
Esas No: 2021/6516
Karar No: 2021/11699
Karar Tarihi: 21.10.2021
Danıştay 6. Daire 2021/6516 Esas 2021/11699 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/6516
Karar No : 2021/11699
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Antalya İli, Korkuteli İlçesi, ... Mahallesi (köyü) mevkiinde ... tarafından yapılması planlanan "... ruhsat numaralı II-B Grubu Maden (Mermer) Ocağı" projesi ile ilgili olarak Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden, konusu kalmayan bu dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davanın süresinde açılmadığı, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı, yargılama giderlerinin davacılara yükletilmesinin gerektiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozularak, dava konusu işlemin ... yönünden iptaline, ... yönünden ise davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu İdare Mahkemesi kararı ile, dava konusu ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla iptal edildiğinden bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; ... İdare Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında görülen dava ile temyize konu ... İdare Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında görülen davanın taraflarının aynı olmadığı, usul hükümleri açısından her iki davada farklı sonuçlar doğabileceği dikkate alındığında, işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya İli, Korkuteli İlçesi, ... Mahallesi (köyü) mevkiinde ... tarafından yapılması planlanan "... ruhsat numaralı II-B Grubu Maden (Mermer) Ocağı" projesi ile ilgili olarak Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun, 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar "iptal davası" olarak tanımlanmış olup, bu davalar idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli araçlardandır.
Ancak, yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır. Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir. Aksi halde, kişilerin kendisine etkisi bulunmayan, menfaatlerini ihlal etmeyen idari işlemler hakkında da iptal davası açma hakkı doğar ve bu durum idarenin işleyişini olumsuz etkiler.
Aynı Kanunun 14. maddesinde de; dava dilekçelerinin ehliyet yönünden inceleneceği ve 15/1-b maddesinde; bu hususta Kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde, Proje Tanıtım Dosyası: Gerçekleşmesi plânlanan projenin yerini, özelliklerini, olası olumsuz etkilerini ve öngörülen önlemleri içeren, projeyi genel boyutları ile tanıtan bilgi ve belgeleri içeren dosyayı ifade eder.'' hükmüne, 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." hükmüne, 17. maddesinde ise; "Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda alıntısına yer verilen Yönetmeliğin EK-IV bölümünde Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri belirtilmiş, 1. Projenin Özellikleri kısmında: a) Projenin ve yerin alternatiflerinin (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenlerinin), b) Projenin iş akım şemasının, kapasitesinin, kapladığı alanın, teknolojisinin, çalışacak personel sayısının, c) Doğal kaynakların kullanımının (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.), ç) Atık miktarının (katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin, d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riskinin, 2. Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri kısmında: a) Mevcut Arazi Kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri), Ek-V’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar, 3. kısmında; Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler ile Notlar ve Kaynakların, Ekler kısmında ise: 1- Proje için seçilen yerin koordinatlarının, 2- Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5'de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25.000 ölçekli halihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanmasının, jeoloji haritasının ve depremselliğin belirtilmesi gerektiği şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının; davacılardan ...'e ilişkin kısmı ile ilgili olarak;
Çevreyi ilgilendiren projelerin yapımının planlandığı yörede ikamet etmeyen ya da o yörede taşınmazları bulunmayanların, bu projelere verilen ÇED kararlarının iptali istemiyle dava açma ehliyetlerinin varlığının kabulü, bu tür idari işlemlerin ve bu işlemler üzerine yatırım planlayanların sürekli olarak dava tehdidi ile karşı karşıya kalmaları sonucunu doğuracağı ve bu durumun da idari istikrar ilkesine aykırı olacağı açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda da, anılan davacının Ulusal Yargı Ağı portalı (UYAP) kayıtlarına göre, davanın açıldığı tarih itibarıyla dava konusu proje alanı veya proje etki alanında ikamet etmediği gibi, bu alanlarda taşınmazının da bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlem ile kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle, bakılan davayı açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, adı geçen davacı yönünden davanın ehliyet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Kararın; Kadir Karakulak'a ilişkin kısmına gelince;
Çevresel etki değerlendirmesi ile gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır. Diğer yandan; ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın ve Dairemizin E:2021/6498 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; ... İdare Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 30/03/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; " ... - Şehir ve Bölge Planlama açısından yapılan değerlendirmede: Dava konusu Maden Ocağı, ÇED sınırı içerinde kalan alan “Orman Alanı”, Ruhsat Sınırı içerisinde kalan alan ise “Orman Alanı” ve “Tarım Alanı” kullanım kararları içerisinde yer almaktadır. Orman Alanları, yapılacak alt plan çalışmalarında alanın hangi kullanımda kaldığına bakılmaksızın ilgili kurumların görüşleri alınmak kaydı ile tahsis süresi dahilinde tahsis amacına uygun olarak kullanılabilir. Bu nedenle 1/25000 Ölçekli Nazım İmar Planına göre, ÇED sınırı içerisinde ilgili kurum görüşle olumlu bir şekilde olduğu takdirde tahsisine uygun şekilde kullanılmasında bir sakınca yoktur. Bununla birlikte öneri fonksiyon Planlama disiplini açısından uygun olsa da farklı disiplinler açısından çevresinde yer alan tarım alanları ve koruma alanları açısından değerlendirilmesi, bu kapsamda karar verilmesi gerektiği; - Orman Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede: Devlet Ormanı sayılan yerlerden olduğu; toprak muhafaza karakteri taşıdığı; gerçekleştirilecek mermer işletmeciliği faaliyetinin doğal yapı, biyo-çeşitlilik, ekolojik denge veya ormanın diğer unsurlarını ya da sürdürülebilirliliğini bozacak vasıfta olduğu; planlanan ilgili madencilik faaliyetinin, ormancılık bilim ve fenni, kamu yararı ile uyum göstermediği; sahanın ekolojik yapısına bağlı olarak sahadaki doğal orman yapısının doğal haliyle korunmasının, kamu/çevre sağlığı gibi toplumsal menfaatler ile doğal kaynakların sağladığı yaşamsal faydaların ... daha öncelikli olduğu ... - Ziraat Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede: II-B Grubu Maden (Mermer) Aranması ve Açık İşletme Tesisi işletmesinin faaliyetinin bölgedeki floraya, toprak yapısına, doğal yapıya, biyo çeşitlilik, ekolojik denge, yeraltı su tabakasının kirlenmesine, yüzeysel su kaynakları kurumasına, çevre arazilerinde değerlerinin düşmesine, 10.768,48 dekar arazinin bir kısmının bulunduğu bölgede tarımsal üretimde verim kayıpları ile 14.435 adet küçükbaş hayvanın büyük çoğunluğunun beslendiği ve barındığı alanların zarar görmesi sonucunda kamu yararına, ekonomik kayıplara sebep olup geçimini tarım ve hayvancılık faaliyetlerinden kazanan üreticinin refah seviyesinin azalmasına sebep olacağı kanaatiyle; yapılması planlanan Madencilik Faaliyetinin Zirai yönden uygun görülmediği; - Çevre Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede: Yapılması planlanan mermer ocağı projesi kapsamında çalışma alanının 22,16 ha olduğu dolayısıyla 25 ha’dan daha küçük bir çalışma alanını kapsadığı, aynı işletme hakkında daha önce verilmiş bir ÇED Gerekli Değildir kararının bulunmadığı, ÇED yönetmenliği EK II listesi kapsamında Seçme, Eleme Kriterlerine tabi projeler arasında yer aldığı, hazırlanan "Proje Tanıtım Dosyası"nın formata uygun olarak hazırlandığı, işlemlerin mevzuata uygun olarak yürütüldüğü, Proje Tanıtım Dosyasında yer alan önlemlerin teknik olarak uygulanabilir olduğu, fakat projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için alınması öngörülen önlemlerin daha detaylı irdelenmesi gerektiği, faaliyet sahasına 110 m mesafede tarım arazilerinin, içme suyu kuyularının bulunması, faaliyet sahasından gelen suyla içme-kullanma suyu ihtiyacının karşılanması nedeniyle faaliyetin olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınabilecek önlemlerin daha kapsamlı olması gerekliliği, mevcut hali ile PTD’nin yeterli olmadığı ..." değerlendirmelerine yer yerilmiştir.
Bu durumda; uyuşmazlığa konu alanın devlet ormanı sayılan yerlerden olduğu, eğim bakımından toprak muhafaza karakteri taşıdığı, gerçekleştirilecek mermer işletmeciliği faaliyetinin doğal yapıya, biyo-çeşitliliğe, ekolojik dengeye zarar verecek veya ormanın diğer unsurlarını ya da sürdürülebilirliliğini bozacak vasıfta olduğu, madencilik faaliyetinin bölgedeki floraya, toprak yapısına, doğal yapıya, biyo-çeşitliliğe, ekolojik dengeye olumsuz etkilerinin olacağı, yeraltı su tabakasının kirlenmesine, yüzeysel su kaynaklarının kurumasına, çevre arazilerinde değerlerin düşmesine, 10.768,48 dekar arazinin bir kısmının bulunduğu bölgede tarımsal üretimde verim kayıplarına, 14.435 adet küçükbaş hayvanın büyük çoğunluğunun beslendiği ve barındığı alanların zarar görmesine sebep olacağı, faaliyet sahasına 110 m mesafede tarım arazilerinin, içme suyu kuyularının bulunması, faaliyet sahasından gelen suyla içme-kullanma suyu ihtiyacının karşılanması nedenleriyle faaliyetin olumsuz yöndeki etkilerinin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınabilecek önlemlerin daha kapsamlı olması gerektiği sonucuna varılarak dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında ise bu yönden de hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Davacılardan ... yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2(i) maddesi uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE, davacılardan ... yönünden ise DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
3. Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ... -TL yargılama giderinin ... -TL'lik kısmının hakkında ehliyet yönünden ret kararı verilen davacı ... üzerinde bırakılmasına, ... -TL yargılama giderinin ise davalı idareden alınarak davacı ...'a verilmesine;
4. Davalı idare tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen ...-TL yargılama giderinin ise davadaki haklılık durumuna göre belirlenen ...-TL'lik kısmı ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekalet ücretinin hakkında ehliyet ret kararı verilen ...'den alınarak davalı idareye verilmesine, bahse konu yargılama giderinin kalan kısmının ise davalı idare üzerinde bırakılmasına; varsa posta avansından artan tutarın istemi halinde taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 21/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dosyanın ve Dairemizin E:2021/6498 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; bakılan dosyadaki dava konusu işlem ile ... İdare Mahkemesinin E: ... sayılı dosyadaki dava konusu işlemin aynı olduğu ve bahsi geçen dosyada yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu esas alınarak ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden, bakılan davada da aynı dava konusu işlem için işin esasına girilerek karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu kısım yönünden Mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle, Dairemiz çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
