
Esas No: 2018/5642
Karar No: 2021/5606
Karar Tarihi: 25.11.2021
Danıştay 3. Daire 2018/5642 Esas 2021/5606 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5642
Karar No : 2021/5606
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …İnşaat Temizlik Gıda Yemek Mühendislik Mimarlık Yatırım Danışmanlığı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi-… İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı iş ortaklığı adına, alımlarının bir kısmının sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle sözü edilen faturalara konu indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2016 yılının Ocak ve Şubat dönemleri için re'sen salınan katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi gereğince kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı ortaklığın faturalarını kayıtlarına aldığı … İnşaat Petrol Elektrik Temizlik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki saptamalar düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını gösterdiğinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, 2015 yılına ilişkin olup aynı yıl içinde kesinleşen vergi ziyaı cezasının tekerrüre esas alınabileceği, somut bir tespit olmaksızın özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği gerekçesiyle katma değer vergisi ve tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare istinaf başvurusu usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının; özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiş, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 44. maddesi hükmüne göre, katma değer vergisinin prensip olarak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacağı ancak, bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlarda katma değer vergisi tarhiyatının muhatabının kimler olacağı anılan maddede iki bent halinde ayrıca gösterildiği, tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda mükellefiyetin, bütün ortakları kapsayacak şekilde, tek bir hesap üzerinden tesis edileceği, eğer katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi birinin tarhiyata muhatap olacağı, zira, katma değer vergisinde adi ortaklığın müstakil bir birim ve mükellefi teşkil edeceği ancak, ortaklığın ayrı tüzel kişiliği olmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve ödeme mükellefiyetinin ortaklara düşeceği, sözü edilen yasal düzenlemeyle, tarhiyata muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek duraksamaları gidermek bakımından, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyatın muhatabı olacağı hükmünün getirildiği, dava konusu olayda, müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken iş ortaklığı adına ihbarname düzenlenmesinin anılan Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği gerekçesiyle davacı istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararının, katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezası yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra cezalı vergi de kaldırılmıştır.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının, faturalarını yasal defterlerine kaydettiği mükellef hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda, sahte fatura düzenlediği tespit edildiğinden yapılan tarhiyat ile kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 25/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.