Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1798
Karar No: 2016/5371

Şantaj - özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/1798 Esas 2016/5371 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/1798 E.  ,  2016/5371 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Şantaj suçuna ilişkin cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasanın 20/3 maddesine göre herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Suçun mağdurunun özel hayatına ilişkin cinsel içerikli görüntü, ses kaydı, fotoğraf gibi materyallerin kişisel veri niteliğinde olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte, bunlar aynı zamanda kanıt niteliği de taşımaktadır. İstisnai düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla CMK’nın 206 ila 217 maddeleri gereğince kanıtların, davanın taraflarından gizlenmesi, erişiminin engellenmesi ya da zorlaştırılması veya kısıtlanması mümkün değildir. Davanın tarafları, kanıtları inceleyerek hukukiliğini ve kaynağını sorgulama, sağlamlığı ve inandırıcılığı hakkında fikir ileri sürme hakkına sahiptir. Kanıt niteliğinde olup dava dosyasında bulundurulması gereken kişisel veri niteliği taşıyan materyaller, hüküm kurulurken dosyada bulundurulmalı, temyiz/istinaf incelemesinde üst dereceli mahkemeler ya da itiraz halinde mercii tarafından da gerek görülürse incelenebilmelidir. Bunun yanında kanıtları inceleme hakkı ile Anayasanın 20/3. maddesindeki kişisel verilerin korunması gerekliliğine ilişkin emredici düzenleme uyarınca; mağdurun özel hayatına ilişkin kişisel veri niteliğindeki materyallerin, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin erişimine karşı korunması arasında, savunma ve kanıtlama haklarını sınırlamayacak şekilde denge kurulması gerekir. Bu itibarla, mağdurun özel hayatına ilişkin kişisel veri niteliğindeki materyallerin dava dosyasında kanıt olarak bulundurulması, ancak kişisel verilerin korunması gereğince davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin erişimine karşı korunması için de mühürlü bir zarf içine bulundurma gibi tedbirlerin alınması isabetli olacaktır.
Açıklanan gerekçelerle; mağdura ait kişisel veri niteliğindeki materyallerin, mahallinde mühürlü zarf içine alınmak sureti ile dosyada kanıt olarak saklanmasının mümkün olduğu,
Anlaşıldığından,
1-Sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin şantaj eylemlerine ilişkin olarak ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Özel hayatın gizliliğini ihlal eyleminden kurulan hükümde ise;
Suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 134/1. maddesinin “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz” şeklindeki metnine göre, temel ceza olarak doğrudan bir yıl hapis cezası verilmesi gerekirken, önce 6 ay hapis cezası verilip sonra bir kat artırılmak suretiyle hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, ve Sanık ... müdafii ile katılan ... vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasının 1 numaralı paragrafının “Gizliliğin görüntülerin kayda alınması sureti ile ihlal edildiği anlaşılmakla, sanığa verilen cezanın suç tarihinde yürürlükte ve lehe olan TCK"nın 134/2. maddesi gereğince 1 kat artırılmasına ve sanığın 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” şeklindeki ikinci paragrafının hükümden çıkartılmasına, “Sanık ..."nın katılan ..."a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği sübut bulmakla eylemine uyan suç tarihinde yürürlükte ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 134/1. maddesinin 1. Cümlesi gereğince suçun işleniş şekli, sanığın amaç ve saiki, meydana gelen zararın niteliği, nazara alınarak taktiren hapis cezası tercih edilmek sureti ile sanığın 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklindeki ilk paragrafın ise “Sanık ..."nın katılan ..."a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği, eylemin, görüntülerin kayda alınması suretiyle gerçekleştirdiği sübut bulmakla, eylemine uyan suç tarihinde yürürlükte ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nın 134/.1 maddesinin 1 ve 2. Cümlesi gereğince suçun işleniş şekli, sanığın amaç ve saiki, meydana gelen zararın niteliği, nazara alınarak taktiren hapis cezası tercih edilmek sureti ile sanığın 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklinde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 21/03/2016 tarihinde, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu yönünden oybirliği, şantaj suçu yönünden ise oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanık hakkında cinsel saldırı suçundan dava açılmış, cinsel ilişkinin mağdurun rızasıyla gerçekleştirildiği düşüncesiyle beraate hükmolunmuş ve bu karar ... Ceza Dairesi tarafından onanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinin beraate hükmettiği kararında şantaj ve kişisel verilerin elde edilmesi eylemlerinden suç duyurusunda bulunulmuş olduğundan, sanık hakkında Cumhuriyet Savcılığınca iddianame ile yeni davalar açılmıştır.
Cinsel saldırı suçundan açılan davanın 06.03.2009 tarihli iddianamesinde sanığın şantajla mağdurla birlikte olduğu anlatılmış ve ağır ceza mahkemesi, ileri sürülen bu iddiaları değerlendirerek eylemlerin rıza ile gerçekleştirildiği düşüncesiyle beraate hükmetmiştir. Bu hüküm Yargıtay incelemesinden geçerek onanmıştır. Buna göre, aynı eylemlerden söz edilerek yeni bir dava açılması mümkün değildir. Mahkeme incelemesinden geçip kesinleşmiş bir hükümle sonuçlandırılan eylemlerin yeniden dava konusu edilmesi ancak, kesin hükümden sonra başka ve yeni bir delil ya da eylemin ortaya çıkması halinde mümkün görülebilir. Aksi takdirde sanık hakkında, cinsel saldırının zor unsurunu oluşturmadığı değerlendirilen şantaj niteliğindeki eylemlerin, mağdurun rızasının bulunması nedeniyle suç oluşturmadığı değerlendirildikten ve beraat kararı onandıktan sonra yeni bir davaya konu edilmesi halinde mahkemece CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca red kararı verilmesi gerekir. Bu maddeye göre " Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir."
Açıkladığımız gerekçelerle, daha önce beraatle sonuçlanmış bir cinsel saldırı davasının konusu olan şantaj eyleminden dolayı açılan yeni davanın CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi