
Esas No: 2018/3022
Karar No: 2021/3838
Karar Tarihi: 16.11.2021
Danıştay 13. Daire 2018/3022 Esas 2021/3838 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3022
Karar No:2021/3838
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Fonu (…)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilen … A.Ş.'den kredi kullanan …Gıda Ürünleri Üretim Pazarlama Ltd. Şti. ve … Mühendislik Mimarlık İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin kanuni temsilcisi olan davacıdan, anılan şirketlerin … A.Ş.'den kullandığı kredilerden kaynaklanan toplam 82.926.293,00.-TL Fon alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce Dairemizin 26/10/2015 tarih ve E:2010/2004, K:2015/3688 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; … A.Ş'nin sahibi …'in kardeşi olan davacının ortağı ve kanuni temsilcisi olduğu şirketler tarafından bankadan çekilen kredilerin, doğrudan veya dolaylı yollardan …'in hesaplarına aktarılmasında, davacının kişisel olarak sorumluluğu bulunduğu gibi, adı geçen şirketler tarafından bankaya geri ödenmeyen ve şirketlerden tahsil olanağı bulunmadığı açık olan fon alacaklarının ödenmesinde 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca davacının kanuni temsilci sıfatıyla da sorumluluğunun bulunduğu, kanuni temsilcisi olduğu şirket tarafından kullanıldığı hâlde … A.Ş.'ye geri ödenmeyen ve 5411 sayılı Kanun’un atıf yaptığı 4389 sayılı Kanun’un amir hükmü uyarınca Fon alacağı niteliği kazanan borcun (kredilerin), 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi kapsamında tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, asıl borçlu olan şirketler hakkında 6183 saylı Kanun uyarınca yapılmış ve sonuçsuz kalmış herhangi bir cebri icra işlemi olmadığı, faizin 6183 sayılı Kanun'a aykırı olarak işletildiği, borçların tahakkuk ettiği tarihte şirketlerin kanuni temsilcisi olmadığı, zaman aşımı süresinin dolduğu, İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerden sarfınazar edilmeden 6183 sayılı Kanun'a göre takibe başlandığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının … Gıda Ltd. Şti. ve …Mühendislik Ltd. Şti.'nde şirketleri temsil ve ilzama yetkili müdür olduğu, aynı zamanda şirketlerin ayrı ayrı yüzde elli hissesine sahip olduğu, davacının kullanılan kredilerden bazılarında şahsi kefaletinin de bulunduğu, Fon'un her türlü alacağını 6183 sayılı Kanun'a göre takip etme yetkisinin olduğu, Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının %50 oranında hissedarı aynı zamanda temsil ve ilzama yetkili şirket müdürü olduğu … Gıda Ürünleri Üretim ve Pazarlama Ltd. Şti. ile …Mühendislik Mimarlık İnşaat Ticaret Ltd. Şti. tarafından 1997 ve 1998 yıllarında …'ten kullanılan kredilerin geri ödenmediği, …in 12/12/1998 tarihinde Fon'a devredilmesi üzerine söz konusu kredilerin Fon tarafından 23/08/2001 tarihinde temlik alındığı ve Fon Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla kredilerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibine karar verildiği, anılan şirketlerden herhangi bir tahsilat sağlanamadığı gerekçesiyle 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca şirketlerin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında takip işlemlerine başlandığı, söz konusu kamu alacağının tahsili amacıyla davacıya … tarih ve …sayılı ödemeye çağrı mektubunun gönderildiği, ödemeye çağrı mektubunda öngörülen bir aylık süre içinde borcun ödenmediğinden bahisle … tarih ve … sayılı ödeme emrinin gönderildiği, ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15/3. maddesinde, Fon'un, devraldığı alacağın takibine, alacağın devralındığı gün itibarıyla banka defter, kayıt ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve sair giderlerin toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden başlayacağı, bu alacakların, Fon tarafından devralındığı tarihten itibaren amme alacağı niteliğini kazanacağı ve birikmiş alacak tutarına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağı belirtilmiş; 15/7-b maddesinde ise, madde kapsamında kalan alacaklara zararın ve/veya alacağın doğmasına sebebiyet veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Fon Alacaklarının Tahsilinde Kullanılacak Usul ve Esaslara İlişkin İşlem Yönergesi'nin 23. maddesinin ikinci fıkrasında, "Fona devir edilen alacaklardan firmanın ana alacak dosyası için Fona devir tarihinden önce İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre takibi başlatılmış olanlar ile Fona devir tarihinden sonra ancak 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmesi kararından önce İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış icra takipleri açısından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilecek borç;
İcra takip talebinde belirtilen alacak miktarı ve temerrüt faiz oranı esas alınmak sureti ile Fon'a devir tarihi esas alınmaksızın icra takip talebinde belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilmesi kararı tarihine kadar temerrüt faizi uygulanmak, yapılan tahsilatlar ve masraflar yapıldığı tarihte ana paradan indirilip veya eklenmek sureti ile tespit edilir. Bu suretle hesaplanan toplam borç 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takibe esas amme alacağıdır." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
4389 sayılı Kanun'un 15/3. ve 15/7-b maddelerindeki düzenlemeler irdelendiğinde, 15/3'te yer alan alacakların Fon tarafından devralındığı tarihten itibaren amme alacağı niteliğini kazanacağı ve birikmiş alacak tutarına 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağı; 15/7-b maddesindeki alacaklar açısından ise, bu alacakların doğmasına sebebiyet veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağı belirtilmesine rağmen, aktarılan Yönerge'de, Fon alacakları için, alacağın Fon'a devrinden önce İcra ve İflas Kanunu'na göre takibe geçilmişse, bu alacakların 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilmesi kararı tarihine kadar temerrüt faizi uygulanması, bu tarihten sonra ise 6183 sayılı Kanun'a göre gecikme zammı uygulanması gerektiği belirtildiğinden, anılan Yönerge hükmünün gecikme zammı ve temerrüt faizi hesabı yönünden Kanuna aykırı olduğu görülmektedir.
Bu noktada, bakılan davada, anılan Yönerge'de yer alan temerrüt faizi ve gecikme zammı hesabının bakılan uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağı hususu bir ön sorun teşkil etmektedir.
Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı kuşkusuzdur. Normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunmakta ve daha sonra gelen kanunlar yürürlüğünü Anayasa'dan, tüzükler yürürlüğünü kanunlardan, yönetmelikler ise yürürlüğünü kanun ve tüzüklerden almaktadır. Dolayısıyla, bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün değildir. Belirtilen hiyerarşinin, yönetmelikler bakımından bir ifadesi niteliğini taşıyan uyuşmazlık tarihindeki Anayasa'nın 124. maddesinde de, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri kuralına yer verilmiştir. Kanunlar ve yönetmelikler açısından yukarıda belirtilen bu durum, daha alt düzeyde yer alan diğer hukuksal metinler ve idari işlemler açısından da geçerlidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 4. fıkrasında ise, "...Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." kuralı ile, idari yargı mercilerine, bireysel işlemlerin yargısal denetiminde, bu işlemlerin dayanağı ikincil nitelikteki düzenleyici işlemleri ihmâl etme yetkisi tanınmıştır.
Belirtilen bu durum karşısında, Yönerge'deki temerrüt faizi ve gecikme zammı hesabı yasal düzenlemeye aykırı olduğundan, uyuşmazlığa konu Fon alacağının hesaplanmasında, Yönerge'deki düzenleme yerine yasa kurallarının uygulanması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının kanuni temsilcisi ve %50 ortağı olduğu …Mühendislik Mimarlık İnşaat Tic. Ltd. Şti. ve …Gıda Ürünleri Üretim ve Pazarlama Ltd. Şti. firmalarının Korkmaz Yiğit hakim ortak grubu şirketlerinden olduğu ve şirketlerden … Mühendislik Ltd. Şti.'nin Fon tarafından temlik alınan kredilerini …'ten 14/08/1997 ile 16/10/1998 tarihleri arasında kullandığı, … Gıda Ltd. Şti.'nin ise 27/08/1997 ile 30/04/1998 tarihleri arasında kullandığı anlaşılmakta olup, dava konusu ödeme emrindeki alacağı oluşturan kalemler arasında bu krediler ve faizi ile birlikte icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin de bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu ödeme emrinin konusu olan alacak tutarının içeriğinde, 4389 sayılı Kanun'dan doğan asıl kredi alacağı ve faizine ilişkin toplam tutar ile davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketlerden olan alacağın tahsili aşamasındaki mahkeme ve icra giderlerine dair icra inkar tazminatı ve yargılama giderleri gibi tutarların da eklenmesi suretiyle toplam borç tutarının belirlendiği, ancak söz konusu alacak kalemlerinin niteliklerinin ve tahsil usüllerinin farklı olduğu, nitekim asıl kredi alacağı, faiz başlangıç tarihi ile uygulanacak faiz oranlarının farklı hükümlere; vekâlet ücreti, ilam harcı, icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinden oluşan borç tutarına uygulanacak faiz başlangıç tarihi ve uygulanacak faiz oranlarının ise farklı hükümlere tabi olduğu, diğer taraftan, farklı nitelikteki alacaklardan oluşan borç tutarına yapılacak itirazların da farklı şekillerde yapılacağı, bu nedenle davacıya kredi asıl alacak ve faizler toplamından oluşan alacak tutarı toplamı ile diğer yargılama giderlerinden oluşan alacak tutarı toplamının tahsili için ayrı ayrı alacak takibi yapılarak itiraz hakkının açık ve net bir şekilde kullandırılması gerektiği, öte yandan, … A.Ş.'den … hakim ortak grubu tarafından kullanılan ve geri ödenmeyen kredilerin 23/08/2001 tarihinde Fon tarafından temlik alındığı, ancak davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketlerin geri ödenmeyen kredilerinden kaynaklanan borç hesaplanırken, alacağın 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsiline karar verilmesine ilişkin Fon Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararına kadar olan sürede borca temerrüt faizi yürütüldüğü, 4389 sayılı Kanun'un 15/3 maddesi uyarınca alacağın Fon tarafından temlik alınmasından itibaren 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesinde yer alan gecikme zammı uygulanması gerekirken 2005 yılına kadar borca temerrüt faizi işletildiği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, farklı nitelikteki alacakların tek bir ödeme emrine dahil edildiği ve dava konusu alacağa ilişkin gecikme zammı ve faiz hesabının hukuka aykırı olarak yapıldığı görüldüğünden, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
