Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı, icra takibini .... İnş.San.Tic.Ltd.Şti - ..... İnş. Taah.İth.İhr.San.Tic.Ltd.Şti. iş ortaklığı hakkında yapmış olup, bu ortaklığı oluşturan şirketler hakkında ayrı ayrı takip yapmadığından, mahkemenin bu şirketler yönünden takibin iptali kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, alacaklının bu şirketlere yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
Alacaklının diğer borçlu A. E. E. hakkında temyiz incelenmesine gelince;
Alacaklı, borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçmiş, ancak takibe dayanak aldığı bononun bedelinin bir kısmını (197.500 YTL) takip konusu etmiştir. Yukarıda açıklanan borçluların itiraz ve şikayetleri üzerine mahkemece yapılan incelemede; bononun 550.000 YTL miktarlı olduğunu, bunun keşideciler ile lehtar arasında tanzim edilen sözleşmelerin teminatı olarak keşideciler tarafından lehtara verildiğini, alacaklının 550.000 YTL"lik bu bononun sadece 197.500 YTL"lik kısmı için takip yapması karşısında, sözü edilen bononun teminat olarak verildiğini bildiği gerekçesiyle İİK"nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Konu ile ilgili TTK"nun 599.maddesi hükmü aynen (Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def"ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.) hükmünü içermektedir.
Takip konusu bono, lehtarın cirosu ile .... Pazarlama İnş. Petrol Taah. Harf.San. ve Tic.Ltd.Şti"ne, bu şirketin cirosu ile de takip alacaklısı şirkete geçmiştir. Takip alacaklısının lehtar ile keşideciler arasındaki ilişkiyi bildiği somut ve inandırıcı belgelerle ispat edilmemiş, mahkemenin kabule yönelik gerekçesi yukarıda açıklanan Kanun maddesine uygun bulunmamaktadır. Bu nedenlerle borçlu A. E. E."nin bu yöne ilişkin şikayetinin reddi ile itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.