Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/557
Karar No: 2021/2241
Karar Tarihi: 04.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/557 Esas 2021/2241 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/557
Karar No : 2021/2241


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2-…
3- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Elazığ İli, Palu İlçesi, … Köyünde bulunan elektrik dağıtım trafosunun açık olan kapısından içeri giren davacı … 'in elektrik akımına kapılması sonucu yaralanması olayında uğranıldığı iddia edilen her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davacılardan … için 15.000,00 TL maddi tazminatın ise idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla;
Danıştay Onuncu Dairesinin 16/06/2015 tarih ve E:2011/5291, K:2015/3016 sayılı bozma kararına uyularak,
Davacıların maddi zararlarının nelerden kaynaklandığına ilişkin sunmuş oldukları zarar kalemlerine ilişkin hiçbir somut verinin dosyaya sunulamadığı, hastaneye tedaviye gidip-gelişe ilişkin yol masraflarına ilişkin sunulan tutanağın ise sadece beyana dayandığı, tedavi belgelerinin incelenmesinden de söz konusu kişinin tedavisinin yeşil kart kapsamında yapıldığı ve davacıların maddi zararlarının ispatının açık olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden maddi tazminat talebinin reddi gerektiği sonucuna varıldığı,
Davacılardan zihinsel engelli … 'in elektrik akımına kapılarak yaralandığı trafo binasının kapısının müteaddit defalar kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kırıldığının ve çoğu zaman açık kaldığının anlaşıldığı, ölüm tehlikesi yaratabilecek nitelikte bir yapı olduğu tartışmasız olan trafonun içine girilmesini engelleyecek tarzda tedbirler alınması gerekirken davalı idarenin bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri tam anlamıyla yerine getirmediği ve hizmetin kötü işlediği, idarenin hizmet kusuru bulunduğundan davacıların söz konusu olay nedeniyle uğradığı manevi zarar nedeniyle … için 5.000,00 TL, Ziva Ördek için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesinin hak ve nesafet ilkelerine uygun olacağı kanaatine varıldığı gerekçesiyle,
Maddi tazminat talebinin reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın davanın ilk olarak açıldığı tarih olan 12/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Anılan kararın kabule ilişkin kısmının davalı idarece temyiz edilmesi üzerine Danıştay Onuncu Dairesinin 01/06/2020 tarih ve E:2016/2572, K:2020/1455 sayılı kararıyla;
… Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının davacı … hakkındaki … tarih ve … sayılı kati raporunda, elektrik çarpmasının şahsın yaşamını tehlikeye soktuğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, vücuduna acı veren veya sağlığının bozulmasına neden olan bir durum olduğu, yüzde sabit izin söz konusu olmadığı, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı, vücudunda herhangi bir kemikte kırığın meydana gelmediği hususlarına yer verildiği,
… İdare Mahkemesince davalı idarenin, doğduğu iddia edilen zararlardan sorumlu tutulmasına hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın, Dairelerinin 16/06/2015 tarih ve E:2011/5291, K:2015/3016 sayılı kararı ile davacılardan … 'in elektrik akımına kapılarak yaralandığı trafo binasının kapısının müteaddit defalar kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kırıldığı ve çoğu zaman açık kaldığı, ölüm tehlikesi yaratabilecek nitelikte bir yapı olduğu tartışmasız olan trafonun içine girilmesini engelleyecek tarzda tedbirler alınması gerekirken davalı idarenin bu konuda üzerine düşen yükümlülükleri tam anlamıyla yerine getirmediği ve hizmetin kötü işlediğinin açık olduğu, idarenin hizmet kusurunun varlığı kabul edilerek davacıların tazminat istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı, öte yandan, zihinsel engelli olan … 'in denetim ve gözetim görevi annesi ve babası olan davacılara ait olduğundan, olayın meydana gelmesinde davacıların da %50 oranında kusuru olduğu kanaatine varıldığı, tazminat miktarının hesaplanmasında müterafik kusur oranının da dikkate alınması gerektiği gerekçeleriyle bozulduğu belirtilerek,
Davacılardan zihinsel engelli … 'in elektrik akımına kapılarak yaralandığı trafo binasının kapısının davalı idare ile ilgisi bulunmayan üçüncü şahıslar tarafından kırılmış olması, trafo kapısının bu nedenle açık olduğunun yöre halkı tarafından bilinmesine ve … 'in zihinsel engelli olmasına rağmen anne ve babası olan davacıların denetim ve gözetim görevlerini yerine getirip oğullarının trafo binasına girmesini engellememiş olmaları, yaralanmanın … 'in duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacılar … ve … 'e manevi tazminat ödenmesini gerektiren koşulların dava konusu olayda gerçekleşmediği sonucuna varıldığı,
Bu nedenle; İdare Mahkemesince davacılar … ve … 'in manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkeme kararının adı geçen davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulüne yönelik kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle,
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının davacılardan … 'e ilişkin manevi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmının onanmasına, davacılar … ve … 'e ilişkin manevi tazminat istemlerinin kabulüne yönelik kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla;
Danıştay Onuncu Dairesinin 01/06/2020 tarih ve E:2016/2572, K:2020/1455 sayılı kararı ile davacılar … ve … 'e ilişkin manevi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmının bozulması, diğer davacı … 'e ilişkin manevi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmın onanarak kesinleşmesi üzerine, bozulan kısma hasren (davacılar … ve … 'e ilişkin manevi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmı yönünden) dava dosyasının yeniden incelendiği belirtilerek,
Zihinsel engelli olan … 'in annesi ve babası olan davacıların velayet hakkından kaynaklı denetim ve gözetim yükümlülüğünün bulunduğu izahtan vareste olduğu; somut olayda, olayın gerçekleştiği yerin köy olması ve hukukun, toplumsal yaşam gerçekliğinin yapısı ve işlerliğine katkıda bulunmak ödeviyle tanımlanmış bir sosyal kurum olma özelliği de dikkate alındığında, köy yaşantısının tipik yapısı itibarıyla, zihinsel engelli olan davacı … 'in ailesinden toplumun daha kalabalık ve sıkışık düzen içinde yaşadığı ve bireylerin daha fazla zarar riski altında bulunduğu şehir hayatında aileden beklenen denetim ve gözetimin beklenemeyeceği, bireylerin birbiri ile yakın ilişki kurması, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin daha sıkı olduğu köy toplum yaşamında ailede köyün diğer bireylerine karşı oluşan güven ilişkisi de dikkate alındığında, çocuğun sürekli ve her an gözetimleri altında tutulmasının aileden beklenemeyeceği, kaldı ki olayın davacılara ait üzüm bağının hemen bitişiğinde bulunan trafoda gerçekleştiği de nazara alındığında olayda ailenin denetim ve gözetim yükümlülüğünü bu suretle ihlal ettiğinden de bahsedilemeyeceği kanaatine varıldığı gerekçesi eklenmek suretiyle davacılar … ve … 'in manevi tazminat istemlerinin kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacılardan … 'in yaralanması olayında davacılar … ve … 'in 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369. maddesi uyarınca üzerilerine düşen bakım ve özen yükümlülüğünü yerine getirmedikleri, meydana gelen olayda idarelerine herhangi bir kusurun atfedilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Davacılardan … ve … 'in manevi tazminat istemlerinin kabulü yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3.Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
4.Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



KARŞI OY

X- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 125. maddesinin ilk fıkrasında; "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." kuralı yer almakta olup, aynı maddenin son fıkrasında; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 369. maddesinde, "Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.
Ev başkanı, ev halkından akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunanların kendilerini ya da başkalarını tehlikeye veya zarara düşürmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Zorunluluk hâlinde gerekli önlemlerin alınmasını yetkili makamdan ister." hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın yukarıda yer verilen hükümlerine dayanan idarenin hukuki sorumluluğu, kişilere lütuf ve atıfet duygularıyla belli miktarda para ödenmesini öngören bir prensip olmayıp, demokratik toplum düzeninde biçimlenen idare-birey ilişkisinin doğurduğu hukuki bir sonuçtur. İdari yargı mercileri de bu anlayış doğrultusunda, idare hukukunun ilke ve kurallarını uygulamak suretiyle, idarenin hukuki sorumluluk alanını ve sebeplerini içtihadıyla belirlemek zorundadır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, yani zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Öte yandan, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olması durumunda tazminattan indirime gidilmesi gerektiği açıktır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut uyuşmazlığa bakıldığında, davacılardan … ve … 'in oğlu olan diğer davacı zihinsel engelli … 'in davalı idareye ait elektrik dağıtım trafosunun açık olan kapısından içeri girerek elektrik akımına kapıldığı, bunun sonucunda da ağır yaralandığı anlaşılmakta olup, ölüm tehlikesine sebebiyet verecek türdeki yapılardan olan elektrik trafosunun kapısının açık tutulmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu her türlü izahtan varestedir. Bununla birlikte, 4721 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükmü uyarınca, zihinsel engelli olan … 'in denetim ve gözetim görevi anne ve babasına ait olduğundan, olayın meydana gelmesinde davacılar … ve … 'in de müterafik kusurunun bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, temyize konu ısrar kararında, davacılar … ve … yönünden manevi tazminata hükmedilirken, davacılar … ve … 'in müterafik kusur oranı belirlenerek müterafik kusur oranında indirime gidilmesi gerekirken, talep edilen tutarın tamamına hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi