Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/10195
Karar No: 2019/4175
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/10195 Esas 2019/4175 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2018/10195 E.  ,  2019/4175 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ



    DAVA : Davacı, müfettiş raporunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    ... Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
    ...Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    YARGITAY KARARI

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkili Kuruma bağlı ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde denetim yapan iş müfettişleri tarafından düzenlenen 03/04/2015 tarih ve 06 tarihli raporun 1. maddesinde; "Ücretin her ayın 1. günü değil de 11-17. günlerinde ödenmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesine aykırılık teşkil ettiği, yol ücreti ve farklarının Hastane yönetimince işçilere yol ücreti adı altında ödenmesi gerektiği"nin belirtildiğini, bu tespitlerin yerinde olmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32/5. maddesinde ücretlerin her ayın ilk iş gününde ödeneceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı gibi bağıtlanan sözleşme ve eklerinde de böyle bir hükmün bulunmadığını, söz konusu raporda maaşların ayın 11-17"si arasında ödendiğinin belirtildiğini, bu itibarla ücret ödemelerinde herhangi bir gecikmenin olmadığını ve düzenli yatırıldığını, idare tarafından ayni yol yardımının ihale dökümanlarına uygun olarak yapıldığını, sözleşme ve eki ihale dökümanları dışında hak iddia edilmesinin mümkün olmadığını iddia ederek, iş müfettişleri tarafından düzenlenen 03/04/2015 tarih ve 06 tarihli raporun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nde yüklenici alt işveren olarak faaliyet gösteren... Sosyal Hizmet Anonim Şirketi unvanlı işyerinde ... tarihlerinde işin yürütümü yönünden T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri tarafından yapılan tespite göre; hizmet alımı teknik şartnamesinin "Maaşlar" başlıklı 3.5. maddesinde İdare tarafından hak edişlerin yükleniciye ödenmesini izleyen gün içerisinde yüklenici tarafından ilgili aya ait maaş ödemelerinin yapılacağının belirtildiğini, bu bağlamda işçi ücretlerinin ayın 11-17"sinde ödendiğini, İş Kanunu"nun 32. maddesine göre ise ödemenin her ayın ilk günü yapılmasının gerektiğini, mevcut uygulamanın yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca teknik şartnamenin 3.7. maddesine göre işçilere UKOME tarafından belirlenmiş yol ücretinin verilmesi gerektiğini, ancak Derince"ye çalışan halk otobüslerinin indi-bindi ücreti 2,10 TL olduğundan yol ücreti farkının da işçilere ödenerek işçilerin mağduriyetlerinin giderilmesinin gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, "...Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, iş yerinde ücretlerin her ayın 1. günü değil 11-17"inci günü ödenmesinin 4857 sayılı Yasa"nın 32. maddesine aykırılık teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine; dönemlere uyularak ödenmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir. Bu itibarla ücretlerin her ayın 1. günü ödeneceğine ilişkin tespit hukuka uyarlı değildir. Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık da hizmet alımı teknik şartnamesinin 3.7. maddesinde belirtilen yol bedelinin işçilere ne şekilde ödeneceğine ilişkindir. Söz konusu teknik şartnamede yol bedelinin (belirlenen kıstaslar dahilinde) ayni olarak ödeneceğinin belirtildiği, iş yerinde de söz konusu hüküm doğrultusunda işçilerin kent kartlarına aylık gün sayısı ile orantılı dolum yapıldığı anlaşılmaktadır. İşçilerin kullandıkları sefer güzergahlarına göre yol bedelinin ücret olarak ödenmesi gerektiğine ilişkin teftiş raporunun hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu itibarla, davanın kabulüne karar vermek gerektiği..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D)İstinaf başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    E)İstinaf Sebepleri:
    Davalı vekili istinaf başvurusunda; İş Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca ücretin en geç ayda bir ödeneceğinin düzenlendiğini bu düzenlemeye göre, her ayın birinci günü ödenmesi gereken ücretlerin ayın 11-17 arası ödendiğini, bu durumunda yasa hükmüne aykırı olduğunu, yol ücretinin ayni olarak verileceğine ilişkin teknik şartnamedeki düzenleme ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı Toplu Taşıma Daire Başkanlığının cevabî yazı içeriğine göre yol ücretinin ve fark ücretlerin işçilere yol ücreti olarak ödenmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, İş Kanunu"nun 32. maddede ücretin en geç ayda bir ödeneceği düzenlemiş olup, ödeme zamanı konusunda açık düzenleme bulunmadığı, aynı Kanunu"nun 34. maddesinde ise, ücretin ödenme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmemesi halinde işçinin iş görme borcundan kurtulabileceğinin düzenlendiği, ücretin ayın başında ödenmesi gerektiğine yönelik müfettiş tespitinin yerinde olmadığı, sosyal haklardan olan yol ücretinin işverence nakdi olarak karşılanabileceği gibi servis hizmeti, toplu taşıma kartı gibi yöntemlerle de ayni olarak karşılanabileceği, yasada yol sosyal hakkının nakdi olarak verilmesi gerektiğine ilişkin düzenleme bulunmadığı, buna yönelik müfettiş tespitinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    G)Temyiz başvurusu :
    Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    H) Gerekçe:
    Uyuşmazlıkta, davacının dava açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
    Dava çeşitleri 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 105. ilâ 113. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Eda davası, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesinin talep edildiği dava türü olarak tanımlanmışken, tespit davası ise mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edildiği dava çeşidi olarak açıklanmıştır.
    Yine 6100 sayılı Kanun’un 106/son maddesine göre ise maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağı, aynı Kanunun 114/h. maddesinde “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.” dava şartları arasında sayılmış, takip eden 115/2 maddesinde mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği hüküm altına alınmıştır.
    4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporlarına karşı açılan davalar, işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşıdır. Bu tespite işçi tarafından, yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağı bulunduğu gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava eda davası karakterindedir. Söz konusu tespite işveren tarafından, yapılan tespitin hatalı olduğu ve tamamen ya da kısmen borçlu olmadığı gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava menfi tespit davası niteliğindedir.
    Görüldüğü üzere, iş müfettişi raporlarının işçilerin alacaklarına yönelik kısımlarına karşı işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup her halükarda bu davaların tarafları işçi ve işverendir. T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün bu davalarda taraf sıfatı bulunmamaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, dava konusu rapor davacı işverenlikte çalışan işçinin vakî şikâyeti üzerine tanzim edilmiş ise de, raporda davalı şikâyetçi işçinin işçilik alacaklarına ilişkin somut bir tespit yapılmadığı gibi yapılan diğer tespitler ise işyerindeki aylık ücretin ödenme zamanı ile yol ücretinin ödenme usulündeki mevzuata aykırılıklara ilişkindir. Bu rapor şu hali ile açılacak davalarda delil niteliğindedir. Dolayısıyla 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrası kapsamında kalan işçilik alacaklarına ilişkin bir tespit bulunmadığı gibi 6100 sayılı Kanun mucibince maddi vakıalar da, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamayacağından, davacının dava açmakta hukukî yararı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Bölge Adliye Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesi kararlarının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi