Vergi Usul Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ... .... hakkında yapılan yargılama sonunda; .... 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarihli ve 2015/252 Esas, 2015/590 Karar sayılı ilamı ile sanığın defter ve bilgileri gizlemek suçundan mahkumiyetine karar verilmesinden sonra hükmün süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.01.2019 tarihli 2016/8519 Esas ve 2019/921 Karar sayılı ilamı ile onanmasına ilişkin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 12.04.2019 tarih ve 11-2019/30307 sayılı yazısı ile itirazda bulunulması üzerine dosya yeniden okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı yerinde olduğundan KABULÜ ile Dairemizin 24.01.2019 tarihli 2016/8519 Esas ve 2019/921 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
1-Hüküm tarihinde aynı yargı çevresinde bulunan .... Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olduğu anlaşılan sanığa duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün açıklandığı 24.11.2015 tarihli duruşmada hazır edilmeyerek 5271 sayılı CMK"nin 196. maddesine aykırı olarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, savunma hakkının kısıtlanması,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Sanık hakkında, vergi incelemesine esas olmak üzere ibrazı istenen 2010 takvim yılına ait yasal defter ve belgelerini yasal süresinde ibraz etmediği iddiasıyla açılan kamu davası sonucunda, her ne kadar sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek, kooperatife ait ibrazı istenen defter ve belgelere emniyet güçleri tarafından el konulduğunu, bu nedenle ibraz edemediğini ifade etmesi ve sanık müdafiinin 11.03.2019 havale tarihli dilekçesinde, sanığın savunmasını teyit eder şekilde suça konu belgelerin .... Cumhuriyet Başsavcılığının adli emanetinde (2012/623) bulunduğuna dair 23.07.2012 tarihli emanet makbuzunu dosyaya ibraz etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, adli emanetin 2012/623 sırasına kayıtlı belgelerin duruşmaya getirtilip incelemesi suretiyle, içerisinde ibrazı istenen yasal defter ve belgelerin tamamının olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre sanığın suç kastı ile hareket edip etmediğinin karar yerinde tartışılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 Tarih 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkındaki İNFAZIN DURDURULMASINA, infaz kurumuna alınmış ise başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı taktirde salıverilmesi için müzekkere yazılmasına,18.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.