9. Hukuk Dairesi 2013/6347 E. , 2013/19985 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Davacı vekili, davacı işçinin davalı işverene ait işyerinde taşeron işçisi olarak çalıştırıldığını, davalının işçisi olduğunu, işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, tatil çalışmaları karşılığı ücret, ilave tediye alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.12.2012 gün ve 2012/7312 Esas, 2012/44301 Karar sayılı kararı ile “Somut olayda davacının davalı ... işçisi olmadığı ve davalıdan ihaleyle iş alan alt işveren işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, mahkemece de asıl işveren alt işveren ilişkisine değer verildiği kararda belirtilmiş olmasına rağmen başka işçilerin açtıkları davalarda muvazaa olgusunun kesinleştiğinden söz ederek ilave tediye isteğinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, her dosyanın kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı işçinin davalı hakkında muvazaa iddialarıyla ilgili dava açmadığı, başka bir işçinin açtığı davada yapılan tespitlerin dava açmamış işçiler yönünden uygulanmasının da mümkün olmayacağı, davacının gerçek işvereni dava dışı alt işveren olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmadığı, asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğunun alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “davalı Belediyenin ihbar olunan şirketler ile 31.05.2006 tarihine kadar yaptığı ihale sözleşmelerinin muvazaalı bir sözleşme olduğunun tespit edildiği, bu durumun aynı ihale sözleşmeleri kapsamında olan ve aynı işi yapan iş bu davamızın davacısı için kesin delil teşkil edeceği, dolayısı ile davacının 31/05/2006 tarihine kadar davalı Belediyenin işçisi sayılması, bu tarihten sonra ise Belediyenin alt işverenlerinin işçisi sayılması gerektiği, böyle olunca davacının 31/05/2006 tarihine kadar ilave tediye ücretine hak kazanacağı, bu tarihten sonra ise alt işveren işçisi olduğundan ilave tediye ücretine hak kazanamayacağı” gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir.
Direnme kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6352 sayılı kanunun 40. maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ikinci maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dairemizin “Somut olayda davacının davalı ... işçisi olmadığı ve davalıdan ihaleyle iş alan alt işveren işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, mahkemece de asıl işveren alt işveren ilişkisine değer verildiği kararda belirtilmiş olmasına rağmen başka işçilerin açtıkları davalarda muvazaa olgusunun kesinleştiğinden söz ederek ilave tediye
isteğinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, her dosyanın kendi içindeki delil durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı işçinin davalı hakkında muvazaa iddialarıyla ilgili dava açmadığı ve muvazaa yönünde bir tespitin yapılmadığı, Mahkemenin karar gerekçesinde sözü edilen Dairemizin 2007 tarihli kararındaki maddi olay ile davacının talepleri arasında bir bağlantı da bulunmadığı, Dairemizin 2007/ 2257 E, 2007/ 2965 K sayılı kararına konu olayda işçinin, ihale süresinin sona erdiği 28.02.2006 tarihi ile 01.05.2006 tarihleri arasında davalı ... işçisi olarak çalıştığının belirtildiği, ayrıca belirtmek gerekir ki, başka bir işçinin açtığı davada yapılan tespitlerin dava açmamış işçiler yönünden uygulanmasının da mümkün olmayacağı, öte yandan, mahkemece de kararın gerekçesinde davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla sorumlu tutulduğunun açıklandığı, davacının gerçek işvereni dava dışı alt işveren olup, kamu kurumundan iş almış olsa da 6772 sayılı Yasanın 1. maddesindeki koşulları taşımayan alt işverenin ilave tediye ödeme yükümü bulunmadığı, asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumluluğunun alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından ilave tediye alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde isteğin kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile verdiği bozma kararı usul ve yasaya uygun olup “mahkemece asıl-alt işveren ilişkisi kabul edildiğinden ve Dairemizce işe iade davası açan işçilerin açtığı davadaki tespitin, işe iade davası açmayan işçileri bağlamayacağı kabul edildiğinden ve bu nedenlerle direnmenin yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici ek ikinci maddesi uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 01.07.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.