14. Hukuk Dairesi 2016/5899 E. , 2019/1122 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.03.2015 gününde davacılar- karşı davalılar tarafından davalı- karşı davacı aleyhine 19.06.2015 gününde verilen dilekçe ile asıl davada geçit hakkı, birleştirilen davada men"i müdahale ve kal, karşı dava olarak temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın men"i müdahale ve yıkım talebinin kabulüne temliken tescil davasının reddine dair verilen 26.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması; birleştirilen dava meni müdahale kal ve yıkım karşı dava da ise temliken tescil istemlerine ilişkindir.
Davacı ... vekili, müvekkilinin maliki bulunduğu 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinden ana yola ulaşmak için kullanabileceği bir yol olmadığını, geçit hakkı tesisine ilişkin dava açılabilmesi için taşınmazların tapuya kayıtlı olması gerektiğinden biri ... mirasçıları, diğeri ...’ın mirasçılarının zilyetliğinde bulunan taşınmazların tapuya tescili için dava açtığını, ... mirasçılarına ait olan taşınmazların zilyetleri adına tapuya tesciline karar verildiğini ancak ... mirasçılarına ait olan diğer taşınmaz açısından ise dava sırasında taşınmazın kamulaştırılması neticesinde ilgili taşınmaz zaten yol içerisinde kaldığından taşınmaza ilişkin taleplerinden feragat ettiklerini bu nedenle davanın bu taşınmaz açısından feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, dava sürecinden sonra ... Köy"ünde tapulama çalışmaları yapıldığını ve bütün taşınmazların tapu kayıtlarının yapıldığını, davalılarca müvekkiline yol hakkı tanınmadığını, davalılara ait olan 169 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 245 m2"lik bölümden, belirlenecek bedel karşılığında geçit hakkı tesisi kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, davacı ve davalılara ait taşınmazların birbirlerine komşu olduğunu, davacının tespitten önce dava açtığını, mahkemenin de bu dosyada gerekli delilleri topladığını ve karar verdiğini, davacı tarafın kadastro tespitinden uzunca bir zaman sonra bu geçit hakkı tesisi davasını açmasının iyi niyet kurallarına uygun olmadığını, 2005/107 Esas sayılı dosyadaki mevcut raporda 129 m2 büyüklüğünde gözüken taşınmazı için davalılardan 245 m2"lik geçit hakkı talebinde bulunduğunu, amacının aslında geçit hakkı tesisi talebi dışında kendi taşınmazının yüz ölçümünü büyütmek olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Birleştirilen davada; davacılar-karşı davalılar ..., ..., ... ve ... vekili, müvekillerine ait 169 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılanma yaparak, beton atarak, yol yaparak ve ağaç dikerek haksız müdahalede bulunan davalı ...’ın müdahalesinin menine ve davacıların taşınmazı üzerindeki her türlü yapının, beton atılarak yapılan yolun ve dikilen ağaçların kalini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davada; davalı-karşı davacı ... vekili, tescil dosyasındaki bilirkişi raporuna göre iyiniyetli olarak müştemilatları yaptığını, müştemilatların değerinin taşma olan arazi parçasının değerinden açıkca fazla olduğunu taşma olan kısmın mülkiyetinin mahkemece uygun görülecek bedel karşılığında müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 2015/45 Esas sayılı asıl dosya açısından; geçit hakkının kısmen kabulü ile davalıya ait 169 ada 20 parsel sayılı taşınmaz aleyhine dosya arasında bulunan 21.07.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda ve ekindeki krokide A harfi ile gösterilen 74,04 m2"lik alanda, davacının maliki bulunduğu 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine; birleştirilen dosya açısından, davacı-karşı davalılar ... ve müştereklerinin açmış olduğu müdahalenin meni ve yıkım davasının kabulüne, 19.11.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilen davacılara ait 169 ada 20 No"lu parsel sayılı taşınmaza yapılan A harfi ile gösterilen ahşap yapılı garajın 23,81 m2"lik kısmının ve B, C, D, E, F, G harfi ile gösterilen ve 169 ada 20 parsel içerisinde kaldığı tespit edilen 218,86 m2"lik yerden 2015/45 Esas sayılı dosya ile 169 ada 21 parsel lehine kurulan 74,04 m2"lik geçit hakkı yerinin düşülmesi suretiyle ve kalan 144,82 m2"lik kısma yapılan betonun yıkılması suretiyle davalı-karşı davacının müdalesinin menine, 1, 2, 3, 4, 5, 6 numaralarla işaratelenmiş ağaçların ve gül fidanalarının da sökülmek suretiyle kaline; davalı-karşı davacı ..."ın temliken tescil davasının ise reddine karar vermiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir.
Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar tüm taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulması gerekir.
6100 sayılı HMK"nin "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Anılan yasa maddesine göre, hükmün infaza elverişli olarak kurulması gerekir.
Somut olayda;
1)Geçit hakkı istemine ilişkin 2015/45 Esas sayılı asıl davada mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 21.07.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisine göre 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz lehine, 169 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan krokide A harfi ile gösterilen 74.04 m2"lik bölüm üzerinden geçit hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır. 169 ada 21 parsel lehine A harfi ile gösterilen bölüm üzerinden geçit hakkı tesis edilmesi durumunda 169 ada 21 parsel sayılı taşınmaz yola değil 169 ada 19 parsele bağlanmakta ve bu şekilde geçit kurulması geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca, 169 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının dosyada yer almadığı, söz konusu taşınmazın tapu kayıt malikinin veya maliklerinin davada taraf olarak yer alıp almadığı da anlaşılamamıştır.
2)2015/172 Esas sayılı birleştirilen dava açısından ise hüküm fıkrasının 1-b bendinde "mahkememizin 2015/45 esas sayılı dosyası ile 169 ada 21 parsel lehine kurulan 74,04 m2lik geçit hakkı yerinin düşülmesi suretiyle" diye devam eden cümlede mahsuba ilişkin kurulan hüküm doğru olmadığı gibi, infazda da tereddüt oluşturacak mahiyettedir.
Zira birleştirilen davada davacıların talebi, kendi taşınmazları üzerine haksız olarak yapılan yapıların tümünün kaline ilişkin olduğundan, geçit kurulan kısmın mahsubuna yönelik hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.