
Esas No: 2017/60
Karar No: 2021/4475
Karar Tarihi: 12.10.2021
Danıştay 8. Daire 2017/60 Esas 2021/4475 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/60
Karar No : 2021/4475
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Ticaret Borsası
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı tarafından Bursa Ticaret Borsası yönetim kurulunun … gün ve …nolu kararı ile yapılan hizmet sözleşmesinin fesih işlemi nedeniyle ücret ve tazminat yönlerinden mağdur olduğundan bahisle ileri sürdüğü 30.000 TL zararın fesih tarihinden işleyecek en yüksek banka mevduatlarına uygulanacak faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte davalı idareden tazmin edilmesi iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının hizmet sözleşmesinin yönetim kurulu tarafından 04/07/2013 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiği, sözleşmenin feshine ise dava açılmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin yasal dayanağı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 12. maddesinde, "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının Bursa Ticaret Borsası'nda 1981 yılında memur olarak çalışmaya başladığı, 1983 yılında şef olduğu, 1987 yılındada genel sekreterlik görevine getirildiği, 2002 yılında da emekli olup bu tarihten sonra da sözleşmeli olarak çalışmaya devam ettiği, 15/01/2013 yürürlük tarihli hizmet sözleşmesi ile çalışmakta iken davalı idarede 21/05/2013 tarihli yönetim kurulu değişikliği sonrasında iş sözleşmesinin 04/07/2013 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan 15/01/2013 tarihli hizmet sözleşmesinin 10. maddesinde sözleşmenin bitim tarihi olan 14/01/2017'den önce borsa tarafından iş bıraktırılması halinde sözleşme bitim süresine kadar ödenmesi gereken yıllık izin ücretleri, maaş, sosyal yardım ve ikramiye tutarlarının hesaplanacak ayrılma tazminatının ödenmemesi üzerine, 200 TL kıdem tazminatı, 200 TL ihbar tazminatı, 2000 TL kötü niyet tazminatı, 2000 TL eksik ödenen maaş ücreti, 2000 TL eksik ödenen son yıllık izin parası, 3600 TL ayrılma tazminatı ve ek tazminat, 20.000 TL 14/01/2017 tarihine kadar maaş, izin, sosyal yardım ve ikramiye alacakları olmak üzere 30.000 TL zararın fesih tarihinden işleyecek en yüksek banka mevduatlarına uygulanacak faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte davalı idareden tazmin edilmesi iptali istemiyle açılmıştır.
İdari işlemlerden dolayı doğrudan doğruya tam yargı davası açılıp açılamayacağı hususu 521 sayılı Kanun zamanında da tartışmalara konu olmuş, daha sonra anılan Kanun'un 71. maddesinin 1740 sayılı Kanunla değiştirilmesi sonucu idari işlem dolayısıyla doğrudan tam yargı davası açmanın mümkün olduğu hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, 1740 sayılı Kanun'dan önceki dönemde, iptal davasının reddinden sonra aynı işlemden dolayı tam yargı davası açılabilmesine de olanak bulunmamasına karşın 1740 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, iptal davası açılmadan da tam yargı davası açılabilmesine imkan tanınmasının yanı sıra iptal davasının reddi üzerine de tam yargı davası açılabileceği öngörülmüştür. 1740 sayılı Kanunun gerekçesinde de, İdare Hukuku kurallarına göre, idare tarafından tesis edilmiş olan bir işlem, mevzuata uygun olmakla beraber, herhangi bir şahsın hakkını da ihlal ediyor ise, bu halde işlem iptal edilmeden de tam yargı davasının açılabileceği belirtilmiştir. Buna göre, hiçbir hukuki sakatlık taşımayan ve bu nedenle iptali gerekmeyen idari işlemlerden ötürü kişiler zarara uğramışlarsa, bu zararın da tazmini gerekebilir. 1740 sayılı Kanunla getirilen bu düzenleme, 2577 sayılı Kanun'da da kabul edilmiştir.
Dolayısıyla iptal davası açılmamış olması veya açılan iptal davasının retle sonuçlanması, o işlem bakımından tam yargı davası açılmasına hukuki bir engel oluşturmamaktadır.
Bu durumda, doğrudan doğruya tam yargı davası açılabilmesi Kanun gereği olup, işlemin hukuka aykırılığının açılmış bir iptal davasında yargı kararı ile saptanmamış olması işlem dolayısıyla açılan tam yargı davasının da bu nedenle reddini gerektirmemektedir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, sözleşmenin feshine dava açılmadığından tazminat talebinin yasal dayanağı olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de; davacı tarafından sözleşmenin feshine bağlı olmayan kalemlerin istenildiği de dikkate alındığında, davacının istemlerinin her bir kalem açısından ayrı ayrı değerlendirilerek karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; Mahkemece, yukarıda aktarılan yönde araştırma yapılmaksızın davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
