9. Hukuk Dairesi 2016/23478 E. , 2019/4742 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi davacı vekilinin duruşma talep etmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26/02/2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilin davalıya ait bankada 02.01.1997-31.07.2014 tarihleri arasında kesintisiz olarak değişik birimlerde çalıştığını, son olarak ... Şubesinde görev yaptığını, iş akdini emeklilik nedeni ile feshettiğini ancak kıdem tazminatının ödenmediğini, son aylık brüt ücretinin 6.961,50 TL olduğunu, davalı bankada eski çalışanlara yıllık izin süresinin 30 gün üzerinden uygulandığını, 17 yılı aşkın hizmet süresi nedeniyle toplam 510 gün izin hakkının bulunduğunu, buna rağmen izinlerinin önemli bir bölümünü kullanamadığını, iş akdinin feshinde sadece 83 günlük izin ücretinin ödendiğini ileri sürerek; kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının işyerinden ayrılır ayrılmaz HSCB Bank A.Ş. de Şube Yöneticisi olarak işe başladığını, böylece davacının işyerinden ayrılmasının amacının emeklilik olmadığını, daha iyi şartlarda iş bulduğu için müvekkil şirketten ayrıldığını, işyerinden ayrılırken iradesinin emeklilik olmadığını, dolayısı ile kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının kullandığı izinlerini gösterir kayıtların özlük dosyasında mevcut olduğunu, davacıya 83 günlük izin ücreti karşılığı olarak 15.060,80 TL ödendiğini, davacının izin ücreti alacağının da bulunmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacı işçi, emeklilik nedeni ile iş akdini sonlandırdığını ileri sürerken; davalı işveren, davacının iradesinin emeklilik olmadığını daha iyi şartlarda iş bulduğu için işten ayrıldığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının 16.07.2014 tarihli ihtarnamesinde, 31.07.2014 tarihi itibari ile 15 yıllık sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme süresini tamamlaması nedeni ile 31.07.2014 tarihi itibari ile işten ayrılacağını davalıya bildirdiği ancak 18.07.2014 tarihinde yani ihtarnameden 2 gün sonra dava dışı bir banka ile görüşme yaptığı, dolayısı ile iş akdini emeklilik nedeni ile değil başka bir işyerinde çalışmak için sonlandırdığı gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Objektif iyiniyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını belirtmiştir. Bu nedenle iş ilişkisinde de fesih hakkını kullanan tarafın bu kurala dikkat etmesi gerekir. Kaldı ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun fesih hakkını düzenleyen 435. maddesinde bu kuraldan açıkça söz etmektedir.
İşçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve prim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Hakkın kötüye kullanılmadığı sürece işçinin herhangi bir neden belirterek veya neden belirtmeden ayrılması, kıdem tazminatını hak kazanmasını etkilememelidir. Zira yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. Ayrıca çalışma hakkı anayasal bir haktır.
Somut uyuşmazlıkda, davacı işçi emeklilik nedeni ile iş akdini feshetmeden önce dava dışı banka ile iş sözleşmesi imzalamadığı gibi dava dışı banka adına herhangi bir çalışmada da bulunmamıştır. Davacının emeklilik nedeni ile davalı nezdindeki iş akdini feshetmeden önce dava dışı banka ile sadece iş görüşmesi yapması hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilemez.
Mahkemece, kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine hükmedilmesi hatalıdır.
3- Davacının yıllık izin ücreti alacağının bulunup bulunmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Davacı vekili; müvekkiline yıllık izin süresinin eski çalışan olması sebebi ile 30 gün üzerinden uygulandığını, iş akdinin feshinde 83 günlük izin ücretinin ödendiğini ileri sürerek alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili; davacının kullandığının izinlerin kayıtlarının mevcut olduğunu, 2013 yılından itibaren çalışanların kullandığı izinleri onaylamalarının ardından banka iç elektronik yazışma sistemine yükleneceğinin kabul edildiğini, davacıya bakiye 83 günlük izin karşılığı ücretinin ödendiğini ve herhangi bir alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, yıllık 30 gün üzerinden ve sunulan kayıt ve ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek alacak hüküm altına alınmıştır.
Her şeyden önce dosya içerisinde yer alan yıllık izin belgeleri incelendiğinde, hafta tatili ve genel tatil günlerinin de izin sürelerinden sayıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle söz konusu hesaplama hatalıdır.
Ayrıca, davalı işverence 2013 yılından itibaren çalışanların kullandığı izinleri sistem üzerinden onayladığı savunulmuş olup, bu hususta da herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacının, davalı nezdindeki izinlerini kullanırken sistem onayı yapıp yapmadığı araştırılarak yıllık izin süresi bu araştırma sonucuna göre değerlendirilmeli, ayrıca hafta tatili ve genel tatillere denk gelen günlerin yıllık izinde geçen sürelerden sayılmayacağı da dikkate alınmalıdır.
Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 2.037.00 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya, davacı yararına takdir edilen 2.037.00 TL. duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililerine iadesine, 26/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.