
Esas No: 2017/2324
Karar No: 2021/6184
Karar Tarihi: 08.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/2324 Esas 2021/6184 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2324
Karar No : 2021/6184
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde ... Akaryakıt Dağıtım Nakliye Pazarlama Turizm Madeni Yağ Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi'nin muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; olayda, davalı idarece amme alacağının asıl borçlu şirketten takibi ve tahsili için yapılmış mal varlığı araştırmasına dair dosyaya bilgi ve belge ibraz edilmediği gibi bu yolda bir araştırma yapıldığı hususunda da herhangi bir itiraza yer verilmediği, bu durumda, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilip edilemeyeceği hakkında herhangi bir araştırma yapılmaksızın kanuni temsilci sıfatıyla davacının takibi mümkün olmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dosyadaki belgelerde görüleceği üzere şirket hakkında gerekli mal varlığı araştırmasının yapıldığı, kamu alacağının şirketten tahsil imkanının bulunmaması nedeniyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, asıl borçlu şirketin tasfiyesi tamamlanmadan vergi alacağının şirketten tahsil edilip edilemeyeceğinin belli olamayacağı, mal varlığı araştırmasına dair herhangi bir belgenin dosyada bulunmadığı, asıl borçlu şirketin tasfiyeye girdiği dikkate alındığında sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 08/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Uyuşmazlıkta her ne kadar asıl borçlu şirket nezdinde gerekli mal varlığı araştırmasının yapılmadığı gerekçesiyle karar verilmiş ise de, asıl borçlu şirketin 18/11/2002 tarihinde tasfiyeye girdiği, öte yandan ispat yükü üzerine düşen davacı tarafından asıl borçlu şirketin mal varlığının bulunduğuna dair herhangi bir itiraz (veya somut bilgi / belge) ileri sürülmediği, bu haliyle asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının tahsili için kanuni temsilci olan davacının sorumluluğuna gidilebileceği açık olup, Vergi Dava Dairesince asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği, düzenlendi ise usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, davacının ihtilaflı dönemlerde kanuni temsilcilik sıfatını haiz bulunup bulunmadığı vb. hususların araştırılması suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
