Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18181
Karar No: 2015/32047
Karar Tarihi: 17.12.2015

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/18181 Esas 2015/32047 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2015/18181 E.  ,  2015/32047 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı... tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandıktan sonra dosya alacağının ..."ye, adı geçen tarafından da ... ..."ye temlik edildiği, borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip başlatıldıktan sonra uzun süre takipsiz bırakıldığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği; borçlunun temyizi üzerine hükmün Dairemizce, 5411 sayılı Kanun"un 141. maddesine göre fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olup, aynı Kanunun ek 16. maddesine göre zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümlerin makable şamil olduğu, 141. maddenin geçmişe etkili olacağı kuralının, ..."na devrinden önce henüz zamanaşımına uğramamış olan alacakların zamanaşımı süresinin 20 yıla uzayacağı anlamına gelip, takibe konu senede ilişkin zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı araştırılarak temlik tarihinden önce zamanaşımına uğramamış ise temlik tarihinden itibaren zamanaşımı 20 yıla uzayacak olup mahkemece bu hususta inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek, bozulduğu anlaşılmıştır.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak borçlunun isteminin kabulü ile ..."den ... ..."ne temlik tarihi olan 12.08.2005 tarihi itibarı ile 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dairemizin bozma ilamında araştırılması istenen husus; alacaklı ... tarafından ..."na yapılan temlik işlemi olmasına karşın mahkemece hatalı olarak ..."ne temlik tarihinin nazara alınması doğru değildir.
    Diğer taraftan bozma kararına uyan mahkemenin o kararda gösterilen şekilde iceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (9.5.1960 gün ve 1/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından
    bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı ...).
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş olan “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi özellikle kamu düzeni düşüncesi ile, istisnaları bulunmaktadır:
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
    Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmünün karar kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil,... iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir. (HGK.nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi, “kamu düzeni” ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001). (HGK"nun 2006/10-307 Esas, 2006/337 Karar sayılı 31.05.2006 günlü kararı.)
    Takip dosya fotokopisinin incelenmesinde; alacaklı ... tarafından bonoya dayalı olarak borçlu ... hakkında 27.11.1998 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başlandığı, ... alacağının 10.08.2001 tarihinde ..."na, ardından da ... tarafından 12.08.2005 tarihinde ..."ne temlik edildiği, 09.05.2012 tarihinde yenileme talebinde bulunularak ödeme emrinin borçluya (yenileme emri ile birlikte) 05.07.2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra mahkemesine 28.06.2013 tarihinde başvurarak icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istediği görülmektedir.
    Takibe konu bononun vade tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı ..."nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun’un 661/1. maddesi uyarınca keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıldır.
    Dairemizin 2013/35729 E., 2014/1617 K. sayılı 23.01.2014 tarihli bozmasında belirtilen 5411 sayılı Kanunun geçici 16. maddesinde yer alan ".....zamanaşımı....." sözcüğünün ... aykırı olduğu nedeni ile ..."nin 2014/85 Esas ve 2014/103 Karar sayılı 04.06.2014 tarihli kararı ile iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararına göre zamanaşımına ilişkin ... lehine getirilen anılan kanundaki zamanaşımı hükümlerinin geçmişe yürüyeceğine yönelik düzenleme iptal edilmiş olmaktadır. İptaline karar verilen geçici 16. maddenin yürürlük tarihi ise 19.10.2005"tir. Bu durumda, kanunun belirtilen yürürlük tarihten önce bonolar için keşideci hakkında öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolması halinde 20 yıllık Fon lehine getirilen zamanaşımı düzenlemesinin uygulanma olanağı ortadan kalkmış olduğundan zamanaşımının 20 yıl olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Aynı hususlar alacağı ..."ndan temlik alan ... ..." için de geçerlidir.
    Ne var ki, takip tarihinden sonra ve fakat takibin kesinleşmesinden (05.07.2012 tarihinden) önceki döneme ilişkin zamanaşımı iddiasının ödeme emrinin tebliğinden itibaren İİK"nun 168/5 maddesinde öngörülen 5 günlük sürede icra mahkemesinde ileri sürülmesi
    zorunlu olup, borçlunun 28.06.2013 olan başvuru tarihi itibarı ile bu sürenin geçirildiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre 05.07.2012 tarihinden öncesine ilişkin olarak alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının incelenmesi mümkün değildir. Bununla birlikte ödeme emrinin tebliği ve takibin 15.07.2012 tarihinde kesinleşmesinden sonra da başvuru tarihi olan 28.06.2013 tarihine kadar henüz 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; bozmanın takibin kesinleşmesinden önceki dönemin İİK"nun 168/5. maddesi kapsamında yasal sürede olmadığı halde bu konuda yapılan maddi hataya dayalı olduğu ve bozmanın dayandırıldığı kanun hükmünün karar kesinleşmeden ..."nce iptal edilmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; yukarıda HGK"nun içtihadında benimsenen ilke, istisna ve kurallar çerçevesinde bozmaya uyulmakla borçlu lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun kabulü mümkün bulunmamaktadır.
    O halde, mahkemece ..."nin iptal kararı sebebi ile 5411 sayılı kanunun 141. maddesi ve ek 16. maddesinin ilgili kısmının olayda uygulama yeri kalmadığı gibi, iptal ile oluşan yeni durum karşısında, takibin kesinleşmesinden sonra da şikayet tarihine kadar geçen devrede 3 yıllık zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği anlaşılmakla İİK"nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 71/2 ve 33/2 maddeleri uyarınca zamanaşımı gerçekleşmemiş olduğundan borçlunun isteminin reddine karar vermek gerekirken kabulüne yönelik hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi