Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/8461
Karar No: 2021/10266
Karar Tarihi: 29.09.2021

Danıştay 6. Daire 2018/8461 Esas 2021/10266 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/8461
Karar No : 2021/10266

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. … Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER: 1- …, 2- …
KARŞI TARAF (DAVACI) : Sın… Koop.
VEKİLLERİ : Av. … - Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E: …K: … sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Giresun ili, Merkez, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda parselasyon yapılmasına dair Giresun Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapor ve dosyanın birlikte incelenmesinden, dava konusu nazım ve uygulama imar planları yönünden; uyuşmazlık konusu taşınmazın önceki imar planlarında, küçük sanayi sitesi içinde, alana bölgesel olarak hizmet etmek üzere otopark alanı olarak planlandığı, bölgede trafik yoğunluğunun yüksek olduğu, sanayi için gelen şahıslarla birlikte trafik yoğunluğunun daha da arttığı, yakın çevrede otopark alanı bulunmadığı, dava konusu imar planları ile getirilen ticaret alanı kullanımı nedeniyle bölgede otopark ihtiyacının daha da artacağı, bu nedenle dava konusu parsel için otopark alanı kullanım kararının uygun olduğu, ayrıca dava konusu imar planlarında değişen tek fonksiyonun uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin olduğu, oysa ki bu değişikliği gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı, otopark alanının teknik bir açıklama yapılmaksızın kaldırılmasının uygun olmadığı, parselasyon işlemi yönünden; dava konusu taşınmazın bir kısmının ayırma çapı düzenlenerek dere yatağında bırakıldığı, uygulamaya dahil edilmediği, 148 m2'lik bu alanın başka bir imar uygulamasına konu edilmesi mümkün olmadığından yapılan parselasyonun imar mevzuatına uygun olmadığı, bu alanın düzenleme sınırına dahil edilmemesi nedeniyle uygulama sınırının mevzuata uygun geçirilmediği, parselasyonda düzenleme ortaklık payı (DOP) oranı %40 olduğundan bahsi geçen alanın uygulama kapsamında kamulaştırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti:İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Temyize konu karara esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğundan davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davalı yanında müdahil tarafından sunulan 19/09/2017 tarihli beyan dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; uyuşmazlıkta, davacının dava konusu taşınmazlarla mülkiyet bağının bulunduğu hususunun netliğe kavuşturulmadığı anlaşılmış olup uyuşmazlığın esasının çözülebilmesi için öncelikle davacının terk ettiğini ileri sürdüğü taşınmazların davacı tarafından terk edilip edilmediğinin araştırılarak dava konusu taşınmazlar ile davacı arasındaki ehliyet bağının tespit edilmesi, bu inceleme neticesinde davacının ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, parselasyon işlemi ve dayanağı imar planları bakımından uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi, davacının uyuşmazlık konusu taşınmaz ile herhangi bir dönemde menfaat bağı bulunmadığının anlaşılması halinde parselasyona ilişkin olarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi, bu durumda, parselasyon işlemi, davacı bakımından dava konusu imar planlarının uygulama işlemi sayılamayacağından nazım ve uygulama imar planları bakımından dava açma süresinin incelenerek karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu imar planlarından önce yürürlükte olan 2008 yılında onaylanan nazım ve uygulama imar planında, … ada, … parsel sayılı taşınmaz dere yatağına, … ada, … parsel sayılı taşınmaz ise T1 ticaret alanına isabet etmektedir. Anılan taşımazların komşuluğundaki alan ise otopark alanı olarak planlanmıştır.
Dava konusu … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararıyla onaylanan nazım ve uygulama imar planlarında … ada, … parsel sayılı taşınmazın büyük bölümü yine dere yatağında kalmakla beraber taşınmazın kuzeybatı ucundaki sınırlı bir kısmı da T1 ticaret alanı olarak planlanmıştır. … ada, … parsel sayılı taşınmazın T1 ticaret alanı kullanım kararı korunmuş, bitişiğindeki otopark alanı küçültülmüş, otopark alanından açığa çıkan bu kısım … sayılı adanın içerisine alınarak T1 ticaret alanı olarak tanımlanmıştır. Bu planlar 14/12/2015-13/01/2016 tarihleri arasında askıda ilan edilmiştir.
İmar planlarının onaylanmasından sonra belediye encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla uyuşmazlığa konu taşınmazların bulunduğu alanda parselasyon yapılmasına, … tarih ve … sayılı belediye encümeni kararıyla da parselasyonun onaylanmasına karar verilmiş, bu işlem 27/06/2016-27/07/2016 tarihleri arasında askıda ilan edilmiş, … tarih ve … yevmiye numarasıyla tapuya tescil edilmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu taşınmazların önceden olduğu gibi otopark alanı olarak planlanması talebiyle davalı belediyeye yapıldığı ileri sürülen başvuruya (Anılan başvuru dosya kapsamında bulunmadığından içeriği hakkında bir değerlendirme yapılamamıştır.) davalı Giresun Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı cevapta, uyuşmazlık konusu taşınmazlarda parselasyon yapıldığı, parselasyon işleminin tescili için Tapu Müdürlüğüne gönderildiği belirtilmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, kendisinin yola terk ettiğini ileri sürdüğü taşınmaza ilişkin olarak yapılan parselasyondan bu işlem ile haberdar olunduğu iddiasıyla 23/06/2016 tarihli parselasyon işleminin ve dayanağı nazım ve uygulama imar planlarının iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmış olup, subjektif ehliyet koşulu "menfaat ihlali" olarak yer almıştır.
Aynı Kanunun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açılabileceği, yine aynı Kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde; dava dilekçesinin ehliyet yönünden inceleneceği, aynı maddenin 6. fıkrasında; maddede belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı, "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise; davanın ehliyetli kişi tarafından açılmadığının belirlenmesi durumunda davanın reddine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Anılan Kanunun "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8.maddesinin (b) bendinde ise, "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde incelenerek kesin karara bağlar" kuralı yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İptal davasının içtihat ve öğretide belirlenen hukuki nitelikleri kapsamında; yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılması halinde, idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olunabileceği ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenebileceği gözetildiğinde dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasının aranması şarttır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri ise yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla; iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
Yargısal içtihatlarda imar planları, ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edildiğinden, uygulama işlemi olduğu öne sürülen işlemin dayanağı imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi gerekmektedir.
1/1000 ölçekli imar planlarının uygulamaya esas planlar olması nedeniyle bu planlara dayanılarak parselasyon, ruhsat, kamulaştırma gibi uygulama işlemlerinin yapılması zorunluluğu karşısında, subjektif uygulama işlemleri üzerine açılacak iptal davalarında 1/1000, 1/5000 ölçekli planların da iptalinin istenebileceği açıktır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde bölge idare mahkemesince, temyize konu karar, işin esası hakkında inceleme yapılmak suretiyle verilmiş ise de davalı yanında müdahil tarafından 19/09/2017 tarihinde dava dosyasına sunulan beyan dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; dava konusu parsellerin ilk olarak dava dışı … mülkiyetinde iken 1989 yılında yapılan tevhid ve ifraz işlemleri neticesinde kısmen yola terk edildiği, davacı tarafından bu taşınmazlar üzerinde hiç bir dönemde mülkiyet hakkı edinilmediği, bu hususlara ilişkin kadastro beyannamelerinin dosyaya sunulduğu, dava konusu alanın davacı tarafından etrafının çit ile çevrilerek hurdalık olarak kullandığı, diğer bir deyişle davacının bu alan üzerinde işgalci olduğu, dava konusu parsellerin ilk maliki …'un taşınmazı …'a sattığı, kendilerinin de taşınmazı bu şahıstan edindikleri iddialarında bulunulduğu, İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda da bu hususlara ilişkin bir inceleme yapılmadığının görüldüğü, zira dava konusu taşınmazlardan bahsedilirken "davacı tarafın beyanı itibariyle anılan otopark alanının geçmişte kooperatif tarafından bu kullanım amacıyla yapılan terkle oluşturulduğu" ifadelerine yer verildiği, uyuşmazlık hakkında karar verilirken dava konusu taşınmazların geldisinin ve davacının bu taşınmazlar üzerinde herhangi bir dönemde malik olup olmadıklarının araştırılmadığı, yani, uyuşmazlık karara bağlanmadan önce dava sonucuna doğrudan etkili olacak bu belirsizliğin açıklığa kavuşturulmadığı görülmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlığın esasının çözülebilmesi için öncelikle davacının terk ettiğini ileri sürdüğü taşınmazların davacı tarafından terk edilip edilmediği araştırılarak görülmekte olan uyuşmazlıkta, davacının dava konusu taşınmazlar bakımından parselasyon işlemine ilişkin olarak dava açma ehliyetinin olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planlarına karşı, bu planların uygulama işlemi niteliğindeki parselasyon işlemine karşı süresinde dava açılmak kaydıyla, dava açılabilmesi mümkün ise de davacının parselasyon işlemine dava açma ehliyetinin bulunmadığının anlaşılması halinde, parselasyon işlemi bakımından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, parselasyon işlemi, davacı bakımından dava konusu imar planlarının uygulama işlemi sayılamayacağından nazım ve uygulama imar planları bakımından yukarıda yer verilen yasa hükümleri kapsamında davanın süresinde açılıp açılmadığı tespit edilmek suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
İdare mahkemesince ehliyet bağına ilişkin olarak yapılacak inceleme neticesinde davacının parselasyon işlemi bakımından dava açmakta ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, parselasyon işlemi ve dayanağı imar planları bakımından uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E: …K: … sayılı kararın BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine 29/09/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi