11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2588 Karar No: 2019/3285 Karar Tarihi: 28.03.2019
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2588 Esas 2019/3285 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın sahte fatura düzenleme iddiasıyla açılan davada, sağlık sorunları nedeniyle iş bulamadığını, iş yerini açacağı kişinin kendisine yanında bulunan şahsa vekalet verdirdiğini ancak daha sonra kişilere ulaşamadığını ve iş yerinin boşaltıldığını belirttiği görülmüştür. Mahkeme, suça konu faturaların sanığın tarafından düzenlendiğine dair somut delil bulunmadığına dikkat çekerek, faturaların kanaat oluşturacak sayıda temin edilerek faturadaki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığının sorulması gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, suça konu faturaları kullanan kişilerin ve tanıkların dinlenmesine ve bilirkişi incelemesi yapılmasına hükmedilmiştir. Kararda, TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği hatırlatılarak, yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, Anayasa Mahkemesi Kararı (08.10.2015, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar) ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/2588 E. , 2019/3285 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
1)Sanık hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmalarında sağlık sorunlarından dolayı iş bulup çalışamadığını, daha önceden tanığı... isimli soyismini tam hatırlayamadığı kişinin kendisine sabıkası olduğu için dükkan açamadığını belirterek üzerine reklam pano işiyle ilgili bir dükkan açacağını söylediğini, kendisini "asgari ücret bağlarız hem sigortan olur" diyerek notere götürdüklerini, ve "seni bir aksilik olur bulamayız" diyerek yanında bulunan 40-45 yaşlarında ismini hatırlamadığı bir şahsa vekalet verdirdiklerini, sonra beklemesini istediklerini ancak aradan zaman geçmesine rağmen bu kişilere ulaşamadığını, iş yerine gittiğinde boşaltılmış olduğunu gördüğünü ve mağdur olduğunu, yaklaşık 4-5 ay sonra cezaevine girdiğini, firma ile ilgili bir kısım belgeleri imzaladığını kabul ettiğini ancak şirketin işlerinin yürümesi ile ilgili herhangi bir belgeye imza atmadığını belirtmesi; bilirkişinin 25.08.2014 tarihli raporu ile şirkete ait imza beyannamesi, yoklama fişi ve işe başlama bırakma bildirimi üzerindeki ... adına atılı bulunan imzaların sanığın eli mahsulü olduğu tespit edilmiş ise de, sanığın savunmasında firma ile ilgili bir kısım belgeleri imzaladığını kabul etmesi ancak bunları da ...isimli şahsın kendisine kalacak yer konusunda yardımcı olması nedeniyle imzaladığını beyan etmesi; UYAP üzerinden yapılan sorgulamada sanığın 03.11.2008 tarihinden 30.05.2011 tarihine kadar cezaevinde hükümlü olarak bulunduğunun tespit edilmesi ve dosyada mevcut 16.07.2010 tarih ve ... sayılı Vergi Tekniği Raporundan suça konu faturaların sanık tarafından düzenlendiğine dair somut delillerin bulunmaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; öncelikle her takvim yılına ait suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilmesi ile bu faturaların sanığa gösterilerek faturalardaki imza ve yazıların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylediği takdirde ise suça konu faturaları kullanan şirket yetkilileri/kişiler tanık olarak dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesine sanığın iştiraki olup olmadığının sorulması, gerekirse sanıkla yüzleştirme yapılması; sanığın savunmasında bahsettiği ... isimli kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılması ile bu kişinin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi; suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ve tespiti halinde ..."ya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, toplanan tüm delille birlikte tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması, 2)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.