
Esas No: 2017/659
Karar No: 2021/5063
Karar Tarihi: 04.11.2021
Danıştay 8. Daire 2017/659 Esas 2021/5063 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/659
Karar No : 2021/5063
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : …Valiliği
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının Konya ili, Çumra ilçesi, … kasabası sınırlarında bulunan …parsel numaralı mera vasıflı taşınmaza sürmek ve ekmek suretiyle tecavüzde bulunduğundan bahisle tecavüzde bulunulan alanın eski haline getirme bedelinin istenilmesine, meranın işgal edildiği yıllara ait ot verim kaybının tahsili için dava açılmasına ve men kararlarına rağmen davacının merayı işgale devam etmesi nedeniyle hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin olarak Konya Valiliği İl Mera Komisyonu'nca tesis edilen 15/06/2012 tarihli kararın iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin davacı tarafından tecavüzde bulunduğu iddia edilen alanın eski haline getirilmesi için davacıdan 34.090,00-TL istenilmesine ilişkin kısmı yönünden; yapılan denetim sonucu davacının ... sayılı parselde bulunan araziye tecavüzde bulunduğu açık olmakla birlikte, davacıdan istenilen eski hale getirme bedeli hesaplanırken davacının ... sayılı parselde tecavüzde bulunduğu alan olarak 198.196 m2 baz alınarak hesaplama yapıldığı, oysa davacı hakkında 17/05/2012 tarihinde düzenlenen olay yeri tespit tutanağında davacının ... sayılı parselin 125.000 m2'lik kısmına tecavüzde bulunduğunun tespit edildiği, Mahkemelerince yapılan 20/09/2012 tarihli ara kararı üzerine gönderilen bilgi ve belgelerden de, davacının tecavüzde bulunduğu alanda ölçüm yapıldığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığı, Mahkemelerinin 30/10/2012 tarihli yürütmenin durdurulması kararından sonra davalı idarece gönderilen belgeler arasında yer alan ve kadastro teknisyeni İbrahim Bozdağ tarafından 29/05/2012 tarihinde yapıldığı iddia edilen ölçüme ilişkin yazı ve eki raporda herhangi bir kayıt numarasının yer almadığının görülmesi nedeniyle söz konusu alanın ve sınırlarının kroki veya benzeri bir belgeye dayalı olarak tespit edilmediği sonucuna ulaşıldığı, dolayısıyla davacının tecavüzde bulunduğu alanın net olarak tespit edilmediği ve böylelikle tecavüzlü alan hususunda çelişkiler bulunduğu, öte yandan; eski hale getirme bedeli olarak dönüm başına belirlenen 172,00-TL'nin hangi resmi veriler esas alınarak tespit edildiğinin açıklanamadığı, sözü edilen birim bedelinin bir ziraat mühendisinin dayanağını belirtmeksizin düzenlediği çizelgeden alındığı anlaşılmış olup, tesis edilen işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal; dava konusu işlemin meranın işgal edildiği yıllara ait ot verim kaybının tahsili için davacı hakkında dava açılmasına ve men kararlarına rağmen merayı işgale devam etmesi nedeniyle davacı hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin kısmı yönünden ise; davacı hakkında dava açılmasına ve suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesinin, niteliği itibarıyla davacı hakkında doğrudan hukuki bir sonuç doğuracak nitelikte olmaması, başka bir anlatımla davacının hukuki durumda değişiklik meydana getiren etkili ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde bulunmaması nedeniyle bu haliyle idari davaya konu edilemeyeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle incelenmeksizin ret kararı verilmiştir.
Davalı idarece, temyize konu İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4. maddesinin 4. fıkrasının dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde "Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacı ile yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 19. maddesinin 3. fıkrasında, "Muhtarlar ve belediye başkanları, mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal Bakanlık il veya ilçe müdürlüğüne, il ve ilçe müdürlükleri de valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlüdürler. Bu makamlarca 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılır." düzenlemesi; 27. maddesinin 2. fıkrasında ise, "Yasaklanmış yerlerde hayvanlarını otlatmaya devam edenlerle mera, yaylak ve kışlak arazisini sürmek sureti ile tahrip edenler ve izinsiz inşaat yapanlar hakkında, valilik tarafından 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun ile Türk Ceza Kanununun 513 üncü ve devamı maddelerine göre gerekli kanuni işlem yapılır." düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuatın birlikte değerlendirilmesi neticesinde, Kanun koyucu tarafından, meraların gerek 3091 sayılı Kanun hükümleri kapsamında amaç dışı kullanıma karşı korunmasının gerekse de amaç dışı kullanım halinde eski hale getirilmelerine dair masrafların tahsil edilmesinin amaçlandığı sonucuna varılmıştır. Başka bir ifadeyle 3091 sayılı Kanun hükümlerinin işletilmesi eski hale getirme masraflarının tahsiline engel oluşturmayacaktır.
Dosyanın incelenmesinden, Konya ili, Çumra ilçesi, …kasabası, … Ağılı mevkiinde 17/05/2012 tarihinde güvenlik görevlilerince yapılan kontrollerde davacının … parsel numaralı mera arazisinin 125,000 m²'lik kısmına tecavüzde bulunduğunun tespit edildiği, daha sonra Çumra Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı kararıyla davacının … sayılı parselin 198,196 m²'lik kısmına tecavüzde bulunduğundan bahisle 3091 sayılı Kanun uyarınca müdahalenin menine kararı verildiği ve Çumra Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı ile davacı hakkında 4342 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılması için Konya Valiliği İl Mera Komisyonu Başkanlığı’na bildirimde bulunulduğu, anılan yazı üzerine dava konusu … tarih ve … sayılı İl Mera Komisyonu kararıyla; davacı hakkında suç duyurusunda bulunulmasına ve meranın işgal edildiği yıllara ait ot verim zararının tahsili için dava açılmasına, … sayılı parselin 198.196 m²'lik kısmının eski haline getirilmesi için gerekli bedelin davacıdan istenilmesine karar verildiği anılan kararın davacıya bildirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre davacının … sayılı parselde bulunan araziye tecavüzde bulunduğu açıktır. Bununla birlikte davacıdan istenilen eski hale getirme bedeli hesaplanırken davacının … sayılı parselde tecavüzde bulunduğu alan olarak gösterilen 198.196 m2'lik alanın ne şekilde hesaplandığı yönünde çekişme bulunduğu görülmektedir. Bu kapsamda, gerek davacı tarafından dava dilekçesinde söz konusu alanın 50.000 m2 olduğu ileri sürülmüş, gerekse de İdare Mahkemesince davacının tecavüzde bulunduğu alanın net olarak tespit edilmediği gerekçesine yer verildiği anlaşılmıştır.
Olayda, davacı hakkında 17/05/2012 tarihinde Jandarma tarafından düzenlenen olay yeri tespit tutanağında davacının … sayılı parselin 125.000 m2'lik kısmına tecavüzde bulunduğunun tespit edildiği, ancak tutanakta söz konusu tespitin ne şekilde yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama (ölçüm, kroki vb.) bulunmadığı gibi tutanağı imzalayanlar arasında bu tespiti yapabilecek kimsenin de olmadığı görülmüştür. Öte yandan, davalı idarece gönderilen belgeler arasında yer alan ve kadastro teknisyeni … tarafından 29/05/2012 tarihinde yapıldığı belirtilen ölçümde 198.196 m2'lik alana tecavüzde bulunulduğu tespit edilerek buna ilişkin bir krokinin de eklendiği görülmüştür. Ayrıca, söz konusu tespit esas alınarak davacı hakkında Çumra Kaymakamlığı’nın … tarih ve … sayılı kararıyla 3091 sayılı Kanun uyarınca müdahalenin menine kararı verilmiş; bu kararda da tecavüzlü alan 198.196 m2 olarak gösterilmiş ve anılan karar itiraz veya dava edilmeksizin kesinleşmiştir.
Bu itibarla, dava konusu edilmemesi nedeniyle bakılmakta olan davada hukuki denetime elverişli olmayan müdahalenin menine ilişkin karar uyarınca, davacının dava konusu meraya tecavüz ettiği alanın 198.196 m2 olarak kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, Mera Kanunu'nun 4. maddesine göre bu alan esas alınarak eski konumuna getirme bedeli istenileceği de tabiidir.
Bu kapsamda, ziraat mühendisince dava konusu alanın eski haline getirilebilmesi için yapılması gerekli olan masrafları gösteren detaylı bir liste çıkartılmış, her bir dekar için hesaplanan masraf ile tecavüz edilen alanın çarpımı sonucu bulunan eski konumuna getirme bedeli esas alınarak dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bu durumda, meraya tecavüz edildiği sabit olan alan esas alınarak Mera Kanunu uyarınca hesaplanan eski konumuna getirme bedelinin istenilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin kararının temyize konu iptale dair kısmının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/11/2021 tarihinde esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
GEREKÇEDE KARŞI OY :
X- Uyuşmazlıkta, davacının meraya tecavüz ettiği alanın; Jandarma tarafından tutulan 17/05/2012 tarihli olay yeri tespit tutanağında farklı, dava dilekçesindeki davacı beyanında farklı, kadastro teknisyeni tarafından bulunan ve müdahalenin meni kararına konu olan hesaplamada farklı olduğu görülmektedir. Öte yandan, eski konumuna getirme masrafının ziraat mühendisince hesaplandığı anlaşılmakta ise de, bu bedelin hangi veriler esas alınarak tespit edildiği ve dayanağının ne olduğunun belirtilmediği gibi, meraya verilen zarar yerinde tespit edilmeksizin, her türlü zarara karşılık gelecek ve olayın özelliklerine uygun olmayacak şekilde bedel tespitinin mümkün olmadığı açıktır.
Bu durumda, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak meraya yapılan tecavüzün ne kadarlık bir alanı kapsadığının ve meranın eski hale getirilmesi için yapılması gereken masrafın ortaya konulması gerektiğinden, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
