
Esas No: 2020/1915
Karar No: 2021/1943
Karar Tarihi: 20.10.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1915 Esas 2021/1943 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1915
Karar No : 2021/1943
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E:2017/4740, K:2020/194 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun …tarih ve …sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun …tarih ve …sayılı kararının iptali ile bu karar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E:2017/4740, K:2020/194 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda …Ağır Ceza Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Daireleri kararının verildiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediği,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"nın incelenmesinden; davacı tarafından …GSM numarasından, …IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği ve anılan program için kiralanan IP adreslerine sahip sunuculara bağlandığı ve 11/09/2014-09/11/2014 tarihi aralığında toplamda 854 kez bağlantı sağlandığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının, ceza yargılaması aşamasında tanıkların tamamının lehine ifade verdikleri, yalnızca tanık M.Ö.'nün duruşmada dinlenmediği, itirafçı beyanlarının ceza almaktan kurutulmaya yönelik soyut nitelikte beyanlar olması nedeniyle başka delillerle desteklenmediği sürece bu beyanlara itibar edilemeyeceği yönündeki beyanlarına itibar edilmemiş olup FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Öte yandan davacının 2011 yılında FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde daha önce bu yönde bir tecrübesi olmadığı halde yargıda önemli bir temsil makamı olan Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevlendirildiği, bu durumun yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu işlemlerle özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu karar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının işlem tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mesleki hayatında bu örgütle hangi düzeyde irtibat ve bağlantısının bulunduğunun, emir ve talimat aldığının somut olarak ortaya konulamadığı; uyuşmazlıkta 2802 ve 6087 sayılı Kanunlar ile Anayasa'nın 139 ve 140. maddelerinin uygulanması gerektiği, Anayasa'nın anılan hükümleri nedeniyle 667 sayılı KHK'nın hakim ve savcılar hakkında uygulanma olanağının olmadığı, 667 sayılı KHK ile yeni bir suç ve ceza ihdas edildiği, bunun temel hak ve özgürlükleri ilgilendiriyor oluşu sebebiyle ancak kanunla yapılabileceği; dava konusu işlemin göreve son verme işlemi olmayıp meslekten çıkarma işlemi olduğu, bu sebeple karar tesis edilmeden önce disiplin hukukuna ilişkin usul kurallarının uygulanması gerektiği, ancak, bu usul kurallarına uyulmadan işlem tesis edildiği, savunması alınmadan meslekten çıkarma kararının tesis edildiği, yeniden inceleme talebinin ve açılan davanın savunma hakkının verilmesi olarak değerlendirilemeyeceği; dava konusu işlemde kendisi ile ilgili hiçbir gerekçe ve açıklamanın bulunmadığı, idari işlemin kişiselleştirme yapılmadan tesis edildiği, davalının gönderdiği evrakın hiçbiri karar tarihinde mevcut olmadığından, bu delillere göre HSK'nın dava konusu kararı alamayacaığı; 667 sayılı KHK ile getirilen suç ve bu suça uygulanacak cezanın ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki fiil ve olaylara uygulanabileceği, suç ve cezalar geçmişe yürütülemeyeceğinden AİHS'nin 7. maddesine aykırı davranıldığı; istihbari verilerin soruşturmalarda delil olarak kullanılamayacağı; anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği yönündeki gerekçenin varsayıma dayalı, soyut ve keyfi olduğu; ByLock kullanıcısı olmadığı, bu iddianın teknik ve hukuki olarak kanıtlanamadığı; tanık beyanlarının soyut şüpheli beyanları olduğu, başka delillerle desteklenmediği sürece bu beyanlara itibar edilemeyeceği, YARSAV üyeliğinin somut delil ve olguyu göstermediği, adil yargılama hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin 22/01/2020 tarih ve E:2017/4740, K:2020/194 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin …-TL yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 20/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
