
Esas No: 1988/3887
Karar No: 1989/46
Karar Tarihi: 10.01.1989
Danıştay 4. Daire 1988/3887 Esas 1989/46 Karar Sayılı İlamı
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 46
Esas Yılı : 1988
Esas No : 3887
Karar Tarihi : 10/01/989
DAVA AÇILMAK SURETİYLE İHTİLAFLI HALE GELEN TARHİYATLARIN KESİNLEŞEN KISMINDAN YALNIZCA VERGİ ASILLARI İÇİN FAİZ İSTENİLEBİLECEĞİ, VERGİ CEZALARI İÇİN FAİZ ALINMASINDA YASAL İSABET BULUNMADIĞI HK.
Uyuşmazlık, resen salınan kurumlar vergisinin vergi mahkemesince değişiklikle onanan ve kesinleşen kısmına isabet eden kaçakcılık cezası için tecil faizi oranında bir faizin hesaplanmasının yasaya uygun olup olmadığına ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Özel Ödeme Zamanları" başlıklı 112. maddesinin 2686 sayılı Kanunla değiştirilen 3.bendinde, Vergi Mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinin 8 numaralı bendi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri gelmiş olanların, Vergi Mahkemesi kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği belirtildikten sonra, aynı bende 2791 sayılı Kanunla eklenen yeni fıkrayla ise "Şu kadarki, açtıkları dava sonucunda haksız çıkan mükellefler, ihtilaflı kısmın kesinleşen ve ödenmemiş olan miktarı üzerinden, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin son gününü takip eden aybaşından itibaren, 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen tecil faizi oranınında bir faizi de aynı süre içinde ödemek mecburiyetindedirler" hükmü getirilmiştir. Anılan yasa hükümlerinin incelenmesinden, 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen tecil faizi oranında bir faizin, yalnızca dava konusu yapılan ve kesinleşen vergiler için öngörüldüğü, vergiye bağlı cezalardan ise söz edilmediği görülmektedir. Nitekim cezaların ödenmesine ilişkin esaslar Vergi Usul Kanununun 368. maddesinde ayrı olarak düzenlenmiş olup, vergi cezalarının, cezaya karşı dava açılmışsa, vergi mahkemesi kararı üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde ödeneceğinin belirtilmiş olmasına karşın faiz ödenmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir.
Dolayısiyle, dava açılmak suretiyle ihtilaflı hale gelen tarhiyatların kesinleşen kısmından yalnızca vergi asılları için faiz istenilmesi mümkün ve yasaya uygun olup, vergi cezaları için bu nitelikte bir faiz alınmasına yasal olanak bulunmadığı gibi, zaten yasa koyucu da iradesini, vergilerin ve cezaların ödenmesine ilişkin esasları Vergi Usul Kanununun ayrı bölümlerinde düzenlemek suretiyle bu yönde belirlemiştir.Kaldı ki, mahkeme kararı üzerine kesinleşen vergilerden ihtilaflı kısım için tecil faizi oranında bir faiz alınmasını öngören anılan 112. maddenin 3.bendinde eklenen fıkranın, 2791 sayılı Kanunla 1.1.1983 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuş olması ve uyuşmazlığın ise 1982 yılına ait bulunması karşısında da, kesinleşen kurumlar vergisine bağlı kaçakcılık cezasına faiz hesaplanıp tahsil edilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, davanın kabulüne, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca şikayet istemine cevap verilmemekle kurulan olumsuz işlemin iptaline, kaçakcılık cezası üzerinden hesaplanıp ödenen faizin davacıya red ve iadesine karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
