9. Hukuk Dairesi 2015/32323 E. , 2019/4793 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 26/08/2006-28/03/2013 tarihleri arasında çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin olduğunu, davacının fazla çalışma alacaklarının ödenmediğini, maaşlarının sürekli geç ödendiğini, bayram ücretleri ile yol ve yemek ücretlerinin ödenmediğini, bu nedenle davacının iş akdini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, asgari geçim indirimi, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...Ş. vekili, davacının ödenmemiş fazla çalışma, bayram ve genel tatil, izin ve asgari geçim indirimi alacağı olmadığından davacı tarafından yapılan feshin haklı olmadığını, kıdem tazminatı dışındaki alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin pasif husumeti olmadığını, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının) ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Ayrıca kararın gerekçesi ile hükmün birbirine uyumlu olması, bir başka anlatımla gerekçe ile hüküm fıkrasının çelişmemesi de gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin gerekçesinde davacının iş sözleşmesinin tazminat ödemesini gerektirmeyecek şekilde haklı nedenle feshedildiğinin ispatının davalı işverende olduğu ve davalının fesih gerekçesini ispat edemediğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı belirtilmiş ve hükümde ise kıdem tazminatına hükmedilmiştir.
Dosya kapsamında davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği iddiası bulunmakta olup, Mahkemece bu şekilde dosyayla ilgisiz olacak şekilde gerekçe yazılarak gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır.
Benzer çelişki ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi talepleri yönünden de mevcut olup, gerekçede bu alacak talepleri yönünden davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi alacağına hak kazandığının belirtilmesine rağmen, hükümde taleplerin reddine karar verilmiştir.
Ayrıca davacının talepte bulunmadığı hafta tatili ve ücret alacaklarına da hak kazandığı yönünde gerekçe oluşturulmuştur.
Diğer taraftan Mahkemenin gerekçesinde fazla çalışma ücretinden takdiren % 20 oranında hakkaniyet indirim yapıldığı belirtilmesine rağmen yine çelişki oluşturacak şekilde hükümde % 10 hakkaniyet indirimi yapılarak sonuca gidilmiştir.
Gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, işin esası incelenmeksizin kararının bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Ayrıca Mahkemece hükmedilen alacak kalemlerinde davada birden fazla davalı olmasına rağmen hangi davalıdan olduğu da belirtilmeksizin sadece "davalıdan tahsiline" şeklinde hüküm kurulması, buna rağmen hükmün vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin fıkralarında müştereken ve müteselsilen şeklinde sorumluluk esasının belirlenmesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.