4. Ceza Dairesi 2015/28811 E. , 2016/5327 K.
"İçtihat Metni"##########
##########
##########
##########
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1, 43/2, 125/1-4, 43/2 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay ve 10 ay 15 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine dair, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli ve 2014/524 esas, 2015/255 karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.11.2015 gün ve 367728 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 193. maddesinde yer alan, "(1) Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir. (2) Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir." şeklindeki düzenlemeye aykırı biçimde, sanığın savunması alınmadan mahkumiyet kararı verilmesinde,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/2. maddesinde yer alan "Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz." ve 3. fıkrasındaki ""Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz."" şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a. b. d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2015 tarihli kararıyla, hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, yoklukta verilen kararın sanığın MERNİS adresine tebliğ edildiği ve temyiz edilmeksizin kesinleşen bu kararın infazı sırasında, savunma alınmadan mahkumiyet kararı verildiği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
a- Sorgusu yapılmayan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesine,
b- TCK"nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğuyla ilgili aynı Kanun maddesinin 3. fıkrasındaki sınırlandırıcı hükmün dikkate alınmamasına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 191. maddesinde duruşmaya başlanmasına ilişkin kurallar ile sanığın sorgusunun nasıl icra edileceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, anılan Kanunun 193/1. maddesinde ise, kanunun ayrık tuttuğu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanunun ayrık tuttuğu hallere ise 5271 sayılı Kanun’un 193/2 ve 195. maddelerinde yer verilmiştir.
CMK’nın 195. maddesindeki düzenlemeye göre, suçun yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektirmesi halinde, sanık gelmese de duruşma yapılabilecektir, ancak maddenin uygulanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki, suçun yaptırımın adli para cezası ve/veya müsadereden ibaret bulunması, ikinci koşul ise, sanığa gönderilecek davetiyeye gelmese de duruşmanın yapılacağı ihtarının yazılmış olmasıdır.
193. maddenin 2. fıkrasında ise, “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler yüz yüze yargılama ilkesinin istisnasını oluşturmakta ise de, somut olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sırasında, savunmasının alınması için çıkarılan tebligat, ihzar müzekkeresi ve talimatın bila ikmal iadesi üzerine, adres tespiti için yeni araştırmalar yapılmadan ve yakalama kararı düzenlenmeden, 03.03.2015 tarihli celsede yargılamaya devam edilerek hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verilmiştir.
Bu itibarla, CMK’nın 193/1. maddesinde yazılı olup, savunma hakkı yanında yargılama yönteminin temel ilkelerinden olan “doğrudan doğruyalık, vasıtasızlık ve yüzyüzelik” ilkelerinin gerçekleştirilmesi amaçlarına da yönelik bulunan; "hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamaz" hükmüne uyulmayarak, savunma alınmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
(1) nolu kanun yararına bozma isteminin savunma hakkının kısıtlanmasına ilişkin oluşu ve CMK’nın 309/4-b maddesi uyarınca bu durumda yeniden yargılama yapılması gerektiğinden, kabule göre bozmanın konusunu oluşturan (2) nolu istem yönünden ayrıca bozma yoluna gidilmemiştir.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03/03/2015 tarihli ve 2014/524 esas, 2015/255 karar sayılı kararının, savunma alınmadan mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Bozma kararı doğrultusunda, anılan Kanun maddesinin 4/b fıkrası uyarınca yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
##########
##########
##########
##########
##########
##########