Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/1009
Karar No: 2021/5396
Karar Tarihi: 21.10.2021

Danıştay 4. Daire 2021/1009 Esas 2021/5396 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1009
Karar No : 2021/5396

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kıyı bankacılığı (off-shore) sisteminde bulunarak elde ettiği faiz gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılına ilişkin olarak re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının alacağını zamanında tahsil edemediğinden ... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açtığı davada verilen K:2007/835 sayılı kararla, mevduat alacağının, 3095 sayılı Kanunun 2.maddesi uyarınca temerrüt faiziyle davacıya verilmesine karar verildiği ve icra kanalıyla tahsil edilmesi üzerine, "ana para" ile "faiz ödemelerinden" kaynaklanan geliri nedeniyle cezalı tarhiyatın yapıldığı ancak tarhiyatın ana paradan kaynaklanan kısmının … tarih ve … sayılı düzeltme fişi ile terkin edildiği dolayısıyla bu kısma ilişkin dava konusuz kaldığından esasının incelenemeyeceği, tarhiyatın "faiz" matrahı kısmı yönünden ise söz konusu bankaya 1999 yılında el konulup fona devredilmesi nedeniyle davacı tarafından döviz hesabında tuttuğu paraya erişememesi nedeniyle ödenen faizinin, 3095 sayılı Kanun uyarınca Mahkemece ödenmesine hükmedilen temerrüt faizi niteliğinde olduğu ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesi uyarınca menkul sermaye iradı olarak nitelendirilemeyeceğinden tarhiyatın bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : .Davanın kabule ilişkin karar kısmının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Bankalara ilgili kurumca el konulması üzerine mevduatına ulaşamadığı, ... Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde E:… sayılı dava açılarak 1000 Euro zararın dava tarihi olan 12/06/2002 tarihinden, 60.355,03 Euro zararın da ıslah tarihi olan 09/02/2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a. maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verildiği sonrasında ilamlı icra yoluyla İcra Dairesi kanalıyla davacıya ödenenen faizin anılan Kanun kapsamında temerrüt faizi niteliğinde olduğu belirtilerek mahkeme kabul kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacı tarafından, banka nezdinde bulunan mevduatını geri almak amacıyla ... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan alacak davasında 25/07/2007 tarihli bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamaya göre davacının mezkur bankadan 62.397,22 Euro asıl alacak, 14.967,22 Euro faizi olmak üzere toplam 77.364,86 Euro alacağı olduğu tespit edilmiş, bunun üzerine Mahkemece verilen … tarihli ve K:… sayılı kararla; bilirkişi raporu esas alınmakla birlikte talepten fazlasına karar verilemeyeceği ilkesi gereğince yalnızca dava konusu edilen anapara kısmının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunu'nun 4/a maddesi uyarınca değişken oranda Euro temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir. İlamlı icra yoluyla davacıya ödenen tutarın ise asıl alacağa geç kavuşulmasından kaynaklanan 3095 sayılı Kanun uyarınca ödenen temerrüt faizi olduğu görüldüğünden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nu 3. maddesinin B fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait bulunduğu, 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinde menkul sermaye iradi, sahibinin ticari zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak tanımlanmış ve kaynağı ne olursa olsun bentler halinde sayılan iratların menkul sermaye iradi olduğu belirtilmiştir.6. bentte, her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.), 7. bentte, mevduat faizlerinin menkul sermaye iradi olduğu ve bankalara, bankerlere, tasarruf sandıklarına, tevdiat kabul eden diğer müesseselere yatırılan vadeli, vadesiz paralara ödenen faizler, bunlar dışında kalan kişi ve kuruluşlardan devamlı olarak para toplama işi ile uğraşanların her ne şekil ve ad altında olursa olsun toplanan paralara sağladıkları gelirler ve menfaatler ile bankalar ve 2499 sayılı sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizlerin de mevduat faizi sayılacağı, 85. maddesinde de, mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verecekleri, bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanmasının zorunlu olduğu hükmünü içermektedir.
Anılan bu düzenlemelere göre off shore bankaların kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunmakla beraber mevduat toplama işi yaptıklarından, bu faaliyetleri nedeniyle 7. bentte belirtilen ''banka'' kapsamında değerlendirilmeleri ve bu kurumlardan elde edilen faiz gelirlerinin tutarı ne olursa olsun TL cinsinden elde edilmesi durumunda beyan edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesine göre faizin menkul sermaye iradı sayılabilmesi için, nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermayeden elde edilmesi, ortada borç alacak ilişkisinin bulunması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen … Bank AŞ tarafından satın alınan …bank'ın ... A.Ş 'den devraldığı davacının mevduat hesabına 120.000 Alman Markı 26/11/1999 tarihinde … mevduat hesabı açılması için davacıların talimatları üzerine yatırıldığı ve mevduatların off shore (kıyı bankacılığı) hesaplarına havale edildiği, parasını geri almak amacıyla ... Bank A.Ş'ye karşı .... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında açtığı davada 25/07/2007 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile; davacının 12/06/2002 tarihi itibarıyla bankadan 62.397,22 Euro asıl alacak, 14.967,22 Euro faiz olmak üzere toplam 77.364,86 Euro talepte bulunmasının mümkün olduğu görüş ve tespitlerine yer verildiği, Mahkemece verilen K:2007/835 sayılı kararla; bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hüküm kurmaya yeterli görülse de talepten fazlasına hükmedilemeyeceği ilkesi gereğince, davacının dava konusu yaptığı döviz hesabı tutarının 62.397,22 Euro'nun alacaklarının 1000 Euro'luk kısmının dava tarihinden, kalanının ıslah tarihinden işleyecek faizi ile (Türk lirası karşılığı 113.645,11 YTL'nin) 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca değişken oranda Euro temerrüt faizi ile davalı bankadan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği ve 11/06/2010 tarihinde icra kanalıyla tahsil edilmesi üzerine, davacının, off-shore kaynaklı "ana para" ile "faiz ödemelerinden" kaynaklanan geliri nedeniyle vergi beyannamesinin kanuni süresinde verilmemesinden dolayı sevk edildiği takdir komisyonun kararıyla saptanan matrah üzerinden adına re'sen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin iptali istemiyle bakılan davanın açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden davacıların mevduat hesabının açıldığı tarihte 25/11/1999 tarihinde 120.000 DM karşılığı 61.355,03 Euro olan alacağa 27/12/21999 kadar 1.042,19 Euro faiz işletildiği ve mevduatın 62.397,22 Euro'ya ulaştığının Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan kararında belirtildiği görülmektedir.
Açılan tazminat davasında ... ve arkadaşları adına devir öncesi ... nezdinde 25/11/1999 tarihinde 120.000 DM döviz mevduatının bulunduğu, davacıların isim ve imzasını taşıyan antetli hesap açma talimatı ile bu tutarın KKTC'de paravan olan ...'e faizle vadelendirilmek üzere havale edilmesinin istendiği ve havale yapıldığı hususlarının belirtildiği, anılan Ticaret Mahkemesince verilen karar ile davanın kabulü ile 62.397,22 Euro'nun davalı bankaca davacılara ödenmesine karar verildiği, anılan karar üzerine yapılan icra takibi akabinde davacıya anapara ve faiz ödendiği, ödenen bu faiz nedeniyle davacı tarafından gelir vergisi beyannamesinin verilmediğinin tespiti üzerine, takdir komisyonunca icra dairesince 218.185,29 TL anapara olarak kabul edilen ve ödenen tutar üzerinden bir kat vergi ziyaı cezalı tarhiyatın yapıldığı ancak sonrasında bu tutardan ana para olduğu tespit edilen matrah 14/04/2016 tarih ve 2 sayılı düzeltme fişi ile 79.844,48 TL olarak düzeltildiği, toplam matrahın ana paraya tekabül eden kısmı ve vergisinin terkin edildiği anlaşılmaktadır. Davalı İdarece ancak asıl alacağa ödenen faizin menkul sermaye iradı teşkil ettiği gözetilerek tarhiyatın düzeltildiği ve yalnızca asıl alacağa işletilmiş faiz tutarının matrah olarak dikkate alınarak 2010 takvim yılına ilişkin olarak cezalı tarhiyatın yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacıya .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin mezkur kararı uyarınca 11/06/2010 tarihinde ... Bank A.Ş. tarafından (off-shore) kıyı bankacılığı ile ilgili olarak ödenen faizin davacının ... A.Ş. hesabına 25/11/1999 tarihinde yatırılan anaparanın karşılığı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıya ödenen faizin, nakdi sermayeden ...bank-... Bank A.Ş. hesabına yatırılan paralardan) elde edilmesi nedeniyle davacıya ödenen faizin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75. maddesi kapsamında menkul sermaye iradı olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, davacı adına 2010 yılına ilişkin tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Davacı adına, kıyı bankacılığı (off-shore) sisteminde bulunarak elde ettiği faiz gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılına ilişkin olarak re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ... Bank AŞ tarafından satın alınan ...bank'ın ... A.Ş 'den devraldığı davacının mevduat hesabına 120.000 Alman Markı 26/11/1999 tarihinde ... mevduat hesabı açılması için davacıların talimatları üzerine yatırıldığı ve mevduatların off shore (kıyı bankacılığı) hesaplarına havale edildiği, parasını geri almak amacıyla ... Bank A.Ş'ye karşı .... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında açtığı davada 25/07/2007 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ile; davacının 12/06/2002 tarihi itibarıyla bankadan 62.397,22 Euro asıl alacak, 14.967,22 Euro faiz olmak üzere toplam 77.364,86 Euro talepte bulunmasının mümkün olduğunun belirtildiği mezkur Mahkemece verilen … tarihli ve K:… sayılı kararla; bilirkişi raporunda yapılan hesaplama, hüküm kurmaya yeterli görülse de talepten fazlasına hükmedilemeyeceği ilkesi gereğince yalnızca dava konusu edilen asıl alacak, anapara kısmının, dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunu'nun 4/a maddesi uyarınca değişken oranda Euro temerrüt faizi ile birlikte tahsiline hükmedildiği ve icra dairesi vasıtasıyla ilamlı icra yoluyla davacıya ödenen tutarın asıl alacağa geç kavuşulmasından kaynaklanan 3095 sayılı Kanun uyarınca ödenen temerrüt faizi olduğu ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesinin 7. fıkrasında, "menkul sermaye iradı" olarak nitelendirilen mevduat faizi olmadığı görülmektedir.
Bu itibarla her ne kadar davalı idarece düzeltme fişi ile anaparanın matrah olarak değerlendirilmek suretiyle yapılan cezalı gelir vergisi tarhiyatı düzeltme fişi ile terkin edilmiş ise de kalan tutarın da Gelir Vergisi Kanunu'nun 75. maddesi anlamında faiz geliri olmadığı göz önünde bulundurulduğunda yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı dolayısıyla Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz bozma kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi