
Esas No: 2020/1840
Karar No: 2021/4298
Karar Tarihi: 05.10.2021
Danıştay 8. Daire 2020/1840 Esas 2021/4298 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1840
Karar No : 2021/4298
Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunan (Davalı): … İl Özel İdaresi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Dairesi'nin 22/10/2019 gün ve E:2015/592; K:2019/9105 sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi isteminin kabul edilerek, Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçede öne sürülen düzeltme nedenleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uygun bulunduğundan düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Sekizinci Dairesinin 22/10/2019 gün ve E:2015/592; K:2019/9105 sayılı kararı kaldırılarak işin esası yeniden incelendi.
Dava, davacının 5886 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Mineralli Sular Kanunu uyarınca 06/03/2013 tarihinde Jeotermal Kaynak Arama Ruhsatı almak üzere yapmış olduğu başvurusunun reddine dair Yalova İl Özel İdaresi İl Encümeni'nin … günlü … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının ruhsat başvurusu üzerine Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından arama ruhsatı verilebilecek alanın belirlendiği, ruhsat sahasının kısmen Turizm merkezinde kalması sebebiyle Kültür Bakanlığından istenilen görüş yazısı üzerine verilen cevapta, söz konusu alanda kaynak arama faaliyetinin yürütülmesinde sakınca görülmediğinin belirtildiği, davacının talebinin işletmeye dönük bir ruhsat talebi değil, kaynak tespitine ilişkin bir arama ruhsatı olduğu ve kaynak rezerv araştırması ve benzeri çalışmaların ruhsat vermeye engel oluşturabileceğine ilişkin bir duruma mevzuatta yer verilmediğinden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
1982 Anayasası'nın 56. maddesinde; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevrenin kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu, 63. maddesinde; Devletin, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlayacağı, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alacağı, 168. maddesinde de; tabii servetler ve kaynakların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, bunların aranması ve işletilmesi hakkının Devlete ait olduğu, Devletin bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebileceği, hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzel kişiler eliyle yapılmasının, kanunun açık iznine bağlı olduğu, bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esaslarının ve müeyyidelerin kanunda gösterileceği hükme bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 1. maddesinde; bu Kanunun amacının yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak olduğu hükmüne yer verilmiş, 5. maddesinde; Çevre Düzeni Planı, konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörler ile kentsel-kırsal yapı ve gelişme ile doğal ve kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini sağlayan ve arazi kullanım kararlarını belirleyen yönetsel, mekansal ve işlevsel bütünlük gösteren sınırlar içinde, varsa bölge planı kararlarına uygun olarak yapılan idareler arası koordinasyon esaslarını belirleyen, 1/25000, 1/50000 1/100000 veya 1/200000 ölçekte hazırlanan, plan notları ve raporuyla bir bütün olan plan olarak tanımlanmıştır.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 1. maddesinde; bu Kanunun amacının, jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının etkin bir şekilde aranması, araştırılması, geliştirilmesi, üretilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması ve hakların devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak ekonomik şekilde değerlendirilmesi ve terk edilmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2. maddesinde; bu Kanunun belirlenmiş veya belirlenecek jeotermal ve doğal mineralli su kaynakları ile jeotermal kökenli gazların arama ve işletme dönemlerinde, kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması, devredilmesi, terk edilmesi, kaynak kullanımının ihale edilmesi, sona erdirilmesi, denetlenmesi, kaynak ve kaptajın korunması ile ilgili usul ve esaslar ile yaptırımları kapsadığı belirtilmiş, 3. maddesinin 21. fıkrasında; ruhsat; sınırları belirlenmiş bir alanda kaynak tespiti ve işletilmesi faaliyetlerinin yapılabilmesi için verilen izin belgesi olarak tanımlanmış, 5. maddesinin 1. fıkrasında; arama ruhsatı müracaatlarının, talep sahibi tarafından 1/25000 ölçekli pafta adı ve koordinatları belirtilerek beş bin hektarı geçmeyecek şekilde arama projesi ile birlikte idareye yapılacağı, müracaatlarda öncelik hakkının esas olduğu, 2. fıkrasında; idarenin, müracaat alanı hakkında bilgileri MİGEM'e bildireceği, arama için başvurulan saha, önceki diğer başvurular ile çakışıyorsa, MİGEM'in çakışan kısımları çıkararak kalan saha için "arama ruhsatı" verilebileceğini idareye bildireceği, idarenin, verilen ruhsatı koordinatları ile birlikte kayıtlara alınmak üzere MİGEM'e bildireceği ve 20. maddesinde de, bu Kanunun uygulanmasına dair usul ve esasların, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içerisinde, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikler ile düzenleneceği belirtilmiştir.
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 11.12.2007 tarih, 26727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 1. fıkrasında; arama ruhsatı müracaatlarının, talep sahibi tarafından 1/25000 ölçekli pafta adı ve altı derecelik dilim esas alınarak yedi basamaklı koordinat sistemine göre yirmi noktayı ve beş bin hektarı geçmeyecek şekilde koordinatları belirtilerek hazırlanan, ekinde arama projesini içeren müracaat formu Ek-1 ile idareye yapılacağı, 2. fıkrasında; arama ruhsatı almak için yapılan başvuru alanının birden fazla il sınırları içine tekabül etmesi durumunda, talep alanının daha büyük olduğu il idaresine başvuru yapılacağı ve diğer il veya iller idarelerine başvuruyu kabul eden idare tarafından bilgi verilerek o bölgeye başvuru kabul edilmemesinin sağlanacağı, arama ve mevcut işletme ruhsatlı faaliyet alanlarında da aynı işlemin yapılacağı, müracaat edilen alanın koordinatlarının saat ibresi yönünde sağa (y), yukarı (x) olarak belirtileceği, müracaatların tek poligon üzerinden yapılacağı, bu esaslara uygun şekilde yapılmayan müracaatların kabul edilmeyeceği, 5. fıkrasında; idarenin müracaat alanı hakkında bilgileri en geç onbeş gün içinde MİGEM'e bildireceği, MİGEM tarafından arama ruhsatı talep edilen alanın, mevcut haklar dikkate alınarak değerlendirileceği, önceden ruhsata bağlanmış kısımlar varsa, bloke alanı kısmı ile birlikte çıkarılarak geride kalan ve uygun olan alan için arama ruhsatı verilebileceği en geç onbeş gün içinde idareye bildirileceği, idarenin, MİGEM tarafından aramalara açık olduğu belirlenen alan için arama ruhsatı verilmesine ilişkin kararını en geç onbeş gün içinde vereceği ve sonuç ile ilgili olarak müracaat sahibine yazılı tebligat yapılacağı, 7. maddesinin 1. fıkrasında; müracaat sahibinin, idarenin tebligat tarihinden itibaren on beş gün içinde, gerçek kişiler için Ek-2, tüzel kişiler için Ek-3'de yer alan taahhütnameyi belgeleriyle birlikte idareye teslim etmek zorunda olduğu,belgelerin eksiksiz olarak idareye verilmesinden sonra idarece en geç onbeş gün içinde Ek-4'e göre düzenlenmiş arama ruhsatı verileceği, 2. fıkrasında; arama ruhsatının idarece sicile işlendiği tarihte yürürlüğe gireceği ve bu tarihten itibaren arama ruhsat süresinin üç yıl olduğu, arama ruhsatı verilen alanın koordinatları ile birlikte MİGEM'e en geç onbeş gün içinde bildirileceği kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Yalova'da yer altı zenginliklerini barındıran rezervlerin belirlenmesi, kullanılması ve buna ilişkin faaliyetler esnasında insan, çevre, doğa ve ekolojik dengeye verilmesi muhtemel zararların belirlenerek bu rezervlerle ilgili bir master plan çalışması ve master plan raporu oluşturulduğu, bu planın … tarih ve … sayılı İl Genel Meclis kararıyla onaylandığı ve idare tarafından verilecek ruhsat ve izinlerde Master Planın dikkate alınmasının karara bağlandığı, davacı tarafından Yalova İli, Armutlu İlçesinde koordinatları belirtilen sahada jeotermal kaynak araması yapılmak amacıyla davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun bir örneğinin 5686 sayılı Yasanın 5/2. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına iletildiği, Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından davacının arama ruhsatı alabileceği 726,64 hektarlık alana ait koordinatların davacı adına alan rezervinin yapıldığı, söz konusu alanın kısmen Turizm Koruma ve Gelişme Bölgeleri ile Turizm merkezi olarak belirlenen alanda kalması sebebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan görüş sorulduğu, Bakanlığın 07/05/2013 günlü 87797 sayılı yazısında, gerekli tedbirlerin alınması halinde söz konusu alanda başvuru sahipleri tarafından jeotermal kaynak arama faaliyetlerinin yürütülmesinde sakınca görülmediğinin davalı idareye bildirildiği, ancak İl Encümenince yapılan değerlendirme sonucu alınan … günlü … sayılı kararla, 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı çerçevesinde doğal kaynaklarla ilgili olarak yapılan master plan neticeleninceye kadar il genelinde jeotermal kaynaklar ve doğal minerelli sular için arama ruhsatı verilemeyeceği gerekçesiyle davacının arama izni talebinin reddedildiği, davacı tarafından bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3194 sayılı Kanundaki amaç ve tanımlara göre Kanunun, öncelikle yerleşme yerlerinin tabi olduğu disiplini belirlediği, Çevre Düzeni Planlarının da sektörel yapılaşmalar ile kültürel değerler arasında koruma-kullanma dengesini kurduğu ve mevcut ve gerçekleşmesi muhtemel fiziki, beşeri, kültürel, ekonomik ve sosyal verilere dayanılarak hazırlanabildiği ve plancının, konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi sektörel yapılaşmaların yerlerini belirleme ve değiştirme olanağı bulunduğu, oysa, jeotermal kaynakların çıkarılması gereken yerlerin önceden belirlenme ve yerlerinin değiştirilme olanağı bulunmadığı gibi 3194 sayılı Kanun'un 5. maddesinde sayılan sektörler arasında jeotermal kaynaklara yer verilmediği ve bu konunun da kendi özel kanunu olan 5686 sayılı Kanun ile düzenlendiği ve bu Kanunda da Çevre Düzeni Planının yapılmış olması, arama ruhsatının da Çevre Düzeni Planına uygun olması şartı bulunmadığı görüldüğünden davacının arama ruhsat başvurusunun, yukarıda anılan 5686 sayılı Kanunun 5. maddesine ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin 6. ve 7. maddelerine göre değerlendirilmesi ve bu maddelerde öngörülen koşullara göre sonuçlandırılması gerekirken davacı başvurusunun, 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı çerçevesinde doğal kaynaklarla ilgili olarak yapılan master plan neticeleninceye kadar il genelinde jeotermal kaynaklar ve doğal minerelli sular için arama ruhsatı verilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Ayrıca, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 37. maddesinin (A) bendinde, Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin belirlenmesi için çalışma gruplarının oluşturulması, Bakanlık ile ilişkileri, görev ve yetkileri ile çalışma şekline ilişkin konular, Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe girecek yönetmeliklerle düzenlenecek hususlar arasında sayılmış, bu maddeye dayanılarak hazırlanan Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmeliğinin 6. ve 7. fıkralarında; "Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezleri; ülkenin doğal, tarihi, arkeolojik ve sosyo-kültürel turizm değerleri ile deniz, kış, dağ, yayla, sağlık, termal, kültür, spor, golf, av, doğa turizmi ile mevcut diğer turizm imkanları göz önünde bulundurularak belirlenir.
Komisyon tarafından uygun bulunarak mevki ve sınırları belirlenen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerine ilişkin komisyon kararı Bakanlık Makamınca onaylanır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Olayda, davalı idare tarafından savunma dilekçesi ekinde sunulan Yalova İli Madencilik Faaliyetlerine İlişkin Master Plan Çalışmasında, madencilik faaliyetlerine uygunluk düzeyini ifade etmek üzere tüm il topraklarında 1. 2. ve 3. Sınıf alanların belirlendiği, 2. Sınıf alanlar grubu içerisinde turizm merkezi statüsündeki "Yalova Termal Turizm Merkezi" ve "Yalova Armutlu Termal Turizm Merkezi"nin belirtildiği görülmekte olup, her ne kadar davacı başvurusuna konu alanın kısmen Turizm Koruma ve Gelişme Bölgeleri ile Turizm merkezi olarak belirlenen alanda kaldığı belirlenmiş ise de, konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan görüş sorulduğu, Bakanlığın … günlü … sayılı yazısında, gerekli tedbirlerin alınması halinde söz konusu alanda başvuru sahipleri tarafından jeotermal kaynak arama faaliyetlerinin yürütülmesinde sakınca görülmediğinin davalı idareye bildirildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, idarelere takdir yetkisi tanınan hallerde, takdir yetkisinin mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine bağlı bulunduğu hususu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Davalı idare tarafından, Yalova'nın birinci derece deprem bölgesi olması, jeotermal kaynakların genellikle deprem fay hatları üzerinde yoğunlaşması ve faaliyet gösteren turizm belgeli turistik tesislerin ve belediyelerin jeotermal kaynaklarda azalmaya sebep olabileceği göz önüne alınarak, Yalova genelinde jeotermal kaynakların rezervlerinin tespiti, bu kaynaklardan yararlanan işletmelerin yıllık jeotermal kaynak ihtiyaçlarının belirlenmesi ve kaynak rezervlerinin bilimsel olarak araştırılması için bilimsel raporların hazırlanmasının talep edildiği, sonrasında jeotermal kaynakların daha verimli ve rasyonel kullanılması göz önüne alınarak başvuruların daha sağlıklı değerlendirileceği belirtilmekte ise de, davacının başvurusunun ret gerekçesinin somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin yukarıda belirtilen gerekçeyle reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz ve karar düzeltme aşamasında yapılan giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, 05/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
