Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/224
Karar No: 2021/2246
Karar Tarihi: 08.11.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/224 Esas 2021/2246 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/224
Karar No : 2021/2246

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 07/09/2020 tarih ve E:2019/11647, K:2020/2815 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜREC İ :
Dava konusu istem: 02/09/2012 tarih ve 28399 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrası ile 6. maddesinin 2. fıkrasının (ç) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 07/09/2020 tarih ve E:2019/11647, K:2020/2815 sayılı kararıyla;
Davacı tarafından iptali istenen Yönetmelik hükümlerinin yalnızca ceza infaz kurumunda bulunan "hükümlüler" için uygulanacak kuralların belirlenmesine ilişkin olduğu, hakkında herhangi bir suçtan kesinleşmiş hapis cezası hükmü bulunmadığı anlaşılan davacının, görülmekte olan davadaki güncel menfaatinin son bulduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2577 sayılı Kanun'a göre güncel menfaat şartının ehliyet kapsamında ilk inceleme aşamasında aranacak bir husus olduğu, güncel menfaatin davanın açıldığı sırada bulunmasının yeterli olduğu, davanın devamı boyunca aranmasının Danıştay içtihatlarına aykırı olduğu, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay'da temyiz aşamasında olduğu, Daire kararı tarihi itibarıyla hükümlü olmadığı ancak Yargıtay incelemesi sonrası bir ihtimal yeniden hükümlü durumuna geçebileceği, dolayısıyla Daire kararına göre tekrar güncel menfaatinin oluşacağı bu durumda tekrar dava açmak zorunda kalabileceği, bu durumun hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı ileri sürülmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Davacı ... Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan bir yıl on üç ay hapis cezası ile cezalandırılmış, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi sonrası kesinleşmesi üzerine … Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunmakta iken, açık ceza infaz kurumuna ayrılmak amacıyla yaptığı başvuru İdare ve Gözlem Kurulunca … tarih ve … sayılı kararla reddedilmiş, bu karara karşı … İnfaz Hakimliğine yaptığı itiraz … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararla reddedilmiş, son olarak ... Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itirazın .. tarih ve D İş…. sayılı karar ile reddi üzerine, anılan kararlara dayanak Yönetmeliğin ilgili maddelerinin iptali istemiyle temyizen bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın İkinci Kısmında "Temel Hak ve Ödevler" düzenlenmiş, Birinci Bölümünde, Genel Hükümler belirlenmiş, bu Bölümde yer alan "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesinde; "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda metnine yer verilen 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; hükümlü olan davacının mahkumiyetinin infazı devam ederken 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7188 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286. maddesine getirilen ek fıkra uyarınca, istinafta kesinleşen ceza hükmüne temyiz kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının tanındığı, davacı tarafından hakkında görülen ceza yargılaması dosyasında temyiz talebinde bulunulduğu ve hükümlülük sıfatının ortadan kalktığı, ceza davası dosyasının Yargıtayda temyiz incelemesinde ve yargılamanın halen devam etmekte olduğu görülmektedir.
Olayda, davacının kesinleşen mahkumiyet hükmünün infazı devam ederken, yapılan yasal değişiklik sonrası infazın durdurulduğu ve davacıya temyiz kanun yoluna başvuru olanağının tanındığı, Yargıtay aşamasında olan yargılamanın halen devam etmekte olduğu, davacının mahkumiyet kararının kesinleşmesi ile yakın tarihte tekrar hükümlü hale gelebileceği göz önüne alındığında, düzenlemenin davacının hukukunu etkileyebilecek nitelikte olduğu bu itibarla iş bu davayı açmada meşru, kişisel ve güncel menfaatinin varlığının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde, davacı tarafından Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin 5. maddesinin 1. fıkrası ile 6. maddesinin 2. fıkrasının (ç) bendinin iptali istemiyle açılan davada, davayı sürdürecek şekilde kişisel ve güncel menfaat ilişkisinin bulunmaya devam ettiği anlaşıldığından işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 07/09/2020 tarih ve E:2019/11647, K:2020/2815 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 08/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi