
Esas No: 2017/1198
Karar No: 2021/7186
Karar Tarihi: 22.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/1198 Esas 2021/7186 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1198
Karar No : 2021/7186
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla … Gıda İnşaat Bilgisayar Elektronik Hayvancılık Medikal Maden Proje İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti'nin amme borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesince verilen ….tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ihtilaf konusu ödeme emirlerinin "kanuni temsilci" sıfatıyla düzenlendiği anlaşılmış olup, kanuni temsilcilerin, temsilcisi olduğu şirketin vergi borçlarından sorumlu tutulabilmeleri için, ödevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan bir amme alacağının varlığı gerekli olduğu; davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmeden önce asıl borçlu şirket adına düzenlenen vergi/ceza ihbarnameleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği için 2011 yılında yapılan ödeme emri tebliğinin zamanaşımı süresinden sonra yapıldığı anlaşıldığından, tarh zamanaşımına uğrayan amme alacağı için davacı adına tebliğ edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu olayda tahsil zamanaşımının bulunmadığı, bu nedenle usulüne uygun olmayan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve bunlara bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Yasa kuralına göre, kanuni temsilcilerin şirket borçlarından dolayı sorumlu tutulabilmesi için, usulüne uygun olarak takip edilmesine rağmen amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilememiş veya tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulmuş olması ve adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenen kişilerin, amme alacağının vergilendirme, beyan ve vade tarihlerinde kanuni temsilci olarak görev yapmış olmaları gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden, asıl borçlu tüzel kişilikten tahsil edilemeyen vergi borcu nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla takip edilen ve ödeme emri içeriği amme alacağının ilgili olduğu dönemde davacının kanuni temsilci olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır.
Uyuşmazlıkta, asıl amme borçlusu şirket hakkında tarhiyat safhası değerlendirilerek şirket adına düzenlenen ödeme emrinin kesinleşmediğinden bahisle davacı kanuni temsilci adına düzenlenen ödeme emri iptal edilmişse de, şirketle ilgili tarhiyat safhasına inilemeyeceği münhasıran, şirket adına düzenlenen ödeme emrinin kesinleşmesiyle sınırlı inceleme yapılacağı açıktır.
Buna göre, dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin yasada öngörülen şekliyle tebliğ edilip edilmediği ve asıl borçlu şirket hakkında malvarlığı araştırmasının usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı incelenerek davacının kanuni temsilci olarak sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekir.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
