
Esas No: 2015/3972
Karar No: 2021/3894
Karar Tarihi: 17.11.2021
Danıştay 13. Daire 2015/3972 Esas 2021/3894 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/3972
Karar No:2021/3894
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Römorkör ve Kılavuzluk A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlâl ettiklerinden bahisle,... Kılavuzluk A.Ş. ve ... Kılavuzluk ve ...Hizmetleri İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında yaptığı şikâyet üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, anılan şirketler hakkında idari para cezası verilmesine gerek olmadığı yönünde alınan ... tarih ve ... sayılı Rekabet Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce; dosyada yer alan bilgi ve belgeler ile ... tarih ve ... sayılı soruşturma raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirketin "aday kılavuz kaptanlara staj yaptırılmayarak rekabetin ihlâl edildiği" iddiasına ilişkin olarak; ... ve ... şirketlerinin, yetkili teşkilatın kendi yetki alanları dışında yer alan deniz alanında veya kendi bünyesinde istihdam etmediği stajyerlere staj yaptırabilmesi hukuken ve fiilen mümkün olmamasına rağmen, TCDD Derince Liman İşletme Müdürlüğü ile Denizcilik Müsteşarlığının talebi doğrultusunda başvuran kendi şirketlerinde çalışmayacak olan 3 kılavuz kaptana staj yaptırdığının tespit edildiği, davacı şirket tarafından aksini ispatlayan bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı, mevzuatta kaptanlara kılavuz kaptan adayı olarak staj yaptırılabilmesi için yetkili kılavuzluk teşkilatında aday kılavuz kaptan olarak istihdam edilmesi ve bu istihdamdan kaynaklanan yükümlülüklerin yetkili kılavuzluk teşkilatı tarafından üstlenilerek yerine getirilmesi gerektiği, yetkili kılavuzluk teşkilatını kendi bünyesinde çalıştırmayı düşünmediği başvuran tüm istekliler için söz konusu yükümlülük altında bırakmanın doğru bir yaklaşım olmayacağı, ilgili mevzuat gereği yapılan stajın sadece o liman için geçerli olduğu, bilfiil çalışılmadığı hâlde de ehliyetinin iptalinin söz konusu olduğu, bahse konu limanda kılavuzluk hizmetlerinin münhasıran sunulduğu, bu itibarla yetkili kılavuzluk teşkilatının kendi bünyesinde çalıştırmayı düşünmediği kişilere staj yaptırmasının staj yapan kişiler açısından da anlam taşımayacağı, mevcut durumda ilgili pazarda faaliyet gösteren konsorsiyumun kendi bünyesinde çalıştırmayı düşünmediği kişilere staj yaptırmasının veya yaptırmamasının ilgili pazardaki rekabet üzerinde bir etkisinin olmayacağı, dolayısıyla davacı şirketin bu iddiasının yerinde olmadığı;
Davacı şirketin, "kılavuz kaptanlara cezai şart öngören sözleşmeler imzalatılarak rekabetin ihlâl edildiği" iddiasına ilişkin olarak, idarece bu konuda şikâyet eden firmada görev yapmış olan tanık olarak gösterilen bazı kılavuz kaptanların ifadelerine başvurulduğu, bu konuda kılavuz kaptanlara taahhütname imzalatıldığının tespit edildiği, ancak bugüne kadar yasal takibe alınan herhangi bir taahhütname bulunmadığı gibi ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı doğrultusunda, kılavuz kaptanlara yaptırım uygulanması amacıyla şirket ana sözleşmesine eklenen 22. maddenin ana sözleşmeden çıkarılarak sicilden terkinine karar verildiği ve bunun 07/05/2010 tarih ve 7559 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlandığı, ayrıca, şikâyet edilen şirketlerin İzmit Limanı'nda doğal tekel konumunda oldukları dosyada yer alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı yazısından görüldüğünden, bu konuda anılan limanda rekabetin ihlâl edilmesine neden olabilecek bir potansiyelin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacı şirketin bu iddiasının da yerinde olmadığı;
Davacı şirketin, "İzmit Limanındaki ticari avantajın İskenderun Limanında kötüye kullanılarak rekabetin ihlâl edildiği" iddiasına ilişkin olarak ise, davalı idarece bu konuda şikâyet edilen şirketlerin İzmit Limanında en büyük müşterisi olan beş firmadan iddialara ilişkin olarak bilgi ve belge istenildiği, anılan firmalarca gönderilen cevabi yazılarda, hâkim durumun kötüye kullanıldığına ilişkin bir muamele ile karşılaşılmadığının belirtildiği, şikâyette yer alan ... Denizcilik ve Ticaret A.Ş. tarafından ise, şikâyet edilen şirketlerce, İskenderun Limanına gelen gemileri için çalışma protokolü yapılması gerektiği, aksi hâlde İzmit Körfezine ilişkin protokolün geçersiz olacağına ilişkin kendilerine bir bildirimde bulunulmadığı gibi faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen veya haksız rekabete yol açan bir eylem ve işleme de maruz kalmadıklarının belirtildiği, dolayısıyla davacı şirketin bu iddiasının da yerinde olmadığı; bu durumda, davacının rekabetin ihlâl edildiği iddialarının yerinde olmadığı, dolayısıyla şikâyet edilen şirketler hakkında idari para cezası verilmesine gerek olmadığı yönünde tesis edilen dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şikâyet edilen teşebbüslerin kendi bünyesinde çalıştırmayı düşünmediği kişilere kılavuzluk eğitimi vermeyi reddettiği, kılavuz kaptanlardan rakip firmalara geçmeleri hâlinde takibe konulmak üzere senet alındığı, İskenderun Limanına gelen gemiler için çalışma protokolü yapılması gerektiği, aksi hâlde İzmit Körfezi protokolünün de geçersiz kılındığı, pazarın rekabete kapalı olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğu, dava konusu Kurul kararında yer alan tespitlerin tamamının idari para cezası uygulanmasını gerektirdiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, yargı kararı üzerine alınan Kurul kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
