13. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2682 Karar No: 2018/5840 Karar Tarihi: 15.05.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/2682 Esas 2018/5840 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket ile davacı bakanlık arasındaki hizmet alım sözleşmesi gereği dava dışı işçinin işçilik tazminatları için dava açılmış ve bu tazminatlar davacı tarafından ödenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise fazla mesai ve genel tatil ücretleri alacağına kimin ne kadar sorumlu olduğudur. Mahkeme, sözleşmede bu konuda bir düzenleme olmadığını ancak davalının çalıştırdığı işçilerin fiili işçilik dışında diğer tazminat ve ücret haklarından sorumlu olduğunu ve davacı bakanlığın da asıl işveren pozisyonunda olduğunu belirterek alacağın tamamından davalının sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, tarafların yarı yarıya sorumlu olması gerektiği ve mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Kararda geçen kanun maddesi HUMK’nun 440/III-1 maddesidir.
13. Hukuk Dairesi 2018/2682 E. , 2018/5840 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR
Davacı, dava dışı işçi ... tarafından kurumlarına karşı açılan işçi alacakları davası nedeniyle 11.12.2012 tarihinde alacak miktarı olan 4.655,78 TL’nin icra dosyasına yatırıldığını, davacı bakanlık ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmesinin akdedildiğini ve sözleşme gereği işçilik haklarından doğan alacaklarda yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, işten çıkarma neticesindeki yasal sorumluluğun şirkete ait olduğunu, bu nedenlerle Hizmet İşleri Genel Şartnamesinde yer alan amir hüküm gereği davacının ... olduğu miktarı rücu hakkının bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 4.655,78 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 4.655,78 TL’nin 17.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, hizmet alım ihalesinin davalı tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatlarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan tazminatın eldeki davanın tarafı olan davacıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen fazla mesai ve genel tatil ücretleri alacağından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Davacı ile davalı arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi ve ekleri olan şartnamelerin hükümleri incelendiğinde, davacı bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolü tamamen elinde bulundurduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak dava konusu alacaklardan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat ve ücret haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya ve davalı şirketin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olacağı gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece açıklanan bu husus göz ardı edilerek alacağın tamamından davalının sorumlu olduğunun kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.