Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6688
Karar No: 2021/4547
Karar Tarihi: 05.10.2021

Danıştay 10. Daire 2019/6688 Esas 2021/4547 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6688
Karar No : 2021/4547

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Bakanlığı /…
(Mülga … Kurumu)
VEKİLLERİ : 1. Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Davacı tarafından, kızı …'ın, ... Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan hatalı teşhis ve tedavi sonucunda vefat ettiğinden bahisle uğradığı zarara karşılık 10.000,00 TL (miktar artırım ile 83.259,37 TL) maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince davacının maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi ile 83.259,37 maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın kabule ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, tazminat ödeme şartlarının dava konusu olay bakımından gerçekleşmediği, olayla ilgili olarak düzenlenen tıbbi mütalaa ve disiplin soruşturması raporuna göre küçüğün vefatında davalı idare personelinin kusur, ihmal veya sorumluluğunun bulunmadığı, hastaya konulan teşhis ve uygulanan tedavide bir eksiklik ve hatanın bulunmadığı, maddi tazminata hükmedilebilmesi için kesin ve gerçekleşmiş bir zararın bulunması gerektiği, hesaplamada uyulması gereken prensiplere riayet edilmediği, manevi tazminata ancak ağır hizmet kusurunun bulunması halinde hükmedilebileceği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Mahkeme kararının, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve yasaya uygun olduğundan bu kısmının onanması, nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından bu kısmın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiinde olan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığının hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü kısmen reddine, hükmedilen maddi tazminat tutarının dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL'lik kısmına ve manevi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
A) Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, hükmedilen maddi tazminatın miktar artırım dilekçesi ile artırılan 73.259,37 TL 'lik kısmına yürütülecek faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, "Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır." cümlesi eklenmiştir.
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almaktadır. Anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
2577 sayılı Kanunda, tam yargı davalarında, dava dilekçesindeki miktarın artırımına olanak tanıyan düzenleme uyarınca, davanın kabul edilmesi halinde artırılan tazminat miktarı yönünden faize, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan miktar artırımına ilişkin dilekçenin idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren hükmedilmelidir.
Bakılan davada, davacı tarafından, bilirkişi raporu uyarınca, 20/04/2015 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçe ile maddi tazminat miktarı 73.259,37 TL tutarında artırılmış, bu dilekçe davalı idareye 11/05/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla artırılan tazminat miktarı bakımından, idarenin temerrüde düştüğü tarih olan 11/05/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, Mahkeme kararının, üçüncü sayfasında yer alan "83.259,37 (ıslah edilen miktar) TL'nin davalı idareden alınarak dava tarihi olan 19.11.2013 tarihinde" ibaresinin "83.259,37 TL'nin dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat miktarı olan 10.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 19/11/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 73.259,37 TL'lik kısım yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 11/05/2015 tarihinden"; hüküm fıkrasında yer alan "kabul edilen maddi ve manevi tazminatların dava tarihi olan 19.11.2013" ibaresinin "kabul edilen maddi tazminatın dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL'si yönünden dava tarihi olan 19/11/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 73.259,37 TL'si yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 11/05/2015 tarihinden, kabul edilen manevi tazminatın dava tarihi olan 19/11/2013" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
B) Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasına ilişkin kısmının incelenmesi:
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden bu Kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tâbi bulunduğu; 11. maddesinde, genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca konu işlemin yapılmasını isteyen kişilerin ödemekle mükellef olduğu; 15. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu; 21. maddesinde, yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği; 28. maddesinde ise, (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar harcının dörtte birinin peşin, geri kalanının kararın verilmesinden itibaren bir ay içinde ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanunun, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden, binde 68,31 oranında nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç, keşif ve bilirkişi ücreti ile posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, hükmedilen miktar yönünden haksız çıkmış olan davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, İdare Mahkemesince, nispi harç dahil tüm yargılama giderlerine haklılık oranı uygulanması suretiyle hüküm kurulmasında mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan, harçlara ilişkin olarak, nispi karar harcı da toplama dahil etmek suretiyle "toplam 7.758,69 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı dikkate alınarak 4.655,21 -TL’lık kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 3.103,48- TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına," şeklindeki ibarenin "başvuru harcı, vekalet harcı, bilirkişi ücreti ve posta giderinden oluşan 705,05 TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre hesaplanan 396,85 TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 308,20 TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 7.053,64 TL nispi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine," olarak düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin esasa yönelik temyiz isteminin reddine, faiz başlangıcına ve nispi karar harcına yönelik temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının;
a) Üçüncü sayfasında yer alan "83.259,37 (ıslah edilen miktar) TL'nin davalı idareden alınarak dava tarihi olan 19.11.2013 tarihinde" ibaresinin "83.259,37 TL'nin dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat miktarı olan 10.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 19/11/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 73.259,37 TL'lik kısım yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 11/05/2015 tarihinden"; hüküm fıkrasında yer alan "kabul edilen maddi ve manevi tazminatların dava tarihi olan 19.11.2013" ibaresinin "kabul edilen maddi tazminatın dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL'si yönünden dava tarihi olan 19/11/2013 tarihinden, miktar artırım dilekçesi ile artırılan 73.259,37 TL'si yönünden miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarih olan 11/05/2015 tarihinden, kabul edilen manevi tazminatın dava tarihi olan 19/11/2013" şeklinde,
b) Hüküm fıkrasında yer alan "toplam 7.758,69 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı dikkate alınarak 4.655,21 -TL’lık kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 3.103,48- TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına," şeklindeki ibarenin "başvuru harcı, vekalet harcı, bilirkişi ücreti ve posta giderinden oluşan 705,05 TL yargılama giderinin davada haklılık oranına göre hesaplanan 396,85 TL'lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 308,20 TL'lik kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 7.053,64 TL nispi karar harcının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine," şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/10/2021 tarihinde esası yönünden oy birliğiyle, miktar artırım dilekçesi ile artırılan tazminat miktarı yönünden dava açma tarihinden itibaren faize hükmedilmesine ilişkin kısmı ile nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasına ilişkin kısmı yönünden oy çokluğuyla karar verildi.


(X) - KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, miktar artırım dilekçesi ile artırılan tazminat miktarı yönünden dava açma tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde ve nispi karar harcının haklılık oranında paylaştırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında olmayan; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısımlarının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi