4. Ceza Dairesi 2017/18701 E. , 2017/21552 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Iğdır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/07/2012 tarihli ve 2011/730 esas, 2012/741 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, deneme süresi içerisinde sanığın kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/277 esas, 2017/44 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 12.07.2017 gün ve 94660652-105-76-4601-2017-KYB sayılı yazılı istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/08/2017 tarih ve 2017/45382 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya görüşüldü:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli ve 2016/277 esas, 2017/44 sayılı kararının gerekçe kısmına aynen aktarılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Iğdır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/07/2012 tarihli ve 2011/730 esas, 2012/741 sayılı kararın gerekçesinde sanık hakkında alt sınırdan ceza tertip edildiği belirtilmesine karşın, temel cezanın hüküm kısmında alt sınırdan uzaklaşılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümlesi uyarınca teşdiden 180 gün adli para cezası olarak belirlenmesi sureti ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmasında isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
1-Olay
Dosya kapsamına göre, sanık ...’nin, tehdit suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Iğdır 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/07/2012 tarihli ve 2011/730 esas, 2012/741 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, deneme süresi içerisinde sanığın kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kararında, kararının gerekçesinde sanık hakkında alt sınırdan ceza tertip edildiği belirtilmesine karşın, temel cezanın hüküm kısmında alt sınırdan uzaklaşılarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümlesi uyarınca teşdiden 180 gün adli para cezası olarak belirlenmesi sureti ile gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması nedeniyle kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında sair tehdit suçundan kurulan hükmün gerekçesinde, sanık hakkında alt sınırdan ceza verildiğinin belirtilmesine rağmen, temel cezanın alt sınır olan 30 günden uzaklaşılarak, 180 gün olarak belirlenmesi suretiyle, infazda karışıklığa neden olacak şekilde, hükmün gerekçesi ile hüküm arasında çelişki yaratılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunun anlaşılmasına göre, Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/02/2017 tarihli kararının kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Iğdır 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 02/02/2017 tarihli ve 2016/277 esas, 2017/44 karar sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesine göre uzlaştırma işlemi yönünden yeniden değerlendirme ile mümkün olmaması halinde, TCK"nın 50. maddesine göre maddede yazılı seçenek yaptırımlardan birisine çevrilme husunun taktiri gerekeceğinden, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 05/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.