9. Hukuk Dairesi 2013/6385 E. , 2013/19988 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
Davacı vekili, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.10.2011 gün ve 2009/23394 Esas, 2011/39226 Karar sayılı kararı ile “davacının davalı işyerinde çalışırken, davalı işyerinin akaryakıt aldığı istasyonda pompacı olarak çalışan Yaşar isimli kişiyle anlaşarak aldığı mazotun miktarını fazla göstermek suretiyle aradaki farkın bedelini aldığı ve işverenin güvenini kötüye kullandığı davalı tanığı..."ın beyanı ile saptandığı, eylemin 4857 sayılı yasanın 25/2-e bendinde sayılan nedenle örtüştüğü, davalı tanığı..."ın beyanı karşısında feshin haklı nedene dayandığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “tanık.....ın davalı işveren şirket ile akaryakıt alımı konusunda ticari iş ilişkisi olan akaryakıt firmasının sahibi olduğu, davacı tanıklarınca kriz nedeniyle şoförlerden birinin çıkartılmasının düşünüldüğünü dile getirildiği, davalı tarafça davacının hırsızlık eylemi nedeniyle suç duyurusunda bulunulmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla suç duyurusunda bulunulmasa dahi olayı açıklayıcı bir tutanak, davalının haklı nedenle fesih işlemini ve sebebini gösterir herhangi bir belge, akaryakıt alımı sırasında imzalandığı belirtilen fiş veya fişler dahil olmak üzere davalı tarafça hırsızlık olayına dair hiçbir belge veya kayıt ibraz edilmediği, işçinin doğruluk ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususunun sadece tanık beyanı ile ispatlanmasının mümkün olamayacağı, sadece tanık beyanının bu hususu ispata yeterli olarak kabul edilmesi halinde kamu yararını ve işçinin korunmasını ön planda tutan iş hukuku kurallarına aykırılık teşkil edeceği gibi her bir feshin haklı nedenle olduğunun iddia ve ispatı yönünde işveren lehine genişletici bir yoruma yol açacağı, özellikle somut olayda olduğu gibi davalı işveren ile ticari iş ilişkisi bulunan tanığın beyanına itibar edilmesi halinde davacı işçinin itibar ve emeğinin zarar görebileceği, bu itibarla davalının davacı işçisinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı, öte yandan davacı tanıklarının beyanlarında ekonomik kriz nedeniyle şoförlerden birinin işten çıkarılacağı duyumunun yayılmasının akabinde davacının işten çıkarıldığının ifade edildiği, davalının iş akdini hak dürücü süre içerisinde ve yazılı şekilde sebep göstererek gerekli prosedüre uygun şekilde feshedip etmediğinin dosya kapsamında belli olmadığı” gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dairemizin “davacının davalı işyerinde çalışırken, davalı işyerinin akaryakıt aldığı istasyonda pompacı olarak çalışan Yaşar isimli kişiyle anlaşarak aldığı mazotun miktarını fazla göstermek suretiyle aradaki farkın bedelini aldığı ve işverenin güvenini kötüye kullandığı davalı tanığı..."ın beyanı ile saptandığı, eylemin 4857 sayılı yasanın 25/2-e bendinde sayılan nedenle örtüştüğü, davalı tanığı..."ın beyanı karşısında feshin haklı nedene dayandığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesi ile verilen karara karşı yerel mahkemece “tanık...’ın davalı işveren şirket ile akaryakıt alımı konusunda ticari iş ilişkisi olan akaryakıt firmasının sahibi olduğu, davacı tanıklarınca kriz nedeniyle şoförlerden birinin çıkartılmasının düşünüldüğünü dile getirildiği, davalı tarafça davacının hırsızlık eylemi nedeniyle suç duyurusunda bulunulmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla suç duyurusunda bulunulmasa dahi olayı açıklayıcı bir tutanak, davalının haklı nedenle fesih işlemini ve sebebini gösterir herhangi bir belge, akaryakıt alımı sırasında imzalandığı belirtilen fiş veya fişler dahil olmak üzere davalı tarafça hırsızlık olayına dair hiçbir belge veya kayıt ibraz edilmediği, işçinin doğruluk ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususunun sadece tanık beyanı ile ispatlanmasının mümkün olamayacağı, sadece tanık beyanının bu hususu ispata yeterli olarak kabul edilmesi halinde kamu yararını ve işçinin korunmasını ön planda tutan iş hukuku kurallarına aykırılık teşkil edeceği gibi her bir feshin haklı nedenle olduğunun iddia ve ispatı yönünde işveren lehine genişletici bir yoruma yol açacağı, özellikle somut olayda olduğu gibi davalı işveren ile ticari iş ilişkisi bulunan tanığın beyanına itibar edilmesi halinde davacı işçinin itibar ve emeğinin zarar görebileceği, bu itibarla davalının davacı işçisinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı, öte yandan davacı tanıklarının beyanlarında ekonomik kriz nedeniyle şoförlerden birinin işten çıkarılacağı duyumunun yayılmasının akabinde davacının işten çıkarıldığının ifade edildiği, davalının iş akdini hak dürücü süre içerisinde ve yazılı şekilde sebep göstererek gerekli prosedüre uygun şekilde feshedip etmediğinin dosya kapsamında belli olmadığı” gerekçesi ile direnilmiş olup, delil durumuna, tanığın konumuna göre ispat yükü kendisinde olan davalının haklı nedeni kanıtlayamadığı, bu nedenle direnmenin doğru olduğu, yerel mahkemesince bu hususun düzeltildiği anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.