Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/851
Karar No: 2018/2285
Karar Tarihi: 16.05.2018

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma - Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma - Örgüt faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/851 Esas 2018/2285 Karar Sayılı İlamı

 

 

20. Ceza Dairesi         2018/851 E.  ,  2018/2285 K.

  •  


"İçtihat Metni"

Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1)Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (Sanık ... hakkında )
2)Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma (Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında)
3)Örgüt faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanıklar hakkında)
Hüküm : Mahkûmiyet
1)Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (Sanık ... hakkında )
2)Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma (Sanıklar ...,..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında)
3)Örgüt faaliyeti kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma (Tüm sanılar hakkında)

Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Temyiz incelemesi, sanıklar ..., ..., ..., ... müdafilerinin süresindeki isteği nedeniyle duruşmalı, talebi bulunmayan diğer sanıklar hakkında duruşmasız olarak yapılmıştır.
A)Sanık ... hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma"; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 220. maddesinde düzenlenen “Suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Somut olayda; örgüt oluşturmak için "sayısal yeterlilik" olduğu anlaşılmakta ise de, "suç işleme iradelerinde devamlılık" ve "hiyerarşik ilişki" saptanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nin 220. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığı gözetilmeden; sanık ..."in "suç işlemek amacıyla örgüt kurma"; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."in "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçlarından beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., sanıklar ... ve ... müdafilerinin, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile müdafilerinin temyiz itirazları ile sanıklar ..., ..., ..., ... müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA,
B)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında "örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma" suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
28/01/2013 tarihinde İstanbul"a getirildiği iddia edilen uyuşturucu maddelerin ele geçirilememesi nedeniyle uyuşturucu niteliğinde olup olmadığının tespit edilememesi de göz önüne alınarak kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanıkların savunmalarının aksine, değişik ve farklı anlamlara gelebilecek soyut telefon konuşmaları dışında delil bulunmadığı; 05/03/2013 ve 12/03/2013 tarihinde ele geçirilen esrarla ilgileri ve diğer sanıkların suçlarına iştirak ettiklerine ilişkin kuşku sınırlarını aşan mahkûmiyete yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ... ve ..., sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları ile sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sanıklar ..., ... ve ... açısından re"sen de temyize tabi olan hükümlerin BOZULMASINA, bozma nedenine göre tutuklu sanıklar ..., ..."in SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazı yazılmasına,
C-Sanık ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi;
Sanığa atılı 5237 sayılı TCK"nın 188/3 maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıldan fazla hapis cezası olması nedeniyle, savunmasının yargılamayı yapan mahkemece alınması gerektiği gözetilmeyerek, istinabe yoluyla Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan savunması hükme esas alınmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 196/2. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazı ile sanık müdafiinin duruşmadaki sözlü savunması bu nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
D-Sanık ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi;
1-Sanık hakkında teknik ve fiziki takibin bulunmadığı ve suçla ilgisinin bilinmediği aşamada, sanık ..."in beyanlarıyla suçla ilgisinin ortaya çıkıp yakalandığı ancak, sanık savunmalarında sanık ..."in beyanlarını doğrulamayıp suçlamayı inkar ettiği dikkate alınarak, sanık ..."in bildirdiği görgü tanıkları ... ve..."un dinlenilerek, tüm delillerin birlikte tartışılıp değerlendirilmesi, sonucuna göre, sanık ..."ın suçunun sübut bulup bulmadığının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre;
UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında 14/04/2013 tarihlerinde işlediği ileri sürülen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 28/10/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davası üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi"nce yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi"ne geldiği ve bu mahkemece de 02/01/2014 tarih, 2013/95 esas ve 2014/1 karar sayısı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi"nce bu yetkisizlik kararı kaldırılan davanın bulunduğu, bu dosya yönünden ise sanığın 05/03/2013 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 25.06.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanığa ilişkin belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı anlaşıldığından; belirtilen dava dosyası derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konması; sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanığın üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince resen de temyize tabi hükmün BOZULMASINA,
E-Sanık ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi;
1-Sanık ... aşamalarda alınan savunmalarında, bir kısım telefon görüşmelerini hatırlamadığını, bir kısmının da kendisine ait olmadığını söyleyerek, telefon görüşmelerinin kendisine ait olup olmadığı hususunda ses analizi yapılmasını istemesi karşısında, bu sanıkla ilgili ses kayıtları getirtilip duruşmada dinletilerek seslerin kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde, Adli Tıp Kurumu Fizik İhsisas Dairesi ya da uzman bir kurum veya kuruluşa ses analizi yaptırılarak konuşmaların sanık ..."a ait olup olmadığının saptanması gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre;
UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında 14/04/2013 tarihlerinde işlediği ileri sürülen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 28/10/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davası üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi"nce yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi"ne geldiği ve bu mahkemece de 02/01/2014 tarih, 2013/95 esas ve 2014/1 karar sayısı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi"nce bu yetkisizlik kararı kaldırılan davanın bulunduğu, bu dosya yönünden ise sanığın 05/03/2013 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 25.06.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanığa ilişkin belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı anlaşıldığından; belirtilen dava dosyası derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konması; sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanığın üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4-05.03.2013 ve 12.03.2013 tarihlerinde uyuşturucu madde nakledilmesine iştirak ettiği iletişimin tespit tutanakları ve dosya içeriğinden anlaşılan sanık hakkında, TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince resen de temyize tabi hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine, hükmolunan sonuç ceza yönünden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
F-Sanık ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 12/03/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada sanık hakkında 14/04/2013 tarihlerinde işlediği ileri sürülen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 28/10/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davası üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi"nce yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi"ne geldiği ve bu mahkemece de 02/01/2014 tarih, 2013/95 esas ve 2014/1 karar sayısı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi"nce bu yetkisizlik kararı kaldırılan davanın bulunduğu, bu dosya yönünden ise sanığın 05/03/2013 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 25.06.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanığa ilişkin belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı anlaşıldığından; belirtilen dava dosyası derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konması; ayrıca sanık hakkında 12.05.2013 tarihinde işlediği "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 04/02/2014 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davası üzerine Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 09.03.2015 tarihinde verilen 2013/38 esas ve 2015/53 karar sayılı mahkûmiyet kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nin 11/11/2015 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği, bu dosya yönünden ise sanığın 05/03/2013 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 25.06.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanığa ilişkin belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı anlaşıldığından; kesinleşmiş dosyasının getirtilerek aslı veya onaylı örneğinin bu dosya içine konması sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanığın üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine,
G-Sanık ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesi;
Sanığın adli sicil kaydında da yer alan sabıkası nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 05/03/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık ... hakkında teknik ve fiziki takibin bulunmadığı ve suçla ilgisinin bilinmediği aşamada, sanık ..."in beyanlarıyla suçla ilgisinin ortaya çıkıp yakalandığı ancak, savunmalarında sanık ..."in beyanlarını doğrulamayıp suçlamayı inkar ettiği dikkate alınarak, sanık ..."in bildirdiği görgü tanıkları Hüseyin Koday ve Hamit Ok"un dinlenilerek, tüm delillerin birlikte tartışılıp değerlendirilmesi, sonucuna göre sanık ... hakkkında TCK"nın 192/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanığın üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-Olayda ele geçen suç konusu esrar maddesinin miktarına bağlı olarak önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, TCK"nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ile aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre verilen temel adli para cezasının alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince resen de temyize tabi hükmün BOZULMASINA, hükmolunan sonuç ceza yönünden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
H-Sanık ... hakkında "örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma" ve "örgüte üye olma" suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Sanığın adli sicil kaydında da yer alan sabıkası nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 05/03/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın hükümden sonra gönderdiği 15/12/2017 tarihli temyiz dilekçesi ekinde sunduğu... Devlet Hastanesi"nce düzenlenen 17/11/2017 tarihli raporda "Tedavi ile kısmi remisyonda, kronik defreasif uyum bozukluğu" hastası olduğu belirtildiğinden, sanığın 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi kapsamında suç tarihinde işlediği iddia olunan "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" ve "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçlarının hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinde önemli derecede azalma olup olmadığının belirlenmesi için rapor aldırılarak sonucuna göre, hukukî durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre;
5237 sayılı TCK’nin 220. maddesinde düzenlenen “Suç işlemek için örgüt kurmak” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu değildir. Soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebilir.
Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır.
Somut olayda; örgüt oluşturmak için "sayısal yeterlilik" olduğu anlaşılmakta ise de, "suç işleme iradelerinde devamlılık" ve "hiyerarşik ilişki" saptanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nin 220. maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığı gözetilmeden; sanığın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
3-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanığın üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
4- Olayda ele geçen suç konusu esrar maddesinin miktarına bağlı olarak önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, TCK"nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ile aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre verilen temel adli para cezasının alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçu açısından resen de temyize tabi hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine, hükmolunan sonuç ceza yönünden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
C-Sanıklar ... ve ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi;
Sanık ..."ün adli sicil kaydında da yer alan sabıkası nedeniyle hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 12/03/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanıkların üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-... ve ... Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nce suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan şahit numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Adli Emanetin 2013/538 sırasında kayıtlı, 05.03.2013 tarihli olaya ilişkin fotoğrafların içinde olduğu CD ve bu olayda uyuşturucu madde ele geçen araçta bulunan sigara izmaritlerinin, delil olarak dosyada saklanmaları yerine, müsaderelerine karar verilmesi,
4-Adli Emanetin 2013/296 sırasında kayıtlı, 05.03.2013 tarihli olayda sanık ..."ten ele geçen madeni sikkenin, dava konusu edilmediği ve soruşturma aşamasında 2863 sayılı Yasa"ya aykırılık suçundan tefrik kararı verildiği dikkate alınarak, sözkonusu emanet eşyası hakkında karar verilmemesi gerekirken, yazılı şekilde sahibine iadesine karar verilmesi,
5-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince resen de temyize tabi hükümlerin BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanıklar hakkındaki tahliye talebinin reddine,
C-Sanıklar ... ve ... hakkında örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesi;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, 05/03/2013 ve 12/03/2013 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eylemlerinin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada sanıklar hakkında 14/04/2013 tarihlerinde işlediği ileri sürülen "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçu nedeniyle 28/10/2013 tarihinde düzenlenen iddianame ile açılan kamu davası üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi"nce yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi"ne geldiği ve bu mahkemece de 02/01/2014 tarih, 2013/95 esas ve 2014/1 karar sayısı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi"nce bu yetkisizlik kararı kaldırılan davanın bulunduğu, bu dosya yönünden ise sanınıkların 05/03/2013 tarihinde işlediği iddia olunan “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu nedeniyle 25.06.2013 tarihinde iddianame düzenlendiği, sanıklara ilişkin belirtilen suç tarihleri arasında hukuki kesintinin oluşmadığı anlaşıldığından; belirtilen dava dosyası derdest ise aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise dosyasının getirtilerek bu dosya içine konması; sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç, ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanıkların hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2-Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçları ile ilgili bozma nedenine göre; sanıkların üzerlerine atılı “uyuşturucu madde ticareti” suçunu suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlediklerine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, haklarında hükmedilen temel ceza üzerinden, 5237 sayılı TCK’nın 188. maddesinin 5. fıkrasındaki düzenleme gereği artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
3-05.03.2013 ve 12.03.2013 tarihlerinde uyuşturucu madde nakledilmesine iştirak ettikleri iletişimin tespit tutanakları ve dosya içeriğinden anlaşılan sanıklar hakkında, TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve olaylarda ele geçen suç konusu esrar maddesinin miktarına bağlı olarak önemi ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı nedeniyle, TCK"nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ile aynı Kanunun 61. maddesindeki ölçütlere göre, bu sanıklara verilen temel hapis ve adli para cezasının alt sınır daha fazla aşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ... ile Sanık ... ve ve müdafiinin temyiz itirazı nedenle yerinde olduğundan CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması ve tutuklu kalınan süre dikkate alınarak sanık hakkındaki tahliye talebinin reddine, hükmolunan sonuç ceza yönünden CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının saklı tutulmasına,
16/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI:16.05.2018 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ..."nın katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan ... müdafii Av. ..."ın yokluğunda, sanık ... müdafii Av..., sanık ... müdafii Av. ..., sanık ile sanık ... müdafii Av. ... tarafından yetkilendirilen Avukat ..."in yüzlerine karşı 17.05.2018 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.


















 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi