
Esas No: 2017/3383
Karar No: 2021/6088
Karar Tarihi: 04.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/3383 Esas 2021/6088 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/3383
Karar No : 2021/6088
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına asıl borçlu …'in vergi borçlarından mali müşavir olarak müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle tanzim ve tebliğ olunan … tarih ve … takip numaralı ödeme emirleri ile … tarih ve …sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; serbest muhasebeci mali müşavirlerin, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve belgelere uygunluğu açısından sorumlulukları bulunduğu, karşıt inceleme yapma yetkilerinin olmadığı, davacı hakkında müteselsil sorumlu tutulmak suretiyle takip gerçekleştirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 227. maddesi ve 3568 sayılı Kanun uyarınca müteselsilen sorumlu davacı adına yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 04/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek icrasına hak kazanan "Serbest Muhasebeci Mali Müşavir" ve "Yeminli Mali Müşavir"lerin sorumlulukları 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. maddesinde belirlenmiştir. Maddeye göre, Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensupları tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya; bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Ayrıca, mükerrer 227. madde hükümlerine göre beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı kurala bağlanmıştır.
Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, 2010, 2011, 2012 yıllarına ilişkin yasal defterlerini tuttuğu ve beyannamelerini imzaladığı …'in, herhangi bir hasılat ve gelir kaydı olmadan 2010 yılında 577.676,67 TL.-, 2011 yılında 530.100,40 TL.- 2012 yılında 30.174,16.- TL taşaronluk faaliyetine dair gider kaydını yaptığının; sahte belge düzenleme ve kullanma nedeniyle fiktif olarak oluşan 795.538,88 TL.-nin 2011 yılı dönem sonu kasa hesabında muhasebe kayıtlarına aykırı şekilde gösterildiğinin saptanması nedeniyle adına müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ödeme emirleri davaya konu yapılmıştır.
213 sayılı Kanunun mükerrer 227. maddesi gereğince şirket beyannamelerini imzalayan, imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından sorumlulukları bulunan serbest muhasebeci mali müşavirlerin, adına hareket ettikleri, yükümlüler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, yasa kurallarına uygun olarak yasal defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara yansıtılmasından ve ayrıca sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu harici araştırmayı gerektirmeden açıkça anlaşılabilen belgelerden de sorumluluğu olmadığı söylenemez.
Bakılmakta olan davada, asıl yükümlü …. hakkında 2010, 2011, 2012 yıllarına ilişkin hesap işlemlerinin sahte belge kullanımı ve düzenlenmesi nedeniyle düzenlenen vergi tekniği raporu ve vergi inceleme raporları ile davacı hakkında bu raporlara dayanılarak düzenlenen sorumluluk raporu ve davacının nezdinde düzenlenen ve "Taşeronluktan dolayı işçilik faturasına biz rastlamadık. Rastlamadığımız içinde muhabese kayıtları üzerinde de herhangi bir değişiklik yapmadık... Yüksekliğin sebebini soruyorduk ancak bize makul ve mantıklı bir cevap ve ödeme belgesi vermedikleri için, muhasebe standartları neyi gerektiriyorsa ona göre işlem yapıyorduk" şeklindeki ifadesini de içeren tutanağın incelenmesinden, davacının mesleki sorumluluğuna ilişkin yasal düzenlemelerle kendisine yüklenilen sorumluluğunun gereğini yerine getirmediği, asıl borçlunun, faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmadığı açıkça anlaşılabilen belgelerden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgelerle olan bağlantısını sorumluluğu gereği bilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Mesleki özen ve sorumluluğu göstermediği açık olan davacının ziyaa uğratılan vergi ve kesilen cezalar nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumlu sıfatıyla bu borçlardan dolayı ödeme emri ile takip edilmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Bu bakımdan, temyiz isteminin kabulü ile vergi dava dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
