Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13730
Karar No: 2013/29799

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/13730 Esas 2013/29799 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2013/13730 E.  ,  2013/29799 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.12.2013 günü temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle merkezi adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine ilişkin beyan, aksi kanıtlanabilen bir karine niteliğinde olup, aksinin yetki ile ilgili bozmadan sonra toplanan delillerle kanıtlanmış bulunmasına göre davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, taraflar eşit kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiştir. Ne var ki, toplanan delillerden; davalı kadının kocasının tahammül sınırlarını aşacak şekilde temizlik takıntısı bulunduğu buna karşılık davacı kocanın ise, evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini ihmal ettiği ve eşini artık istemediğini söyleyerek, eşine boşandıktan sonra evlilik dışı birlikte yaşamayı önerdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar eşit kusurlu olmayıp her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleştiği ve bu halde de boşanma kararı verilmesi gerektiğinden; boşanma kararı sonuç olarak doğrudur. Ancak, mahkemenin kusura ilişkin gerekçesi boşanma kararına uygun olmadığından; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/son maddesi uyarınca boşanma kararının kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün onanmasına karar vermek gerekmiş, davalının bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple hükmün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, yetki itirazına yönelik temyiz talebinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, duruşma için takdir olunan 990.00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.17.12.2013 (Salı)


    KARŞI OY YAZISI

    Davalının "depresyon" tanısıyla psikolojik tedavi gördüğü, ardından terapi aldığı, terapi sonucu doktorun beyanına göre tamamen iyileştiği, davacının, eşinin tedavi sürecinde onun tedavisiyle ilgili sorumluluk almadığı ve kaçındığı, terapiden sonuç alındığını gördüğü ve bu durum doktor tarafından da ifade edildiği halde, davacının "artık boşanacağını" söyleyerek davalıyı babasının evine gönderdiği, davalıya "imam nikahı ile yaşamayı" önerdiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Tedavisinden sonra davalının "temizlik takıntısının" devam ettiğine dair bir delil bulunmadığı gibi, bu durum devam ediyor olsa bile, koca, davalıya " ... boşandıktan sonra imam nikahı ile birlikte yaşamayı" önerdiğine göre, temizlik takıntısının koca bakımından katlanılamaz boyutta olduğu söylenemez. Gerçekleşen bu durum karşısında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilememiş, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan çekilmezlik unsuru davada gerçekleşmemiştir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan sebeple hüküm bozulmalıdır. Bu bakımdan sayın çoğunluğun ikinci bentteki onama kararına katılamıyorum.
    .




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi