8. Hukuk Dairesi 2015/20554 E. , 2017/6712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, davalı adına edinilen taşınmazlar nedeniyle 7.000,00 alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, ... ada ... parsel 14 nolu bağımsız bölüm nedeni ile 2.250,00 TL, ... parsel 43 nolu bağımsız bölüm nedeni ile 2.890,00 TL olmak üzere toplam 5.140,00 TL alacağın tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin ... parsel ... nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline ve davacı vekilinin 21.11.2013 tarihli celsedeki imzalı katılma alacağı olmadığına yönelik beyanına göre dava, katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 170.maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir.
Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir.
Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama
yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir.
Bunun için, öncelikle iddia ve savunmalar doğrultusunda kooperatif üyeliğine ve ödemelere ilişkin belgeler, eşlerin katkıda kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıkları(miras, ziynet, bağış vs) ile mal ayrılığı dönemine ilişkin düzenli ve sürekli gelirlerine(maaş, gündelik, kar payı vs) ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. İhtiyaç duyulması halinde, değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 15.11.1988 tarihinde evlenmiş, 08.11.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu S.S. ... Arsa ve Konut Yapı Kooperatifine 28.02.1994 tarihinde üye olunmuş, ödemeler 1994 tarihinden itibaren devam etmektedir. Dava konusu 1535 parsel 43 nolu bağımsız bölüm tarihinde 29.01.2009 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Tüm dava dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, S.S. ... Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi"nden gelen 31.12.2013 havale tarihli yazısında "... parsel üzerindeki binaların kaba inşaatının 2001 yılında tamamlandığı ve bu haliyle üyelere teslim edildiği, binaların oturulur hale bu tarihten sonra üyeler tarafından yerine getirildiğinin" belirtildiği, davacı vekilinin 21.11.2013 tarihli celsede imzalı beyanı ile katılma alacağı taleplerinin olmadığını ifade ettiği, Dairemiz"in 07.11.2013 gün, 2013 4822-16061 Esas ve Karar sayılı bozma ilamında taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce teslim edilip edilmediği ve ödemelerin 01.01.2002 tarihinden sonra devam edip etmediğinin tespit edilmesi istenildiği, Mahkemece ise, taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce teslim edildiğine dikkat edilmeden, kooperatife yapılan 01.01.2002 tarihine kadar aidat ödemelerinin toplamının TEFE oranlarına göre dava tarihindeki güncellenmiş değeri üzerinde katkı payı alacağına hükmedildiği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, Mahkemece yapılacak iş, taşınmazın 2001 yılında kaba inşaat halinde davalıya teslim edildiği ve davacının katkı payı alacağı talebi olduğuna göre, taşınmazın dava tarihindeki kaba inşaat halindeki rayiç değeri uzman bilirkişi tarafından belirlenerek, bu değer üzerinden katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacının diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.