23. Hukuk Dairesi 2015/8132 E. , 2018/2832 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliği olmadığının tespiti, itirazın iptali, alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif mevkiinde arsa vasfında taşınmazlaı ile yazlık evinin olduğunu, ortaklık sıfatının bulunmadığını, genel kurallara katılmadığını, kimseye yetki vermediğini, taşınmazların kooperatif sınırları dışında kaldığını, evde kullanılan elektriğin davalı adına kayıtlı trafodan temin edildiğinin ortaya çıktığını, aidat alacağı adı altında müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını ve bu nedenle elektirğinin kesildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife üye olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davalarda ise; müvekkilinni ortaklık sıfatı bulunmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
Birleşen 2001/340 E. sayılı davada davacı kooperatif vekili; müvekkilinin faaliyet alanında evi bulunan davalının elektrik, güvenlik, temizlik, aydınlatma vs. hizmetlerinden faydalandığını, genel kurulca tespit edilen gider tutarlarından sorumlu olduğunu, 1997 yılında belirlenen miktarı ödediğini, son 3 yıldan beri elektrik gideri hariç payına düşeni ödemediğinden aleyhine başlatılan icra takibinin haksız itirazı üzerine durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini istemiş, birleşen 2009/512 E. sayılı davada ise; müvekkili kooperatifçe ana yapı, alt yapı hizmetleri gibi davalıya ait taşınmazlara isabet eden 2001-2009 dönemlerinden doğan 6.700 TL ana para ile 3.300 TL gecikme cezasından oluşan toplam 10.000 TL"nin ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, "asıl dava davacısının ortak olarak kabul edilip edilmeyeceğinin açıklığa kavuşturulması, ortak olduğunun tespiti halinde, genel kurullarda alınan kararlar doğrultusunda borcunun tespit edilmesi, ortaklık sıfatının bulunmadığının ortaya çıkması halinde taşınmazlarının konumlara da ayrı ayrı değerlendirilerek yararlandığı kooperatif hizmetlerini karşılığının tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine dair" 11. Hukuk Dairesi"nin ilk bozma ilamına uyularak yapılan yargılama da mahkemece davacı ..."in kooperatif ortağı olmadığının belirlenmesine rağmen, ilk bozma ilamında ikinci aşama olarak değinilen husususta araştırma yapmadan ve gerekçeli kararda dahi tartışılmadan birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." şeklinde uyulan 11. Hukuk Dairesinin Bozma ilamları ve tüm dosya .../...
S.2.
kapsamına göre; davalının davacı kooperatife herhangi bir aidat borcunun bulunmadğı, zaten icra takibi dayanağı olan aidat borcunun, davalının kooperatife üye olmadığının tespit edilmesi sonucu üye olmayandan aidat alınamayacağı nazara alınarak, birleşen itirazın iptali davasının reddinin gerektiği, birleşen 2009/512 E. sayılı davada ise; davalının davacı kooperatife genel kurul kararı doğrultusunda yapmış olduğu 2.000 TL .....bedelinin tespit edilen hizmet bedelinden mahsubu sonucu 2007 yılına kadar hesaplamış olan hizmet bedelinin bu itibarla davalı tarafından karşılanmış olduğu, 2007 yılında taşınmazın dava dışı 3. kişiye satılması sonucu davalının 2007 yılından sonraya ilişkin hizmet bedelinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle, birleşen 2009/512 E. sayılı davanan da reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davalarda davacı kooperatif vekili temyiz etmiştir..
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davaya yönelik davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 2080 TL’dir.
Dava dilekçesinde, 1275,60 TL"nin tahsili istenilmiş olup, mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, birleşen 2001/340 Esas sayılı dava yönünden davacı kooperatif vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
3-Birleşen 2009/512 Esas sayılı dava yönünden davacı kooperatif vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı kooperatif üyesi olmadığı anlaşılan davalı ..."in yararlandığı kooperatif hizmetlerinin bedelinden sorumlu olacağı, bekçi hizmet bedelinin maliklerin sorumluluğunda olan genel giderlerden olup, davalının bekçi kıdem tazminatı bedeli altında yapılan toplam 2000 TL"lik ödemeden sorumlu olduğu halde bu hizmet bedelinden sorumlu tutulmaması olmamıştır.
Öte yandan, hernekadar davalı tarafından kooperatif hizmetlerinden yararlanan evi 2007 yılında 3. kişiye satmış ise de, davalının kooperatif hizmetlerinden yararlanan 2 adet arsa vasıflı taşınmazının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, kanal bağlantı gideri ve sulama gideri şeklinde kooperatif hizmetlerinden yararlanan davalıya ait 2 adet arsa vasıflı taşınmaz sebebiyle davalının davacı kooperatife karşı 2007-2009 yılları arası sorumluluğunun devam ettiği gözden kaçırılarak bu yöndeki istemin reddi hatalıdır.
.../...
S.3.
Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, 08.01.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, kooperatif hizmetlerinden faydalanan davalının kooperatife karşı sorumlu olduğu 2001-2007 tarihleri arası 1168,46 TL ile 2007-2009 tarihleri arası 2400 TL olmak üzere toplamda 3568,46 TL hizmet bedeline hükmetmekten ibaret iken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı kooperatif vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı kooperatif vekilinin birleşen 2001/340 Esas sayılı davaya yönelik temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı kooperatif vekilinin birleşen 2009/512 Esas sayılı davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.