13. Hukuk Dairesi 2017/4768 E. , 2020/2296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi sıfatıyla Amasya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 2015/1548 esas 2016/561 karar sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nin 2017/11-2017/15 karar sayılı kararının süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, canlı hayvan yetiştirme, pazarlama ve toptan et ticareti ile iştigal ettiğini, 27 adet kurbanlık hayvanı, davalı ..."e 05/09/2015 tarihinde birim fiyatı (KDV hariç) 5.800,00 TL"den satıp teslim ettiğini, toplam borç miktarının 169.128,00 TL olduğunu, 60.0000,00 TL"sini ön ödeme olarak ödendiğini, borcun geri kalan 109.128,00 TL"sini 01/10/2015 tarihinde ödemek üzere taahhütte bulunduğunu, davalının borcu vadesinde ödemediğini, Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarih ve 2015/171 Esas D. İş 2015/171 Karar D.iş sayılı kararı ile kalan borcun %15 teminat karşlığında davalının tüm hesaplarındaki mevduat ve alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini belirterek dava konusu 109.128,00 TL alacağın 01/10/2015 tarihinden itibaren işleyen ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, söz konusu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki dava, ticari alımdan kaynaklanan alacak davasına ilişkindir. Somut olaya bakıldığında, davalının 19/04/2016 tarihli duruşmada isticvap beyanında dava konusu alışverişi reddettiği, bunun üzerine davacı tarafından 24/05/2016 tarihli duruşmada yemin teklif edildiği, meşruhatlı davetiyenin davalının bizzat kendisine 06/06/2016 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye gelmediği gibi yemini de iade etmeyerek ve yeminden kaçınarak yemin konusu vakıaları kabul ettiği anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup; gerekçeli kararda usul ve yasalara aykırı bir yön bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı yan, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmıştır. Davalı yan ise, yemin davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte yurt dışında olduğunu, temyiz dilekçesine pasaport kayıtlarını da ekleyerek, yemin tebligatının geçersiz olduğunu iddia etmiştir. Ancak pasaport fotokopisinden tebliğ tarihinde davalının yurt dışında olup olmadığı tam anlaşılamamıştır. Bu nedenle, ilgili mercilerden sorularak, davalının tebliğ tarihinde yurt dışında bulunup bulunmadığı araştırılıp gerekirse de tebliğ alındısı üzerindeki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılması gerekmektedir. Hal böyle olunca, gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davalı vekilinin 08.12.2016 havale tarihli istinaf dilekçesinde belirttiği "...Mahkeme hakimi yeni bir düzen kurulup herhalde şeriatla yönetildiğimizi düşünmekte. Hangi miktar alacağın ne şekilde ispat edileceği kanunlarla belli ve yazılı beyanlarımızda da bu hususu belirttik. Hiçbir belge ibraz etmeden sadece yemin etmeye gelemedi diye böyle bir borç yükümlülüğü yaratmak saçmalıktır ve başka soru işaretleri de yaratmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinde hiçbir hakimin böyle bir karar verebileceğini düşünmüyoruz. Tabii ki soru işareti diye bahsettiğimiz şeyler yoksa," ibarelerinin TCK 301. md. gereğince yargı organlarını aşağılama suçu niteliğinde olup olmadığı ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunup bulunulmaması hususunun yerel mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 17/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.