3. Ceza Dairesi 2018/5219 E. , 2019/12463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
"Katılan sanık" sıfatı ile verilen temyiz dilekçeleri ile kurulan hükümlerin tamamının temyiz edildiği anlaşılmakla yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ..."e karşı; sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e karşı; sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanlar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye göre katılanlar ..., ... ve ... vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2) Katılan sanıklar ... ve ... hakkında karşılıklı hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlara yönelik katılan sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, ilk haksız hareketi kimin yaptığı tespit edilemeyen olayda, tarafların hakaret suçunu karşılıklı olarak işledikleri ve 5237 sayılı TCK"nin 129/3. maddesi gereğince takdiren iki sanık hakkında da ceza verilmesinden vazgeçilmesine yönelik mahkeme takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan sanıklar ... ve ... müdafiilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA,
3) Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlatarak, ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiğini iddia ettikleri, karşılıklı hakaret ve yaralama eylemlerinin gerçekleştiği olayda, tanıklıklarının daha tarafsız olduğu kabul edilen kişilerin kavga seslerini duymaları üzerine olay yerine sonradan geldikleri, bu nedenle olayın ne şekilde başladığına ilişkin net şekilde görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararları ile uyumlu şekilde, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi gerekçesi ile sanıklar lehine değerlendirme yapılarak, asgari seviyede (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Hükmedilen uzun süreli hapis cezaları ertelenen sanıklar hakkında, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanıklar müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA,
4) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlatarak, ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiğini iddia ettikleri, karşılıklı hakaret ve yaralama eylemlerinin gerçekleştiği olayda, tanıklıklarının daha tarafsız olduğu kabul edilen kişilerin kavga seslerini duymaları üzerine olay yerine sonradan geldikleri, bu nedenle olayın ne şekilde başladığına ilişkin net şekilde görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, katılan sanıklar ... ve ..."ün her ikisinin de aynı kesici cisimle, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandıkları, kullanılan silahların eşitliği ve yaralanmalarının niteliği de dikkate alındığında, sadece kavganın karşı tarafının daha kalabalık olmasının tek başına meşru müdafaa koşullarının gerçekleştiğinin kabulü için yeterli olmayacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararları ile uyumlu şekilde, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi gerekçesi ile sanık lehine değerlendirme yapılarak, asgari seviyede (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanmasının isabetli olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
5) Suça sürüklenen çocuk ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik suça sürüklenen çocuk müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; tarafların olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlatarak, ilk haksız hareketin karşı taraftan geldiğini iddia ettikleri, karşılıklı hakaret ve yaralama eylemlerinin gerçekleştiği olayda, tanıklıklarının daha tarafsız olduğu kabul edilen kişilerin kavga seslerini duymaları üzerine olay yerine sonradan geldikleri, bu nedenle olayın ne şekilde başladığına ilişkin net şekilde görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararları ile uyumlu şekilde, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilememesi gerekçesi ile suça sürüklenen çocuk lehine değerlendirme yapılarak, asgari seviyede (1/4) oranında haksız tahrik indirimi uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Suça sürüklenen çocuğun fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmadığı ve dosyada mevcut adli sicil kaydına göre sabıkasız olduğu anlaşılmakla, hükmolunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nin 50/3. maddesi gereğince, TCK"nin 50/1. maddesinde düzenlenen seçenek tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarih ve 2016/6-986 Esas - 2018/554 sayılı kararında da belirtildiği üzere, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmadan veya aynı maddenin 3. fıkrasına göre bu yönde inceleme yaptırılmamasının gerekçesi kararda gösterilmeden hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.