8. Hukuk Dairesi 2015/16945 E. , 2017/6716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili davalı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, dava dilekçesimde belirtilen malvarlığı nedeni ile 50.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 16.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile sadece araç yönünden talep miktarını artırarak toplam 52.700,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, taşınmaz nedeni ile 20.709,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalının taşınmaz yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 06.07.2002 tarihinde evlenmiş, 14.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu ... ada ... parsel 4 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 23.01.2003 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Taraf ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, tasfiyeye konu taşınmazın davalı adına 25.12.2001 tarihinde evlilik birliğinden önce edinilen ve 22.01.2003 tarihinde devredilen ... ada ... parsel 3 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen 22.000,00 TL nin kullanılarak satın alındığı hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, dinlenen davacı tanıklarından ..., ..., davacının babası ... ve annesi ..."ın tasfiyeye konu taşınmazın 36.000,00 TL ye alındığını beyan etmesine rağmen, mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın bilirkişi tarafından tespit edilen edinme tarihindeki 40.752,00 TL değeri esas alınarak denkleştirme yapılarak artık değere katılma alacağı hükmedilmesi doğru olmamıştır. O halde, Mahkemece yukarda açıklanan Dairemiz ilke ve uygulamalarına göre, taşınmazın davacı tanıklarının beyanı dikkate alınarak 36.000,00 TL ye alındığı kabul edilerek bu değer üzerinden artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken delillerin eksik ve hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 31,40 TL onama harcın peşin harçtan mahsubu ile artan 322,60 TL"nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.