Hukuk Genel Kurulu 2014/1245 E. , 2016/1075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “genel kurul kararının tescil ve ilanı ile birleşen dosyalarda genel kurul kararının iptali” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine dair verilen 31.12.2012 gün ve 2012/415 E., 2012/784 K. sayılı karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.12.2013 gün ve 2013/6189 E., 2013/22366 K. sayılı kararı ile;
“...Asıl dava davacısı birleşen davalar davalısı şirket vekili, müvekkili şirketin 30/05/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağının tescil ve ilan talebinin davalı tarafça reddedildiğini, davalının ret kararının yerinde olmadığını, 30/05/2012 tarihinde 3. kez toplanan genel kurulda gündemdeki maddelerin görüşülerek oylama yapıldığını ve usulüne uygun olarak tamamlandığını, şirket ana sözleşmesinin 15. maddesinde genel kurul toplantıları için toplantı ve karar nisabı belirlendiğini, yine ana sözleşmenin 6., 16. ve 20. maddelerinin değiştirilebilmesi için de farklı toplantı ve karar nisaplarının belirlendiğini, ancak ana sözleşmede ilk toplantılar için bu düzenleme yapıldığını, 2. ve sonraki toplantılarda da bu nisapların aranacağı yönünde bir düzenleme yapılmadığını, yine ana sözleşmenin 19. maddesindeki ortakların 2/3"ünün kararıyla esas sözleşme değişikliklerinin yapılabileceği yönündeki düzenlemenin de ilk toplantılar için öngörüldüğünü, aksinin düşünülmesi halinde ortakları arasında sorun olan şirketlerin ana sözleşmelerinin ilanihaye değişmesinin mümkün olmayacağını ve dolayısıyla şirketin işlemez hale geleceğini, bu nedenle davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun tebcil ve ilan talebinin reddi kararının kaldırılmasının gerektiğini ileri sürerek davalının 15/06/2012 tarihli tescil ve ilan talebinin reddi kararının kaldırılarak davacı şirketin 30/05/2012 tarihli genel kurul kararının tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava davalısı ... vekili, 30/05/2012 tarihli genel kurul toplantısına ait toplantı tutanağında ana sözleşme değişikliğine ait maddelerde belirlenmiş karar nisaplarına uyulmadığı bu nedenle müvekkilinin yapmış olduğu işlemde kanuna aykırılık söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosyalarda davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, şirketin 30/04/2012 ve 30/05/2012 tarihli genel kurul kararının yasaya açıkça aykırı olacak şekilde gerçekleştirildiğini, bu nedenle şirket genel kurul kararlarının iptalinin gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 30/04/2012 ve 30/05/2012 tarihli olağan genel kurullarının ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davacı, asıl davada davalı ve birleşen davalarda davacılar vekilleri davanın reddini istemiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl dava davalısı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Asıl dava davacısının temyiz itirazına gelince, mahkemece, 30/05/2012 tarihli toplantıda 30/04/2012 tarihli genel kurulda görüşülerek karara bağlanan hususların tekrar görüşülüp karara bağlanmasının genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceği görüşü benimsenmesine rağmen, 30/05/2012 tarihli tutanağın 3. ve 4. maddesi dışındaki maddelerinin daha önceki genel kurul tutanağında yer alması nedeniyle bu maddelerin tescil ve ilanında asıl dava davacısının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle asıl dava davacısı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Birleşen dava yönünden temyiz incelemesine gelince, birleşen dava davacıları vekilinin temyiz isteminin ardından Dairemizce yapılan inceleme sırasında, davacı ... vekili ile davacı ... 08/07/2013 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini beyan etmişlerdir. HUMK"nın 311. maddesi uyarınca feragat kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağından, davadan feragat bildirimi hakkında hüküm kurulabilmesi için kararın bu yönden bozulması gerekmiştir...”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukuk Genel Kurulunca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce asıl dava davalısı ... temsilcisinin temyiz istemi bakımından hukuki yarar şartının mevcudiyeti önsorun olarak değerlendirilip tartışılmıştır.
Önsorunun çözümü noktasında, öncelikle bir dava şartı olarak hukuki yarar kavramı üzerinde durulmalıdır:
Mahkemeye yönelik taleplerde hukuki yarar, bir diğer ifade ile hukuki korunma ihtiyacı bulunmalıdır (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, s. 1363 vd. ve özellikle 1387). Bu dava açılmasında olduğu gibi yasa yoluna başvurmada da aranan bir dava şartıdır. Kişinin dava açma ya da yasa yoluna başvurma hakkının bulunması tek başına yeterli olmayıp, bunda hukuki yararının da bulunması gerekir. Yasa yolları bakımından da dava şartları geçerli olup, hakkında yasa yoluna başvurulan kararın düzeltilmesi ya da kaldırılmasında hukuki yararı bulunmayan kimsenin Yargıtaya müracaatta bulunabilmesi mümkün değildir.
Somut olayda mahkemece verilen ilk kararda asıl dava yönünden “…30/05/2012 tarihli genel kurul tutanağının 3. ve 4. maddelerinin Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanına, bu maddeler haricindeki hususların tescil ve ilan talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine…” karar verilmiş; asıl dosya davalısı ... temsilcisinin temyiz itirazı Özel Dairece reddedilmiş, genel kurul tutanağının 3. ve 4. maddeleri dışında kalan maddeler bakımından asıl dosya davacısı lehine olmak üzere karar bozulmuştur.
Asıl dosya davalısı Ticaret Sicil Memurluğu temsilcisinin tüm temyiz itirazlarının reddedilmiş olması ile ilk hükmün ilgili kısmı kesinleşmiş ve bu yön yerel mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığından adı geçenin temyizde hukuki yararın bulunmadığının kabulü gerekir.
Açıklanan durum karşısında asıl dosya davalısı Akhisar Ticaret Sicil Memurluğunun temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Asıl dosya davalısı ... temsilcisinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.