Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/4947
Karar No: 2021/4876
Karar Tarihi: 06.10.2021

Danıştay 4. Daire 2021/4947 Esas 2021/4876 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/4947
Karar No : 2021/4876

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, adına tanzim ve tebliğ edilen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık adına düzenlenen ihbarnamelerin ortaklardan herhangi birine müteselsil sorumluluk kapsamında tebliğ edilmesi suretiyle borçların kesinleştirilebileceği, dava konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin de şirket ortağı olan ..'in çalışanına tebliğ edildiği, dolayısıyla ihbarnamelerin tebliğinin usulüne uygun olduğu, herhangi bir itiraz olmaması ve dava açılmaması nedeniyle tahakkuk eden ve kesinleşen eden amme alacaklarının tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, davacı iddialarının ödeme emri aşamasında incelenecek "borcum yoktur" iddiası kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı ihbarnamelerin kendisine tebliğ edilmediği, ortaklık sona erdikten sonra, ortaklardan her birinin KDV'den kendi hisseleri oranında sorumlu olacağı ve ayrı ayrı tebligat yapılması gerektiği, 5811 sayılı yasa kapsamında dava konusu dönemlere ilişkin vergi cezası kesilmesinin yasaya aykırı olduğu, borcun zamanaşımına uğradığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcunun olmadığı veya kısmen ödediği ya da zaman aşımına uğradığı iddialarıyla, ödeme emrinin iptali istemiyle dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.
Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına ilişkin 5811 sayılı Kanun'un "Uygulama Esasları" başlıklı 3. maddesinin 5. fıkrasında, diğer nedenlerle bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılacağı belirtilmektedir.
Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına ilişkin 5811 sayılı Kanun 28/11/2008 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden, 2008 yılı öncesi tarhiyatlara ilişkin mahsup yapılabilmesi için vergi incelemesinin 28/11/2008 tarihinden sonra başlamış olması gerekmektedir.
Dosyanın incelemesinden, davacı adına düzenlenen … sayılı ödeme emrinin 2004/1-12 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerine ilişkin olduğu, davacının Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılmasına ilişkin 5811 sayılı Kanun hükümleri kapsamında tarhiyat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ettiği, Danıştay Dördüncü Dairesinin E.2020/4036 sayılı dosyası ile dava dosyasının birlikte incelenmesinden, davacının … tarih … sayılı tahakkuk fişi ile 2009 yılında 5811 sayılı Kanun kapsamında Türkiye'de sahip olunan varlıklara ilişkin beyanname verdiği ve tahakkuk eden vergiyi ödediği anlaşılmaktadır.
Ödeme emri içeriği borçların … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu'na istinaden tarh edilen 2004/1 ila 12. aylara ilişkin Katma Değer Vergileri olduğu, ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin 18/11/2009 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, herhangi bir ödeme olmaması nedeniyle dava konusu dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, söz konusu Vergi İnceleme Raporu'nun ise defter, belge ibraz edilmemesi üzerine düzenlendiği ve bahse konu rapordaki öneri üzerine, 2004/1 ila 12. aylara ilişkin katma değer vergisi tarh edildiği yapıldığı anlaşılmaktadır.
Takdir komisyonunca takdir olunan ihbarname üzerine düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan iş bu davadaki, davacının 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan ettiği tutar üzerinden mahsup yapılmadığına ilişkin iddiasının "borcum yoktur" iddiası kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar; davalı idare tarafından dosyaya sunulan 22/11/2010 tarihli "Genel Bilgi" başlıklı yazıdan, davacının 5811 sayılı Kanun kapsamında beyanda bulunduğu ve bu beyana istinaden hesaplanan vergiyi ödediği, bu nedenle … adına 2004 takvim yılı gelir vergisi, geçici vergiler yönünden tarhiyatların düzeltme yoluyla terkin edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı belirtilerek, davacının 5811 sayılı kanuna ilişkin mahsup hakkının kullandırıldığı anlaşılmakta ise de; Danıştay Dördüncü Dairesinin E.2020/4036 sayılı dosyası incelendiğinde, 2004 yılı gelir vergisi tarhiyatına ilişkin herhangi bir mahsup yapılmadığı anlaşıldığından, davacının 5811 sayılı Kanun kapsamında beyan ettiği tutar üzerinden mahsup yapılmadığına ilişkin iddiası değerlendirilerek ve mahsup şartlarının oluşup oluşmadığı yönünden gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının …'in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
3.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2021 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 253. maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları ilgili bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmek; 256. maddesinde, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz etmek zorunda oldukları; defter tutmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişiler muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları yetkili makamların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorunda oldukları hüküm altına alınmıştır.
Davacı adına, ödenmeyen amme alacakları nedeniyle düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali talep edilmiş olup, ödeme emri içeriği alacakların, davacının defter ve belgelerini idareye sunmaması nedeniyle, 2004 yılına ilişkin olarak resen tarh edilen katma değer vergilerine ilişkin olduğu ayrıca davacının 2009 yılında 5811 sayılı Kanun kapsamında Türkiye'de sahip olunan varlıklara ilişkin beyanname verdiği ve tahakkuk eden vergiyi ödediği ve bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılması gerektiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının, idarenin talep ettiği defter ve belgeleri mücbir sebep olmaksızın ibraz etmediği, 5811 sayılı Kanundan yararlanıp yararlanmadığının ancak defter ve belgeleri incelenerek ortaya konulabileceği bu aşamada yapılan tarhiyatın 5811 sayılı Kanundan yararlandığından bahisle mahsup edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, kararın onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi