17. Hukuk Dairesi 2019/4342 E. , 2020/7814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde zorunlu trafik sigortası temin edilen davalının maliki ve sürücüsü bulunduğu aracın, dava dışı ..."ın sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu meydana gelen kazada sürücü ... ve yolcu ..."ın yaralandıklarını, ..."ın vücut fonksiyon kaybı oranının %16, ..."ın ise % 10 olduğunu, kazada sigortalı ..."ün şeride tecavüz bendini ihlal ettiğini ve 320 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin ... ve ..."a maluliyetleri nedeniyle 31.01.2009 tarihinde 68.540 TL ödeme yaptığını, müvekkili şirketin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.2.-B.4-d bendi gereğince 3.şahıslara ödenen tazminatın sigortalısına rücu haklarının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 68.540,00 TL"nin 31.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, olayda müvekkilinin alkollü olduğuna ilişkin raporun yöntemine uygun olmadığını, kendisine herhangi bir test uygulanmadığını, kan örneği alınarak rapor alınmadığını, raporun afaki şekilde düzenlendiğini, ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, zarar gören kişilere ödeme yapılırken gerekli özenin gösterilmediğini, sakatlıkları ve beden gücü kaybı için gerekli raporların
yöntemine göre elde edilmediğini, beden gücü kaybı hususunda zarar gören kişilere ait bulguların raporları veren birimlerden elde edilmesini ve konu ile ilgili Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını talep etmiş, neticede davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ilgili bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile 52.390,28 TL (25.625,28 TL + 26.765,00 TL) rücuan tazminatın 31/01/2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyize konu edilip incelenen ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi nedeniyle, sigorta şirketinin kendi sigortalısına karşı açtığı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkiline zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın sürücüsünün münhasıran alkolün etkisiyle 12.09.2007 tarihinde karışmış olduğu kazada karşı aracın sürücü ve yolcusunun yaralanması nedeniyle toplam 68.540,00 TL ödeme yaptığını belirterek davalıdan rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkemece, dava dışı ..."ın Süleyman Demirel Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 21.08.2008 tarihli %10 oranında engelli olduğunu belirten Özürlü Sağlık Kurulu raporu esas alınarak hesap bilirkişisinden rapor alınmış ve bu rapora göre karar verilmiştir.
Dairemizin 02.05.2013 tarih ve 2013/2094 E, 2013/6189 K bozma ilamında, mahkemenin esas aldığı maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ve Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi sağlık kuruluşlarından kendisine ödeme yapılan kişilerin maluliyet durumuna ilişkin Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne uygun yeni bir rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Somut olayda, mahkemece ilgili bozma ilamından sonra alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 19.09.2018 tarihli raporunda dava dışı ..."ın %14
oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirtilmiş, hükme esas alınan 02.04.2019 tarihli hesap bilirkişisi raporunda da %14 maluliyet oranı dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.
Mahkemece bozmadan önce verilen karar, sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup mahkemece bozma kararına uyulduğundan artık “%10 düzeyindeki iş gücü kaybı oranı” davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Usuli kazanılmış hakkın varlığı halinde, artık usuli kazanılmış hakkı olan taraf aleyhine daha fazlasına karar verilemez. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama esnasında artık ilk kararda davalı aleyhine esas alınan maluliyet oranından daha yüksek bir maluliyet oranı kabul edilmek suretiyle davalının aleyhine bir durum oluşturulamaz.
Bu nedenle, mahkemece davalı lehine oluşan “%10 düzeyindeki iş gücü kaybı oranı”ndaki usuli kazanılmış hakkı nazara alınarak buna göre hesap bilirkişisinden gerçek zarar miktarına ilişkin rapor alınması gerekirken yazılı şekilde "%14 oranındaki işgücü kaybı" oranı esas alınarak davalı aleyhine daha fazlasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.