
Esas No: 2020/4331
Karar No: 2021/4415
Karar Tarihi: 29.09.2021
Danıştay 10. Daire 2020/4331 Esas 2021/4415 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4331
Karar No : 2021/4415
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; yenidoğan bebeklerinin zamanında teşhis konulmaması ve gerekli müdahalenin yapılmaması nedeniyle vefat ettiği iddiasıyla … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı sonrası 37.056,33 TL), 100.000,00 TL manevi; … için 1.000,00 TL maddi (miktar artırımı sonrası 29.168,98 TL), 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu 8. İhtisas Kurulunca düzenlenen raporda; hekimin vital bulguları ve fizik muayene bulgularını kayıt altına almamış olması ve görüntüleme tetkiki (akciğer filminin) çektirmemiş olması nedeniyle zamanında tanı konularak tedaviye başlanmamış olmasının kusur olarak değerlendirildiği, zamanında tanı ve uygun tedavi başlatılmış olması halinde bebeğin kurtulma ihtimalinin bulunduğu yönünde görüş belirtildiğinden zararın meydana gelmesinin hizmet kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile … için 37.056,33 TL, … için 29.168,98 TL olmak üzere toplam 66.225,31 TL maddi, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile anne … için 50.000,00 TL, baba … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi, 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; solunum sistemini ilgilendiren patolojik muayene bulgusunun mevcut olmadığı, enfeksiyon taramasının negatif sonuçlanmasının bebekte doğumsal bir akciğer enfeksiyonunu dışladığı, ölüm olayının nedeninin sadece otopsi bulgularına dayanarak akciğer enfeksiyonuna bağlanmasının olası yenidoğan ölüm nedenleri düşünüldüğünde tıbbi ve bilimsel dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacılardan …, 03/12/2016 tarihinde Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlıklı bir erkek bebek dünya getirmiş, davacı anne ve bebeği sağlık durumlarının iyi olması üzerine ertesi gün hastaneden taburcu edilmiş, 05/12/2016 tarihinde adı geçen hastanede yapılan kontrol muayenesi bulgularının normal olarak kayıtlara geçmesine karşın aynı gün bebeğin genel durumunun kötüleşmesi üzerine davacılar özel bir hastanenin acil servisine başvurmuş, burada kalp ritmi alınamayan ve solunumu bulunmayan bebeğe müdahale edilerek entübasyon ve canlandırma işlemi uygulanmış ise de, tüm müdahalelere rağmen bebek kurtarılamamıştır.
Gerekli tıbbi müdahalenin uygulanmaması nedeniyle çocuklarının vefat ettiği iddiasıyla davacılar tarafından, maddi ve manevi tazminat istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
Mahkemece olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 8. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan … tarih ve … karar numaralı raporda; "05/12/2016 tarihinde saat 10.58 de … kabul no ile Çocuk Yeni Doğan Polikliniğinde sarus otomasyon sisteminde tıbbi muayenede kaydı görülen bebeğin kontrol muayenesinde hekimin vital bulguları ve fizik muayene bulgularının kayıt altına almamış olması ve görüntüleme tetkiki (akciğer filminin) çektirmemiş olması nedeniyle zamanında tanı konularak tedaviye başlanmamış olmasının kusur olarak değerlendirildiği, zamanında tanı ve uygun tedavi başlatılmış olması halinde bebeğin kurtulma ihtimalinin bulunduğu" yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece, anılan rapor doğrultusunda davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi, 1. fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi, 1. fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada; davacılar tarafından, yenidoğan bebeklerinin zamanında teşhis konulmaması ve gerekli müdahalenin yapılmaması nedeniyle vefat ettiği iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında, bu kişilerin menfaatlerinin davanın sonucundan etkileneceği açıktır.
Bu kapsamda, olay tarihinde hastanenin yenidoğan bölümünde görev yapan ve davacıların müşterek çocuğuna tıbbi müdahalede bulunan Dr. … tarafından istinaf aşamasında müdahale talebinde bulunulduğu ve Bölge İdare Mahkemesince bu talebin kabul edildiği, istinaf başvurusunun reddedilmesi üzerine davalı idarece temyiz isteminde bulundulduktan sonra da olay tarihinde aynı bölümde asistan doktor olarak görev yaptığını ifade eden … tarafından Dairemize hitaben yazılan dilekçe ile müdahale talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Temyiz mercii, temyiz dilekçesini inceleme, temyiz aşamasında sunulan müdahale dilekçesini tekemmül ettirerek karar verme görev ve yetkisini haizdir. Bununla birlikte, özellikle maddi olay denetimine yönelik uyuşmazlıklarda, müdahale müessesinden beklenen fayda; müdahale talebinde bulunan kişi/kişiler aleyhine sonuç doğuracak dilekçe, savunma ve bilirkişi raporu gibi yargılama safhasında dosyaya sunulan evrakın tebliği ile bu evraka karşı beyanda bulunma hakkının sağlanması, diğer bir ifadeyle müdahilin hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının temin edilmesi ile mümkün olup, ilgili belgeler üzerine sunulan itirazların değerlendirilmesinin de yine bu aşamada ilk derece mahkemesince yapılması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Başka bir anlatımla, temyiz aşamasında müdahale isteminin kabulü halinde, yargılama safhasında tekemmül ve itiraz süreçleri sonuçlanan dilekçe, savunma ve bilirkişi raporu gibi yargılamanın seyrine ve sonucuna etkili evrakın, müdahile tebliği ile cevap veya itiraz için gereken sürenin tanınması söz konusu olamayacağından, müdahale müessesesi amacına ulaşamayacak, müdahilin hak arama hürriyetinin ihlal edilmesi söz konusu olacaktır.
Bu durumda; hüküm kurulmadan evvel …'e re'sen davanın ihbarı yapılmadan, savunma hakkı tanınmadan, hükme esas alınan bilirkişi raporları tebliğ edilmeden ve raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiş olup Bölge İdare Mahkemesince müdahale talebi kabul edilerek uyuşmazlığın esasına ilişkin iddiaların değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşıldığından, Bölge İdare Mahkemesince esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek diğer kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın ilgililere re'sen ihbar edilmesi gerektiği açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 29/09/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
