Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/9340
Karar No: 2021/12896
Karar Tarihi: 23.11.2021

Danıştay 6. Daire 2021/9340 Esas 2021/12896 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9340
Karar No : 2021/12896

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVACI) : ...
VEKİLLERİ : Av, ..., Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2016/712, K:2021/6151 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti davacıya ait olan ve taş ocağı sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırma kapsamına alınmasına karşın mülkiyet sorunu nedeniyle kamulaştırılamayan Trabzon ili, Yomra ilçesi, ... Köyü, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın ve üzerindeki evin, taş ocağında yürütülen çalışmalar nedeniyle kullanılmaz hale geldiğinden bahisle 176.759,86- TL maddi tazminatın kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından dava konusu istem talebiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen görev ret kararı sonrasında İdare Mahkemesince görevli yargı yolunun belirlenmesi amacıyla dosyanın ... Mahkemesine gönderildiği ve ... Mahkemesi Başkanlığının ... gün ve E: ..., K: ... sayılı idari yargının görevli olduğuna dair kararı üzerine İdare Mahkemesince; davalı idare tarafından Trabzon ili, Yomra ilçesi, ... Beldesinde açılacak taş ocağı sahası için 2006 yılında alınan kamu yararı kararı kapsamında, kamulaştırma planı içinde kalmasına rağmen mülkiyet sorunu nedeniyle kamulaştırılmayan davacıya ait taşınmazın, taş ocağının faaliyete geçmesi ile birlikte yapılan faaliyetler neticesinde kullanım imkanının kısıtlandığı, nitekim taşınmaz mahallinde yapılan bilirkişi inceleme keşif sonucu hazırlanan raporda yer alan tespitler ve görüntü kayıtları birlikte değerledirildiğinde, taş ocağı faaliyetinin yürütüldüğü yarın üzerinde yer alan taşınmazın aşırı eğime sahip olduğu, taş ocağındaki çalışmalar nedeniyle taşınmazın üzerinde yer alan yapıda hasar oluştuğu, ileriye dönük olarak arazinin kayma riskinin bulunduğu, fen ve teknik koşular bakımından yapıda ikametin sakıncalı olduğunun anlaşıldığı, davalı idare tarafından 2006 yılında alınan kamu yararı kararına ilişkin kamulaştırma planı uyarınca kamulaştırılacak alanda yer alan davacıya ait taşınmaza ilişkin mülkiyet sorunu yargı kararıyla çözüme kavuşturulmasına rağmen kamulaştırma sürecine başlanılmadığı gibi taş ocağında faaliyetin uzun süreden beri devam etmesi nedeniyle taşınmaz üzerinde yer alan konuttan yararlama hakkının kısıtlandığı, bu şekilde idare tarafından yukarıda ifadesini bulan mülkiyet hakkının dokunulmazlığı ilkesinin ihlal edildiği, davalı idare tarafından tesis edilen işlem ve bu işlem uyarınca yürütülen faaliyetler sonucu davacının sahibi olduğu taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkının büyük oranda kısıtlandığının açık olduğu, taşınmaz ve üzerindeki yapı için dava tarihi itibariyle hesaplanan 101.148,58- TL bedelin yine dava açma tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazmini gerektiği sonucuna varılmış, diğer taraftan, 6487 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile 2942 sayılı Kanuna eklenen Geçici 6. maddesi uyarınca, karar harcının ve vekâlet ücretinin maktû olarak hükmedilmesi gerektiğine gerekçeleriyle, tazminat isteminin kısmen kabulü ile 101.148,58-TL'nin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., ... sayılı görev ret kararına konu davanın açıldığı 28/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalı idarece davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Daire since; uyuşmazlıkta esasen davacıya ait taşınmazın kamusal alana ayrılmadığı, bu nedenle de tam olarak bir hukuki el atma nedeniyle tazminat davası niteliğinde olmadığı, özünde bir kamulaştırma bedeli isteminde bulunulduğu, bu nedenle de yapı bedelinin değil sadece arsa bedelinin hesaplanarak hükmedilmesi gerektiği, öte yandan hukuki el atma niteliğinde olmayan uyuşmazlıklarda vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu taşınmazına hukuki değil fiili el atma olduğu, yargı yolunun caiz olmadığı, davacının evinin bulunduğu alan tamamen kamulaştırıldığı, davacının evinin ve taşınmazının kullanılamaz hale geldiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
Davalı idare tarafından; İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği, taşınmaza ilişkin bir kamu yararı kararı bulunduğu, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dava konusu edilen taşınmazın tapusunun iptali ile taş ocağı sahası olarak terkinine karar verilerek İcra İflas Kanununun ilgili maddeleri uyarınca Mahkeme kararının Tapu Sicil Müdürlüğüne tebliğinin gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından; savunma verilmemiştir.
Davalı idare tarafından; davacının kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2016/712, K:2021/6151 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Trabzon ili, Yomra ilçesi, ... Köyü, ... ada, ... parselde bulunan ve mülkiyeti nizalı olan taşınmaz ve üzerindeki ev, taş ocağı sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırma programına alınmıştır. Mülkiyetin nizalı olması sebebiyle kamulaştırılamayan taşınmazla ilgili işlem yapılamamıştır. Daha sonra yapılan yargılama sonucu taşınmaz davacı adına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.
Davacı tarafından taşınmazın ve evin taş ocağında yürütülen faaliyet sebebi ile kullanılamaz hale geldiğinden bahisle 176.759,86-TL zararın tazmini istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde; Herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise; temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Anayasanın 90. maddesi uyarınca uygun bulunan ve iç hukukun bir parçası halini alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek Protokolünün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir." hükmü yer almıştır.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. Bu suretle idarenin sorumluluğu “Anayasa prensibi” olarak kabul edilmiştir. Ancak Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur.
Hizmet kusuru, idari bir işlem veya eylemden doğabileceği gibi, idarenin eksik işlemesinden, dikkatsizliğinden, tedbirsizliğinden, ihmalinden, yasal görevlerin beklendiği ya da gerektiği gibi yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanabilir.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken hizmetin işleyişini sürekli olarak denetlemek ve hizmetin ifası esnasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. İdarenin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmetin kötü veya geç işlemesi veyahut gereği gibi işlememesi ve bu yüzden zarara neden olunması halinin idareye bu zararın hizmet kusuru kriterlerine göre tazmini sorumluluğunu yükleyeceği, bireylerin uğradıkları özel nitelikteki zararların, idari faaliyet ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması koşuluyla tazmin edilebileceği idare hukukunun genel ilkeleridir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde, tam yargı davaları idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasanın "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesinde; "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava; mülkiyeti davacıya ait olan ve taş ocağı sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırma kapsamına alınmasına karşın mülkiyet sorunu nedeniyle kamulaştırılamayan Trabzon ili, Yomra ilçesi, ... Köyü, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın ve üzerindeki evin, taş ocağında yürütülen çalışmalar nedeniyle kullanılmaz hale geldiğinden bahisle 176.759,86- TL maddi tazminatın kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; Karayolları Genel Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı kararıyla kamu yararı kararı verildiği, uyuşmazlığa konu taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildiği, Hazine tarafından davacı aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapuya dayalı meni müdahale davasının, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarıldığı, çekişmeli parsel tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek ... Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla davanın reddine ve taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın ... Hukuk Dairesinin ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, söz konusu karardan sonra kamulaştırma planı kapsamında olması ve hakkında kamu yararı kararı bulunmasına karşın mülkiyet sorunu nedeniyle kamulaştırılamayan taşınmazın kamulaştırılması için 28/05/2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğu, başvurudan sonra taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak herhangi bir tasarrufta bulunulmaması üzerine ... tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E: ... esasına kayden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açıldığı, söz konusu davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E: ..., K: ... sayılı kararıyla görev yönünden reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davalı idarece her ne kadar davacının taşınmazını da kapsayacak şekilde Trabzon ili, Yomra ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde taş ocağı sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırılması amacıyla kamu yararı kararı alınmışsa da, davacıya ait "... ada, ... parsel" sayılı taşınmazın mülkiyet sorunu nedeniyle kamulaştırılamadığı, söz konusu yere dair yapılan yargılama neticesinde taşınmazın mülkiyetinin davacı adına tespit ve tesciline karar verildiği, bu esnada söz konusu yerde sürdürülen taş ocağı faaliyetleri esnasında davacının taşınmazının ve üzerindeki evin zarar gördüğü iddia edilerek, bu zararların tespiti ve kendisine ödenmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıya ait "... ada, ... parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki evin" mülkiyetinin davacıya ait olduğu (yargı kararı ile sabit olduğu anlaşılmış olup) ve bu taşınmaz ile üzerindeki evde davalı idare tarafından kamulaştırma veya fiili el atma şeklinde herhangi bir işlem ve eyleminin söz konusu olmadığı, fakat davalı idarenin taş ocağı sahasındaki çalışmalarından kaynaklandığı iddia edilen, davacıya ait taşınmazda ve üzerindeki evde oluşan hasar ve ziyanların tespit ettirilerek sorumlu olan davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerekmekte olup, İdare Mahkemesince dava konusu taşınmazın ve üzerindeki evin kamulaştırma işlemine esas değerinden ziyade, gerekirse yaptırılacak olan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde taş ocağı sahasındaki faaliyetler nedeniyle oluşan zarar ve ziyanın tespit ettirilerek hesaplanacak olan bedelin, adli yargıda dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davacıya ödenmesi gerekmekte olup, bu nedenle İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 23/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile kararın düzeltilmesi istemlerinin reddi gerektiği düşünüldüğünden çoğunluk kararına katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi