Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/2132
Karar No: 2021/1857
Karar Tarihi: 13.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2132 Esas 2021/1857 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2132
Karar No : 2021/1857

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ: Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ... Odası
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Odası
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/2487, K:2019/10943 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/01/2017 tarih ve 29959 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 05/01/2017 tarih ve 99 sayılı "Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı"nın, "Kesin Korunacak Hassas Alanlar" başlıklı A bölümünün 2. maddesinin (b) bendi ile (c) bendindeki "veya ruhsatlı sayılan" ifadesinin; "Nitelikli Doğal Koruma Alanları" başlıklı B bölümünün 4. maddesinin (c) bendinin; "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları" başlıklı C bölümünün 2. maddesinin (c), (ç) ve (d) bentlerinin ve D bölümünün 2. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 13/11/2019 tarih ve E:2019/2487, K:2019/10943 sayılı kararıyla;
İlke Kararının "Kesin Korunacak Hassas Alanlar" başlıklı A bölümünün 2. maddesinin (b) bendi ile (c) bendindeki "veya ruhsatlı sayılan" ifadesinin incelenmesinden;
Kesin korunacak hassas alanların tanımı ve niteliği göz önünde bulundurulduğunda; Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliği açıklamak amacıyla çıkarılan dava konusu İlke Kararında, dayanağı Yönetmelikte belirtilmeyen istisnalara yer verilmesinin üst normu aşar nitelikte olması nedeniyle, İlke Kararının A bölümünün 2. maddesinin (b) bendi ile (c) bendindeki "veya ruhsatlı sayılan" ifadesinde hukuka uyarlık görülmediği,
İlke Kararının "Nitelikli Doğal Koruma Alanları" başlıklı B bölümünün 4. maddesinin (c) bendi yönünden;
İlke Kararının "Nitelikli Doğal Koruma Alanları" başlıklı B bölümünün 4. maddesinin (c) bendinde; nitelikli doğal koruma alanlarında, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun izniyle, zorunlu olan alanlarda, teknik altyapı hizmetleri olan telefon hattı, GSM baz istasyonu, teleferik, telesiyej gibi uygulamalarının yapılabileceğinin kurala bağlandığı,
İlke kararının dayanağı olan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında ise; nitelikli doğal koruma alanlarında, alanın doğal yapısı ile uyumlu çadırlı kamp alanı, bungalov ve günübirlik faaliyetlerin yapılabileceğinin öngörüldüğü,
Davalı idare tarafından nitelikli doğal koruma alanlarının; koruma amaçları doğrultusunda yörede yaşayanların alanın mevcut kaynaklarını kullanması sağlanarak geleneksel yaşam şekillerinin korunduğu alanlar olduğu, bu alanlarda kaynak değerlerin kontrollü ve sürdürülebilir olması amacıyla tedbirler alınarak sınırlı kullanımlara izin verilebileceği belirtilmiş ise de; bu alanların tanımı ve nitelikleri değerlendirildiğinde, dava konusu İlke Kararı ile zorunlu olan alanlarda yapılabileceği öngörülen telefon hattı, GSM baz istasyonu, teleferik, telesiyej gibi uygulamaların nitelikli doğal koruma alanlarına zarar verebileceği, öte yandan, İlke Kararında yer alan "zorunlu olan alan" ifadesinin muğlak bir ifade olduğu, belirsizlik yarattığı ve açıklığa kavuşturulması gerektiği sonucuna ulaşıldığı ve sonuç olarak dava konusu İlke Kararının "Nitelikli Doğal Koruma Alanları" başlıklı B bölümünün 4. maddesinin (c) bendinde hukuka uyarlık görülmediği,
İlke Kararının "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları" başlıklı C bölümünün 2. maddesinin (c), (ç) ve (d) bentleri yönünden;
Dava konusu İlke Kararının "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım" başlıklı C bölümünde yer alan 2. maddesinin (c) bendinde; bu alanlarda, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu izniyle, katı atık düzenli depolama tesisi, atık su arıtma tesisi, yat çekek yeri, akaryakıt istasyonu gibi uygulamaların yapılabileceği, (ç) bendinde; üst ölçekli planlara uygun olmak şartıyla sanayi tesislerinin yapılabileceği, (d) bendinde ise; doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınabileceği, bu amaçla ocak açılabileceğinin belirtildiği,
Anılan bentlerde, izin verilebileceği belirtilen faaliyetlere ilişkin herhangi bir belirleme yapılmadığı, diğer bir anlatımla, bu faaliyetlerden hangilerine ne ölçüde izin verileceğine ilişkin açıklık getirilmediğinin görüldüğü,
Sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının özellikleri dikkate alındığında; bu alanlara ilişkin düzenlemelerde alanın doğallığını muhafaza etmek ve mevcut koruma değerlerinin devamlılığını sağlamak amacı gözetilerek yalnızca düşük yoğunluklu faaliyetlere izin verilmesi gerektiği; dava konusu düzenlemeler ile yapılabileceği öngörülen faaliyetlerin ise sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanlarının ve bu alanlarla etkileşim halinde bulunan/bütünlük gösteren kesin korunacak hassas alanlar ve/veya nitelikli doğal koruma alanlarının doğal yapısının bozulmasına yol açabilecek nitelikte olduğu, izin verilen faaliyetlerin bu haliyle sürdürülebilir koruma esasları kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmış olup, bu düzenlemelerin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikle düzenlenen koruma ilkelerine aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığı,
İlke Kararının D Bölümünün 2. fıkrası yönünden;
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun “Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile koruma amaçlı imar planı" başlıklı 17. maddesinin (a) bendinde, bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanının, bu alanda her ölçekteki plan uygulamasını durduracağı ve maddede belirtilen süre ve usuller çerçevesinde, ilgili idarelerce, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenmesinin ve koruma amaçlı imar planlarının görüşülerek onaylanmasının zorunlu olduğunun hükme bağlandığı,
Uyuşmazlığa konu Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararının D bölümünde ise; Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik ve İlke Kararlarına aykırı olmamak ve Çevre Düzeni Planında belirtilen şartları aşmamak kaydıyla; çevre düzeni planlarında yerleşme ve gelişme alanları dışında kalan alanlarda, alt ölçekli imar planı yapılmaksızın yapılabileceği belirtilen kullanımlara, alanın özelliği göz önüne alınarak, koruma amaçlı imar planına ve geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenmesine gerek olmaksızın çevre düzeni planı hükümleri doğrultusunda Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunca izin verilebileceğinin öngörüldüğü,
Bu durumda; İlke Kararının dava konusu D bölümünde yer alan düzenleme, 2863 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükmüne açıkça aykırılık oluşturduğundan, düzenlemede hukuki isabet görülmediği gerekçeleriyle,
05/01/2017 tarih ve 99 sayılı İlke Kararının, dava konusu "Kesin Korunacak Hassas Alanlar" başlıklı A bölümünün 2. maddesinin (b) bendi ile (c) bendindeki "veya ruhsatlı sayılan" ifadesinin; "Nitelikli Doğal Koruma Alanları" başlıklı B bölümünün 4. maddesinin (c) bendinin; "Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları" başlıklı C bölümünün 2. maddesinin (c), (ç) ve (d) bentlerinin ve D bölümünün 2. fıkrasının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 16/10/2019 tarih ve 109 sayılı ilke kararı ile dava konusu ilke kararının yürürlükten kaldırıldığı ve bu davanın konusuz kaldığı, bu sebeple davanın reddi gerekirken iptal yolunda verilen kararda isabet bulunmadığı, ayrıca bu alanlarda 2863 sayılı Kanun ve Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümlerine göre mevzuatta aranan prosedürlerin tamamlanması ile ilke kararında belirtilen faaliyetlere izin verilebileceği açık olduğundan iptal kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. 05/01/2017 tarih ve 99 sayılı İlke Kararının, dava konusu kısımlarının yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 13/11/2019 tarih ve E:2019/2487, K:2019/10943 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 13/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi