
Esas No: 2016/14914
Karar No: 2021/4824
Karar Tarihi: 14.10.2021
Danıştay 10. Daire 2016/14914 Esas 2021/4824 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/14914
Karar No : 2021/4824
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 19/02/2006 tarihinde Muğla/Milas Hava Meydan Komutanlığındaki nöbet yerinden silahıyla birlikte firar eden bir askerin Muğla ili, Milas ilçesi … köyünde ikamet eden davacılar yakını ..'yi üzerindeki zimmetli silahıyla vurmak suretiyle öldürdüğü, olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle ölenin eşi … için 20.000 TL, çocuğu olan diğer davacılardan her biri için 10.000 TL olmak üzere toplamda 50.000 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesince; davacılar murisinin ölümüne sebebiyet veren piyade erin, askerlik görevinin ifası sırasında zimmetli M-1 tüfeği ile birlikte nöbet görevinden firar ettiği, aynı günün akşamında da davacılar yakınını görev sebebiyle tevdi edilen silahla vurarak öldürdüğü anlaşıldığından, davalı idarenin sorumluluğu altındaki erin nöbet yerinde durması ve nöbetin idarenin işleyişine uygun ifa edilmesi konusundaki gözetim ve denetim görevini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle hizmet kusuru bulunduğu, olayın oluş biçimi dikkate alındığında davacıların ve miras bırakanının müterafik kusurunun da bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile ölen şahsın eşi olan …'e 20.000,00 TL ve çocukları olan diğer davacılara ayrı ayrı 10.000,00'er TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 25/05/2006 tarihinden işletilecek yasal faiziyle ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz istemlerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bir vatandaşın ölümü ile sonuçlanan eylemde asker şahsın kişisel kusurunun bulunduğu, idarelerine atfı kabil bir hizmet kusurunun bulunmadığı belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin sorumluluğu altında bulunan asker üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü bulunduğu, askerin birliğinden üzerine zimmetli tüfek ile kaçarak bir şahsı öldürmesinde davalı idarenin denetim ve gözetim yükümlülüğünün tam olarak yerine getirilmemesi nedeniyle hizmet kusurunun söz konusu olduğu, ancak asliye hukuk mahkemesinde 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılan dava sonucunda olayın faili yönünden davanın kabul edildiği, Milli Savunma Bakanlığı yönünden ise davanın görev yönünden reddi üzerine Milli Savunma Bakanlığı husumetiyle yine 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle dava açtığı görülmekte bu haliyle davanın kabulünün mükerrer ödemeye yol açacak olması nedeniyle davanın kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Muğla İli, Milas İlçesi, … Köyü Balık Çiftliği mevkiinde bulunan Hava Meydan Komutanlığında görevli Hava Piyade Er …'nın, 19/02/2006 tarihinde birliği tarafından kendisine verilen M-1 piyade tüfeği ve mühimmatı ile firar ettiği, firar eden şahsın ... Köyü girişinde bulunan davacılar murisi …'ye ait evin odunluk kısmında akşam saat 20.00 sıralarında gizlendiği, …'nin firari şahsı görmesi üzerine firari şahsın askerlik görevi sebebiyle tevdi edilen tüfekle ateş etmek suretiyle ..'yi öldürdüğü ve eve girip ölen şahsın eşi davacı …'i tehdit etmek suretiyle ölen şahsın cep telefonunu alarak evden kaçtığı, ertesi gün yakalanan firari şahıs … hakkında açılan kamu davası sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla ..'nın kasten adam öldürmek suçundan 25 yıl hapis cezasıyla mahkumiyetine, yağma suçundan beraatine karar verildiği, kararın temyizi üzerine kasten adam öldürmeye ilişkin mahkumiyet hükmünün onandığı, yağma suçuna dair beraat hükmünün bozulduğu, bozma kararı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla firari er …'nın nitelikli yağma suçundan da 8 yıl 4 ay hapis cezası ile tecziye edildiği, ceza mahkemesi kararlarının kesinleştiği; davacılar tarafından hükümlü …. ve davalı idareye karşı 25/05/2006 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle dava açıldığı, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davalı idare yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, … yönünden ise davanın kabulüne karar verildiği, davacılar tarafından kararın Milli Savunma Bakanlığına yönelik kısmının temyiz edilmesi sonucunda Yargıtayca, Milli Savunma Bakanlığı açısından davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hukuk mahkemesi kararının bozulduğu ve anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararıyla davalı idare yönünden davanın görev yönünden reddine, … yönünden davanın kabulüne karar verildiği, kararın 13/01/2015 tarihinde kesinleştiği, idari yargıda açılan işbu davanın ise 12/12/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir. Bu türden bir uyuşmazlık çözümlenirken kesin ve gerçek bir zarar oluşup oluşmadığının ve bu zararın idari hizmetin eksik ya da kusurlu işlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının, zarar idarenin kusurlu eyleminden kaynaklanıyorsa kusur oranının tam olarak ortaya konulması gerekmektedir. Zararın oluşmasında zarara uğrayan ya da üçüncü kişinin kusuru varsa, kusurun ağırlığına göre, idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde azalacağı açıktır.
Zarar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağını ortadan kaldıran veya azaltan sebepler öğretide mücbir sebep, beklenmeyen durum, zarara uğrayanın kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak sayılmıştır. Üçüncü kişinin fiilleri zarar ile idari eylem arasındaki ilişkiyi kesecek nitelikte ise, başka bir deyişle, zarar, üçüncü kişinin davranışları sebebiyle doğmuşsa idarenin hem kusura dayanan sorumluluğu hem de kusursuz sorumluluğu ortadan kalkar.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacıların yakını …'nin evinde iken, bağlı bulunduğu Komutanlıktan firar eden piyade er … tarafından vurularak öldürüldüğü olayda, ölüm olayının dava dışı bir şahsın eylemi sonucu oluştuğu, bu eylemin davalı idare ile zarar arasında nedensellik bağını kestiği, dolayısıyla idarenin hem kusurlu hem de kusursuz sorumluluğuna gidilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, zararı doğuran eylemin idarenin yürüttüğü hizmete bağlanabilirliğinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyizen incelenen karar hukuk ve usule uygun olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenleri bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.
(XX)-KARŞI OY :
Dava, Muğla/Milas Hava Meydan Komutanlığı'nda piyade er olarak askerlik vazifesini ifa etmekte olan ...'nın 05.00 ile 08.00 saatleri arasındaki nöbet görevinin bitiminde Komutanlıktan üzerine zimmetli piyade tüfeği ile birlikte firar ettikten sonra ... isimli şahsı tüfeği ile ateş etmek suretiyle öldürmesi üzerine ...'nin yakınları tarafından manevi tazminat ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Bakılmakta olan davanın öncelikle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ile... husumetiyle ve 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açıldığı, Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla davalı yönünden davanın görev yönünden reddine, ... Yönünden ise davanın kabulüne karar verildiği, kararın 13/01/2015 tarihinde kesinleştiği, anılan karar üzerine işbu davanın 12/12/2014 tarihinde ... İdare Mahkemesi'nde açıldığı görülmektedir.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda, idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükünün doğmasına yol açmaktadır.
Olayda, zimmetli silahıyla birlikte bağlı olduğu Komutanlıktan firar eden piyade er ...üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü olan davalı idarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hizmet kusuru işlediği ve bu nedenle davacıların uğradığı zarardan sorumlu olduğu açık ise de; davacılar tarafından 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle olayın faili ... ile hasım gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda ...yönünden davanın kabul edildiği, yönünden ise davanın görev yönünden reddi üzerine husumetiyle yine 50.000,00 TL manevi tazminat istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada davacıların manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesi karşısında, yönünden davanın görev yönünden reddi üzerine aynı taleple İdare Mahkemesinde açılan işbu davanın kabulünün mükerrer ödemeye yol açacak olması nedeniyle davanın kabulü yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncesiyle Daire kararına gerekçe yönünden katılmıyorum. 14/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
