15. Ceza Dairesi 2018/6075 E. , 2020/2954 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan, TCK"nın 157/1, 52/2 ve 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre, muhatabın geçici olarak adreste bulunmaması veya tebellüğden imtina etmesi halinde, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim edip tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama durumunda tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesinin gerektiği ve muhatabın adreste hiç oturmadığının veya adresten sürekli ayrıldığının tespiti halinde ise MERNİS adresine 21/2. maddesine göre tebligat yapılabileceği nazara alındığında, 21. madde kapsamında tebligat yapılabilmesi için öncelikle muhatabın MERNİS adresinde oturup oturmadığı, oturuyor ise dağıtım sırasında adreste bulunup bulunmadığı araştırılıp, adreste bulunmama halinde ise sebebi ve adresten geçici ya da sürekli ayrılıp ayrılmadığı hususunun tespitinin gerektiği; gerekçeli kararın doğrudan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği olayda; evrakın muhtara teslim edildiğinden başka kayıt içermeyen tebliğin usulsüz olduğu, sanık ..."ın öğrenme üzerine ve süresinde hükmü temyiz ettiği kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildikten sonra, her ne kadar uzlaşmanın gerçekleşmediğine ilişkin rapor esas alınarak sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de;
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliği’nin 29. madde 6. fıkrasına göre: ""Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir"" hükmüne yer verildiği,
Uzlaştırma Yönetmeliği ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın kayıtlı ise bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği,
Somut olayda; uzlaştırmacı tarafından yalnızca katılan ile sanıklardan ..."a ulaşıldığı, diğer sanıklar ... ile ..."a ulaşılmaya çalışıldığı, hatta başka bir dosyadan sanıklar ile irtibata geçildiği; ancak olumlu sonuç alınamadığı beyan edilmiş ise de; dosyada sanıklar ... ile ... adına çıkartılmış uzlaştırma teklif formu tebligatlarına rastlanılmadığı, usulüne uygun tebligatlar gönderilmeden, 5271 sayılı CMK"nın 255.maddesi gözardı edilerek, uzlaşmanın sağlanabilmesi için sanıkların hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerektiği gerekçe gösterilerek uzlaşmanın sağlanamadığına ilişkin rapor düzenlendiği, sanık ..."in bozma sonrası yapılan yargılamada alınan beyanında uzlaşmak istediğini ifade etmesi, sanık ..."ın bozma sonrası alınan beyanında ve temyiz dilekçesinde katılanın zararını karşılayarak uzlaşmayı kabul ettiğini beyan etmesi, katılanın da edimli olarak uzlaşmayı kabul ettiğinin anlaşılması karşısında; katılan ve sanıklara usulüne uygun olarak uzlaşma tebligatları yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden usulsüz ve eksik yapılan tebligat işlemlerine dayanılarak ve uzlaşmanın gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, sair yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.