Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21709
Karar No: 2014/15278
Karar Tarihi: 19.06.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/21709 Esas 2014/15278 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/21709 E.  ,  2014/15278 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Nevşehir 1. Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
    Tarihi :20.06.2013
    No :2012/262-2013/460


    Dava, davacının 22.06.1988-28.02.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı 30.09.2008- 01.09.2010 tarihleri arasında ise isteğe bağlı sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davacının 22.06.1988-31.12.1990 ve 01.08.1991-10.05.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasanın 3165 Yasa ile değişik 24. maddesi kapsamında olduğu ve sigortalılığının tespitine karar verilmiş ise de;
    01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi uyarınca, anılan Kanunun yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre oluşturulan sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirileceği ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanun olduğu belirgindir.
    Davacının talep konusu dönemde, alım-satım faaliyeti nedeniyle 22.06.1988- 31.12.1990 ve 01.08.1991-10.05.1992 tarihleri arasında vergi kaydı vardır. Kurumca bu dönemlerde davacı sigortalı kabul edilmemiştir. Davacı 07.03.1997 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı giriş bildirgesine istinaden sigorta kapsamına alınmış ve 08.04.1997 tarihinden itibaren 01.04.2011 tarihleri arasında primlerini muntazam ödemiştir. Davacı 07.04.2011 tarihinde Kuruma başvurarak, 28.02.1997 tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olduğunu, 22.06.1988 tarihinde vergi dairesi kaydının bulunduğunu, sigortalılık başlangıcının 22.06.1988 tarihine çekilmesini ve 6111 sayılı Kanundan yararlanarak 22.06.1988-28.02.1997 arasını borçlanmak istediğini beyan etmiştir. Yine, 01.09.2010 tarihi itibari ile tescili yapılan 5510 sayılı Yasaya göre 1443925349 Bağ- no ile zorunlu giriş bildirgesi düzenlendiği görülmüştür.
    1479 sayılı Kanun’un 26. maddesi sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğini, aynı Kanunun 25. maddesi ise yasal şartların gerçekleştiği tarihte sigortalılığın kendiliğinden başlayacağını hüküm altına almıştır. Öte yandan yasa koyucu, 26. madde ile sigortalılara, 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak
    yükümünü getirmiş, tescillerini yaptırmayanlar hakkında ise Kurumca resen tescil işleminin yapılacağı emredici şekilde kurala bağlanmıştır.
    Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılarının primlerini işverenler yatırdığı halde, Bağ-Kur sigortalıları kendi primlerini bizzat kendileri yatıran kişilerdir. Bu sebeple çalıştırdığı sigortalıların primlerini yatırmayan işverenler hakkında, 506 sayılı Kanun bir takım yaptırımlar öngördüğü halde, 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılar yönünden geçmişe yönelik olarak vergiye tabi sürelerin sigortalılık kapsamına alınması için zaman zaman özel yasalar çıkarılmakta ve bu süreler için tahakkuk ettirilen primlerin ödenmesi için yasal imkan tanımaktadır.
    Bu amaçla ilk defa 2654 sayılı Kanun ile 1972-1982 yılları arasındaki vergiye kayıtlı süreler için borçlanma imkanı getirilmiş (Ek Geçici Mad.13) ve daha sonra çıkarılan 3165 sayılı Kanun ile 2654 sayılı Kanunda öngörülen başvuru süresi uzatılmıştır. Daha sonra 2000 yılında çıkarılan 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile aynı imkan tekrar tanımış; ancak söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine son olarak 4956 sayılı Kanun ile getirilen, “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49"uncu ve ek 15"inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” şekindeki geçici 18. madde hükmü ile aynı kural tekrar yürürlüğe konulmuştur. 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihi 04.10.2000"dir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile ortaya çıkan yasal boşluk gözetilerek 4956 sayılı Kanunun kanunla 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddesi ile ilgili uygulama yasa koyucu tarafından 04.10.2000 tarihine götürülmüştür.
    Dava konusu somut olayda; davacının, 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 02.08.2003 itibari ile Kuruma tescil ve ödeme başvurusu yapmadığının anlaşılması ve 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescilinin; aynı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık tescili olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gözetilmek suretiyle 22.06.1983-31.12.1990 ve 01.08.1991-10.05.1992 tarihleri arasındaki süreler bakımından red kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tayini usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi