarih ve E:2017/7318, K:2021/10212 sayılı kararı göz önünde bulundurulmak suretiyle karara bağlanması gerektiği açıktır.
Dairemizin 27/09/2018 tarih ve E:2017/7318 sayılı ara kararı ile davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığından dava konusu taşınmazların 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu uyarınca serbest bölge ilanına ilişkin olarak Bakanlar Kurulunca alınmış bir karar olup olmadığının bildirilmesi istenilmiş olup 29/11/2018 tarihli ara kararı cevabında bölgenin Ekonomi Bakanlığının talebi üzerine serbest bölge alanı olarak planlandığı cevabının verildiği görülmüştür.
02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192. maddesiyle, Serbest Bölgeler Kanununun 2. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiş ise de işlem tarihi itibariyle serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulunda olduğu görülmektedir.
Bahsi geçen yasa hükümleri ile dava konusu çevre düzeni planı notlarının birlikte değerlendirilmesinden; leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) göz önünde bulundurulduğunda, parsel bazında plan kararlarının üretilmesinin mümkün olamayacağı açık ise de bir alanın çevre düzeni planında serbest bölge olarak planlanabilmesi için o alanın öncelikle 3218 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde serbest bölge statüsü kazanmış bir alan olması gerekmektedir.
Bu durumda, hakkında serbest bölge ilanına yönelik Bakanlar Kurulu tarafından alınmış herhangi bir karar bulunmadığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazların 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu uyarınca serbest bölge statüsü kazandığından söz edilemeyeceği, serbest bölge statüsü kazanmamış bir alanın çevre düzeni planında serbest bölge olarak gösterilmesinin dava konusu çevre düzeni planının 4.33 sayılı plan hükmüne, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu sonucuna varıldığından işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'NUN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının, Mersin İli, Akdeniz İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1.maddesinde, bu Kanunun, ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla serbest bölgelerin kurulması, yer ve sınırlarıyla faaliyet konularının belirlenmesi, yönetimi, işletilmesi, bölgelerdeki yapı ve tesislerin teşkili ile ilgili hususları kapsadığı hükmü, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 2. maddesinde de, Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu, hükmü yer almaktadır.
Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nın plan notlarında; serbest bölgeler, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ile serbest bölge statüsü kazanmış bir ülkenin siyasi sınırları içerisinde ancak gümrük sınırları dışında kalan, ihracatı geliştirmek amacıyla ticari ve sınai faaliyetler özel teşvikler sağlayan ve bu faaliyetlerin hızlı ve doğru şekilde yapılabilmesi için gerekli her türlü hizmetlerin sunulduğu alanlar olarak tanımlanmış ve bu alanlarda 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerinin geçerli olacağı kuralı getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 16.09.2013 onay tarihli Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında sanayi alanında kalan taşınmazların Ekonomi Bakanlığı'nın talebi doğrultusunda yapılan davaya konu plan değişikliği ile serbest bölge alanı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu plan notlarında serbest bölge alanları 3218 sayılı Kanun uyarınca serbest bölge statüsü kazanmış alanlar olarak tanımlanmış olması nedeniyle 3218 sayılı Kanun uyarınca öncelikle serbest bölgenin yer ve sınırlarının Bakanlar Kurulu (Cumhurbaşkanlığı) kararıyla belirlenmesi gerekirken bu yönde alınmış herhangi bir karar bulunmadığı, dolayısıyla alan henüz serbest bölge statüsü kazanmadan plan revizyonunu zorunlu kılan koşullar oluşmadan sanayi alanında kalan taşınmazların bu alandan çıkarılarak serbest bölge alanı olarak belirlemesinin plan notlarına ve hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 19/07/2017 tarihli Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının, Mersin İli, Akdeniz İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Daire since duruşma için taraflara önceden bildirilen 28/09/2021 tarihinde, davacı vekili Av. …'ın ve davalı idare vekili Hukuk Müşaviri …'ın geldiği, Danıştay Savcısı …'nun hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının, Mersin İli, Akdeniz İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder." kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin "Planlama alanı" başlıklı 18. maddesinde, "Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır." kuralına, "Plan ilke ve esasları" başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır." kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19. maddenin 2. fıkrasında, "Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar." düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3. fıkrasında, " Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır." kuralı, 4. fıkrasında, "Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir." kuralı, 5.fıkrasında, "Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur." kuralı bulunmaktadır.
Serbest Bölgeler Kanununun dava konusu planın onay tarihinde yürürlükte bulunan 2. maddesinin 1. fıkrasında, "Türkiye'de serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmü yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davaya konu Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nın 4.33 sayılı plan hükmünde "Serbest Bölgeler: 3218 sayılı "Serbest Bölgeler Kanunu" ile serbest bölge statüsü kazanmış; bir ülkenin siyasi sınırları içerisinde ancak gümrük sınırları dışında kalan, ihracatı geliştirmek amacıyla ticari ve sınai faaliyetler özel teşvikler sağlayan ve bu faaliyetlerin hızlı ve doğru şekilde yapılabilmesi için gerekli her türlü hizmetlerin sunulduğu alanlardır." kuralına, 8.21.1 sayılı plan notunda; "Bu alanlarda 3218 sayılı “Serbest Bölgeler Kanunu” ve ilgili yönetmelik hükümleri geçerlidir." 8.21 sayılı plan notunda; "Bu alanlarda yer seçecek kullanımlar ve yapılaşma koşulları alt ölçekli planlarda belirlenir." hükümlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, 16/09/2013 onay tarihli Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında sanayi alanı kullanımında kalan dava konusu taşınmazlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 03/04/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu ile sertbest bölge alanı olarak planlanmış, Bakanlığın 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Çevre Düzeni Planı Değişikliğinde ise taşınmazlarda sertbest bölge alanı ve enerji depolama alanı kullanım kararı getirilmiştir.
Görülmekte olan davanın konusunu oluşturan çevre düzeni planı değişikliği öncesinde bu davanın da konusu olan taşınmazların serbest bölge alanı olarak belirlenmesine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 03/04/2017 tarihinde onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada, Dairemizin 28/09/2021 tarih ve E:2017/7318, K:2021/10212 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İnceleme konusu uyuşmazlık ise anılan davanın konusunu oluşturan taşınmazların serbest bölge alanı ve enerji depolama alanı olarak belirlenmesine ilişkin olduğundan davanın, Dairemizin 28/09/2021 tarih ve E:2017/7318, K:2021/10212 sayılı kararı göz önünde bulundurulmak suretiyle karara bağlanması ve serbest bölge alanı ve enerji depolama alanı kullanım kararının aynı çevre düzeni planı değişikliği (19/07/2017 tarihli) ile getirilmesi nedeniyle işlemin hukuki denetiminin her iki kullanım kararı açısından bütünleşik olarak yapılması uygun görülerek uyuşmazlık değerlendirilmiştir.
Dairemizin E:2017/7318 sayılı dosyasındaki 27/09/2018 tarih ve E:2017/7318 sayılı ara kararı ile davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığından dava konusu taşınmazların 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu uyarınca serbest bölge ilanına ilişkin olarak Bakanlar Kurulunca alınmış bir karar olup olmadığının bildirilmesi istenilmesi üzerine 29/11/2018 tarihli ara kararı cevabında bölgenin Ekonomi Bakanlığının talebi üzerine serbest bölge alanı olarak planlandığı yönünde cevap verilmiştir.
02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 192. maddesiyle Serbest Bölgeler Kanununun 2. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiş ise de işlem tarihi itibariyle serbest bölgelerin yer ve sınırlarını belirleme yetkisinin Bakanlar Kurulunda olduğu görülmektedir.
Davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, 03/04/2017 tarihinde onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun Ekonomi Bakanlığının talebi üzerine yapıldığının bildirilmesi nedeniyle yine Dairemizin E:2017/7318 sayılı dosyasındaki 12/02/2020 tarih ve E:2017/7318 sayılı ara kararı ile Ekonomi Bakanlığının plan değişikliği talebine ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 01/07/2020 tarihinde sunulan ara kararı cevabında iletilen 13/10/2016 tarihli Ekonomi Bakanlığı yazısında; Mersin ili, Akdeniz ilçesi, … mahallesi, … pafta, … sayılı adaya ilişkin olarak serbest bölge alanının genişletilmesinin gerekli olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
Bunun üzerine, Dairemizin aynı dosyasındaki 20/10/2020 tarih ve E:2017/7318 sayılı ara kararı ile dava konusu … pafta, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmaz ile Ekonomi Bakanlığı yazısında bahsi geçen … pafta, … sayılı adada bulunan taşınmazın ilişkisinin açıklanmasının istenilmesine karar verilmiş, bu ara kararı davalı idarece cevapsız bırakılmıştır. Dolayısıyla, halihazırda Ekonomi Bakanlığının dava konusu taşınmaza ilişkin olarak belgelendirilmiş bir talebinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda bahsi geçen yasa hükümleri ile dava konusu çevre düzeni planı notlarının birlikte değerlendirilmesinden; leke plan niteliğinde bulunan dava konusu planın ölçeği (1/100.000) göz önünde bulundurulduğunda, parsel bazında plan kararlarının üretilmesinin mümkün olamayacağı açık ise de bir alanın çevre düzeni planında serbest bölge olarak planlanabilmesi için o alanın öncelikle 3218 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde serbest bölge statüsü kazanmış bir alan olması gerekmektedir.
Bu durumda, hakkında serbest bölge ilanına yönelik Bakanlar Kurulu tarafından alınmış herhangi bir karar bulunmadığı anlaşılan uyuşmazlık konusu taşınmazların 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu uyarınca serbest bölge statüsü kazandığından söz edilemeyeceği, serbest bölge statüsü kazanmamış bir alanın çevre düzeni planında serbest bölge olarak gösterilmesinin yukarıda yer verilen 4.33 sayılı plan hükmüne, imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 19/07/2017 tarihli oluru ile onaylanan Mersin-Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin, Mersin ili, Akdeniz ilçesi, … mahallesi, … pafta, … ada, …. ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan …-TL tutarındaki temyiz YD harcının davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
