18. Hukuk Dairesi 2015/19345 E. , 2016/3814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, ... İlçesi ... Mahallesi ... Mevkii 755 ada 25 parsel sayılı taşınmazın Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 14. maddesinin beşinci fıkrasında, idare tarafından bu kanun hükümlerine göre tespit olunan malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları dahil edilmek suretiyle devam edileceği hükmüne yer verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; tapu maliklerinden ... ve ..."ın Dairenin geri çevirme kararı sonrası yapılan araştırma sonucunda ölü oldukları anlaşılmıştır. Mahkemece yasanın belirtilen hükmü uyarınca tapu maliki olan ve adı geçen maliklerin mirasçılarının yöntemince tespit edilip davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında davaya konu taşınmazın sulu olup olmadığına dair herhangi bir gözlem tutanağa geçirilmemiş, dosya arasına alınan acele el koyma dosyasında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda davaya konu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğu belirtilmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davaya konu taşınmazın kuru tarım arazisi olduğunun kabulü ile kuru tarım arazilerindeki ürünler münavebeye alınarak buna göre değer biçilmiştir. Mahkemece gerekirse mahalinde yeniden keşif yapılmak suretiyle davaya konu taşınmazın sulu olup olmadığına dair gözlem de tutanağa geçirilerek, bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmek sureti ile taşınmazın sulama kaynağının olduğunun tespiti halinde bunun ne olduğu açıkça gösterilerek (taşınmazın üzerindeki bir su kaynağından veya yakınındaki bir dereden sulanıp sulanmadığı), sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yeraltı suyundan yararlanılıp yararlanılmadığı, yararlanılıyor ise hangi sistemle yararlanıldığı hususlarında ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılması ve pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazda malik veya mirasçı sıfatına sahip olmayan ancak dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen şahıslar yönünden, mahkemece pasif husumet ehliyeti bulunmadığından red kararı verilmesi gerekirken, hükümde bu yönde karar verilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.